Susmakla İlgili Şiirler
Susmak Şiirleri
Susmak İle İlgili Şiirler
Sus yüreğim!
Sus seni anlayacak bir sen daha yoksa
Ve konuştukların dönüp dolaşıp seni vuracaksa, sus!
Susulması gerektiği kadar sus…
Yanlış anlaşılmaktansa anlaşılmamayı yeğle,
Bırak bilmeyenler bilmesin seni!
Suskunluğunu anlayabilenlere yan!
Susuşların ardındakileri görebilenlere yanaş!
Konuşulmayanları bilenleri sev!
Ve sırrını içinde tut yüreğim….
Zor olsa da…
Bazen sadece yaşların konuşsa da içinde tut!
Yüreğim, sızılarını akıtma…
Hani sımsıkı kilitlemiştim ya seni, unuttun mu?
O kilitlerini kırma, anahtar da arama çıkmak için
Biliyorsun ki bu diyarlarda konuşulmaz!
‘Yorumsuz’ olmalısın bu diyarlarda…
Susmalısın!
‘Ölü-yorum/ölüyorum’ larınla kucakladığını bilirlerse hayatı
O zaman içimdeki haykırışların da son bulur yüreğim unutma!
Şimdi istediğin kadar nara at içimde,
Zararı yok, bilen de yok!
Sen böyle olmalısın çünkü
İçten içe ağlamalı, parmaklıklar ardına çıkmamalısın
Bu sana son uyarım yüreğim…
Çünkü artık dayanmanın sonundayım.
Lütfen yapma, yapma, yapma
Etme isyan artık!
Ebediyete kadar susman gerektiğini bil ve öylece sus!
Susmak Bazen Her Şeydir…
Susmak kabullenmektir habersiz geleni;
Bazen acı çekmektir,
Haklılığını bile bile boyun bükmektir,
Kelimelere küsmektir üzmemek için sevdiğini…
Susmak dinlemektir alabildiğine hırçın düşünceleri;
Bazen göz yaşlarını saklamaktır,
Hüznü sessizliğe zincirlemektir,
Göstermemek için toprağa düşeni…
Susmak sevmektir adını haykıramadığın kişiyi,
Bazen ödün vermektir,
Hicranıyla yüreği dağlamaktır,
Gitmesin diye sıkı sıkı örtmektir yüreğini…
Susmak hapsetmektir aşamadığın çaresizliği;
Bazen geleceği beklemektir,
Hatıralar uğruna sineye çekmektir,
Dostluk adına çiğnemektir gururunu…
Susmak ölmektir yaşamak adına hayatı;
Bazen kaçıp gitmektir,
Hayatla kaderi birleştirmektir,
Teslim olup kaybetmektir mücadeleni
Suskunum ya sorma yar!
Gitmek istedim, dur dediler
Gidersen, yıkılır sur dediler
Sana yasak gurbet, sıla zaten yok,
Sevinç boş, gereksiz huzur dediler
Gitmek istedim, gitme dur dediler.
Gitme, sus, gülme, ölme dediler
Ölüm kurtuluş, bildiler.
Karakalem bir güldü umut,
Hiç sorma.. çoktaan sildiler.
Bizden değildiler
Bir şafağın gecesinde geldiler
Kara büründü ülkem, karardı bütün günler.
İşte bundan suskunum ya sorma yar!
Ruhumda hiç bilmediğin yara var,
Elem var, keder var.
Yıllar oldu ki üstüme çöktü yıllar
Çığlarla değil ama çağlarla kapandı yollar.
Suskunum ya sorma yar!
Hüzün var, öfke var, hasret var, ağıt var.
Sus dediler gönlüme
Konuşma, ağlama
Ağlarsan yıkılır duvar, asuman yanar
Sus dediler, susmanda yarar var.
Suskunum ya sorma yar!
Ülkemde beyazdır zulüm
Rahmet değil yağmur, kar.
Bizi yetim bırakalı çok oldu bahar.
Damarımızdan kan, nehrimizden çekildi sular.
Artık kış var, çöl var
Kahır yürekte
Gözyaşından göl var.
Suskunum ya sorma yar!
Asırlar oldu yaram var
Taş atmıyorlar
İhanet etti kuşlar.
Çocuklar; büyüyen şeytanlar
On yılda yetişti bilirim onlar.
Suskunum ya sorma yar!
Yeryüzü yer dibinden dar
Göğe süzüldü bedenimden ar
Hangi kıyamet bu kadar uzar?
Hangi zalim bu kadar azar?
Namus boynu bükük bir yetim,
İffet evsiz barksız ihtiyar.
Suskunum ya sorma yar!
Bilir misin bu el bu kalemi nasıl tutar?
Kaç kelime şehit olur?
Kaç kelime kefensiz yatar?
İyiyim demek kolay
İyilik iyiye batar.
En kurnaz satıcıdır dost,
Samimiyet eker, ihanet satar.
Güller gitti gideli kuruldu bu pazar.
Suskunum ya sorma yar!
Cüceler (dev)let kurar
Ocak yıkar, umut kırar
Ve heceler bana bakar
Heceler medet umar.
Oysa hayat HAYY’dan uzak
Yaşam kaybedilen kumar
Suskunum ya sorma yar!
Kaç perdelik ömrümüz?
Çevremde hep kuklalar
Güvercinler çatlatır
Atılan o taklalar
Haz veren bu oyunlar
Sönüveren ocaklar
Her hüzün bir intihar
Her ölüm kıpkızıl nar
Hiç bitmez mi sonbahar?
Eyvah! Dolu çığlıklar
Ve umarsız kahkahalar
Neyse ki var bir KAHHAR.
Suskunum ya sorma yar!
Havarla ömrüm başlar
Nasıl bir mevsim ki bu
Sararır ve düşer dimdik başlar?
Suskunum ya sorma yar!
Oy! larım dağlar yıkar
Büyümüşte küçülmüşüm
Ninniler beni oyalar
Ölüme durmuş halaylar
Masumiyet derdest olmuş
Salıverilmiş günahlar.
Suskunum ya sorma yar!
Nedendir bozulmuş havalar
Aslan terbiyecisi çakallar
Tel tel ihanet yüklü
Kahpe sarısı sakallar
Suskunum ya sorma yar!
Sağır olmuş sultanlar
Sesim dilsiz, sözüm yüksüz
Benden daha ben görünür
Karşımdaki düşmanlar
Uyku taşır umutlar
Çeker de içine anlaşılmaz
Nedir, neredendir bu esrar.
Suskunum ya sorma yar!
Öldü çoktan Mecnunlar
Bu devre halayıktır
Çirkinleşen Leylalar
Ya bu şehirler
Ya bu sokaklar
Ya bu delikanlı ahmaklar
Ya bu cesur korkaklar
Ne zaman ekildi ki
Çürüdü o tohumlar
Suskunum ya sorma yar!
Bulut esiri dağlar
Can çekişen sağlar
Hazan düşen bağlar
Ağlayanım kalmadı
Ağlarsa anam ağlar
Gerisi…
Suskunum ya sorma yar!
Yari yardan atarlar
Firak yükler sırtıma
Aldırmaz feryadıma
Gül solduran bu yolda
Hızla giden kervana
Sustum diye katarlar.
Suskunum ya sorma yar!
Derin derin kuyular
Kuyularda Yusuflar
Kaç kardaş hain çıkar?
Kaç Yakup ağıt yakar?
Böyle kolay söner mi
Zorla yanan ocaklar?
Suskunum ya sorma yar!
Sussam kaçacaklar
Konuşsam vuracaklar
Yeter artık! Uyanın
Bihaber yanacaklar.
alıntı
Susmak Şiirleri
Susmak İle İlgili Şiirler
Sus yüreğim!
Sus seni anlayacak bir sen daha yoksa
Ve konuştukların dönüp dolaşıp seni vuracaksa, sus!
Susulması gerektiği kadar sus…
Yanlış anlaşılmaktansa anlaşılmamayı yeğle,
Bırak bilmeyenler bilmesin seni!
Suskunluğunu anlayabilenlere yan!
Susuşların ardındakileri görebilenlere yanaş!
Konuşulmayanları bilenleri sev!
Ve sırrını içinde tut yüreğim….
Zor olsa da…
Bazen sadece yaşların konuşsa da içinde tut!
Yüreğim, sızılarını akıtma…
Hani sımsıkı kilitlemiştim ya seni, unuttun mu?
O kilitlerini kırma, anahtar da arama çıkmak için
Biliyorsun ki bu diyarlarda konuşulmaz!
‘Yorumsuz’ olmalısın bu diyarlarda…
Susmalısın!
‘Ölü-yorum/ölüyorum’ larınla kucakladığını bilirlerse hayatı
O zaman içimdeki haykırışların da son bulur yüreğim unutma!
Şimdi istediğin kadar nara at içimde,
Zararı yok, bilen de yok!
Sen böyle olmalısın çünkü
İçten içe ağlamalı, parmaklıklar ardına çıkmamalısın
Bu sana son uyarım yüreğim…
Çünkü artık dayanmanın sonundayım.
Lütfen yapma, yapma, yapma
Etme isyan artık!
Ebediyete kadar susman gerektiğini bil ve öylece sus!
Susmak Bazen Her Şeydir…
Susmak kabullenmektir habersiz geleni;
Bazen acı çekmektir,
Haklılığını bile bile boyun bükmektir,
Kelimelere küsmektir üzmemek için sevdiğini…
Susmak dinlemektir alabildiğine hırçın düşünceleri;
Bazen göz yaşlarını saklamaktır,
Hüznü sessizliğe zincirlemektir,
Göstermemek için toprağa düşeni…
Susmak sevmektir adını haykıramadığın kişiyi,
Bazen ödün vermektir,
Hicranıyla yüreği dağlamaktır,
Gitmesin diye sıkı sıkı örtmektir yüreğini…
Susmak hapsetmektir aşamadığın çaresizliği;
Bazen geleceği beklemektir,
Hatıralar uğruna sineye çekmektir,
Dostluk adına çiğnemektir gururunu…
Susmak ölmektir yaşamak adına hayatı;
Bazen kaçıp gitmektir,
Hayatla kaderi birleştirmektir,
Teslim olup kaybetmektir mücadeleni
Suskunum ya sorma yar!
Gitmek istedim, dur dediler
Gidersen, yıkılır sur dediler
Sana yasak gurbet, sıla zaten yok,
Sevinç boş, gereksiz huzur dediler
Gitmek istedim, gitme dur dediler.
Gitme, sus, gülme, ölme dediler
Ölüm kurtuluş, bildiler.
Karakalem bir güldü umut,
Hiç sorma.. çoktaan sildiler.
Bizden değildiler
Bir şafağın gecesinde geldiler
Kara büründü ülkem, karardı bütün günler.
İşte bundan suskunum ya sorma yar!
Ruhumda hiç bilmediğin yara var,
Elem var, keder var.
Yıllar oldu ki üstüme çöktü yıllar
Çığlarla değil ama çağlarla kapandı yollar.
Suskunum ya sorma yar!
Hüzün var, öfke var, hasret var, ağıt var.
Sus dediler gönlüme
Konuşma, ağlama
Ağlarsan yıkılır duvar, asuman yanar
Sus dediler, susmanda yarar var.
Suskunum ya sorma yar!
Ülkemde beyazdır zulüm
Rahmet değil yağmur, kar.
Bizi yetim bırakalı çok oldu bahar.
Damarımızdan kan, nehrimizden çekildi sular.
Artık kış var, çöl var
Kahır yürekte
Gözyaşından göl var.
Suskunum ya sorma yar!
Asırlar oldu yaram var
Taş atmıyorlar
İhanet etti kuşlar.
Çocuklar; büyüyen şeytanlar
On yılda yetişti bilirim onlar.
Suskunum ya sorma yar!
Yeryüzü yer dibinden dar
Göğe süzüldü bedenimden ar
Hangi kıyamet bu kadar uzar?
Hangi zalim bu kadar azar?
Namus boynu bükük bir yetim,
İffet evsiz barksız ihtiyar.
Suskunum ya sorma yar!
Bilir misin bu el bu kalemi nasıl tutar?
Kaç kelime şehit olur?
Kaç kelime kefensiz yatar?
İyiyim demek kolay
İyilik iyiye batar.
En kurnaz satıcıdır dost,
Samimiyet eker, ihanet satar.
Güller gitti gideli kuruldu bu pazar.
Suskunum ya sorma yar!
Cüceler (dev)let kurar
Ocak yıkar, umut kırar
Ve heceler bana bakar
Heceler medet umar.
Oysa hayat HAYY’dan uzak
Yaşam kaybedilen kumar
Suskunum ya sorma yar!
Kaç perdelik ömrümüz?
Çevremde hep kuklalar
Güvercinler çatlatır
Atılan o taklalar
Haz veren bu oyunlar
Sönüveren ocaklar
Her hüzün bir intihar
Her ölüm kıpkızıl nar
Hiç bitmez mi sonbahar?
Eyvah! Dolu çığlıklar
Ve umarsız kahkahalar
Neyse ki var bir KAHHAR.
Suskunum ya sorma yar!
Havarla ömrüm başlar
Nasıl bir mevsim ki bu
Sararır ve düşer dimdik başlar?
Suskunum ya sorma yar!
Oy! larım dağlar yıkar
Büyümüşte küçülmüşüm
Ninniler beni oyalar
Ölüme durmuş halaylar
Masumiyet derdest olmuş
Salıverilmiş günahlar.
Suskunum ya sorma yar!
Nedendir bozulmuş havalar
Aslan terbiyecisi çakallar
Tel tel ihanet yüklü
Kahpe sarısı sakallar
Suskunum ya sorma yar!
Sağır olmuş sultanlar
Sesim dilsiz, sözüm yüksüz
Benden daha ben görünür
Karşımdaki düşmanlar
Uyku taşır umutlar
Çeker de içine anlaşılmaz
Nedir, neredendir bu esrar.
Suskunum ya sorma yar!
Öldü çoktan Mecnunlar
Bu devre halayıktır
Çirkinleşen Leylalar
Ya bu şehirler
Ya bu sokaklar
Ya bu delikanlı ahmaklar
Ya bu cesur korkaklar
Ne zaman ekildi ki
Çürüdü o tohumlar
Suskunum ya sorma yar!
Bulut esiri dağlar
Can çekişen sağlar
Hazan düşen bağlar
Ağlayanım kalmadı
Ağlarsa anam ağlar
Gerisi…
Suskunum ya sorma yar!
Yari yardan atarlar
Firak yükler sırtıma
Aldırmaz feryadıma
Gül solduran bu yolda
Hızla giden kervana
Sustum diye katarlar.
Suskunum ya sorma yar!
Derin derin kuyular
Kuyularda Yusuflar
Kaç kardaş hain çıkar?
Kaç Yakup ağıt yakar?
Böyle kolay söner mi
Zorla yanan ocaklar?
Suskunum ya sorma yar!
Sussam kaçacaklar
Konuşsam vuracaklar
Yeter artık! Uyanın
Bihaber yanacaklar.
alıntı