Susmak İle İlgili Şiirler, Susmakla İlgili Şiirler

SoruCevap

Üye
Çözümler
1
Tepkime
62
Yaş
36
Coin
256,936
Susmakla İlgili Şiirler
Susmak Şiirleri

Susmak İle İlgili Şiirler

Sus yüreğim!


Sus seni anlayacak bir sen daha yoksa

Ve konuştukların dönüp dolaşıp seni vuracaksa, sus!

Susulması gerektiği kadar sus…

Yanlış anlaşılmaktansa anlaşılmamayı yeğle,

Bırak bilmeyenler bilmesin seni!

Suskunluğunu anlayabilenlere yan!

Susuşların ardındakileri görebilenlere yanaş!

Konuşulmayanları bilenleri sev!

Ve sırrını içinde tut yüreğim….

Zor olsa da…

Bazen sadece yaşların konuşsa da içinde tut!

Yüreğim, sızılarını akıtma…

Hani sımsıkı kilitlemiştim ya seni, unuttun mu?

O kilitlerini kırma, anahtar da arama çıkmak için

Biliyorsun ki bu diyarlarda konuşulmaz!

‘Yorumsuz’ olmalısın bu diyarlarda…

Susmalısın!

‘Ölü-yorum/ölüyorum’ larınla kucakladığını bilirlerse hayatı

O zaman içimdeki haykırışların da son bulur yüreğim unutma!

Şimdi istediğin kadar nara at içimde,

Zararı yok, bilen de yok!

Sen böyle olmalısın çünkü

İçten içe ağlamalı, parmaklıklar ardına çıkmamalısın

Bu sana son uyarım yüreğim…

Çünkü artık dayanmanın sonundayım.

Lütfen yapma, yapma, yapma

Etme isyan artık!

Ebediyete kadar susman gerektiğini bil ve öylece sus!



Susmak Bazen Her Şeydir…

Susmak kabullenmektir habersiz geleni;
Bazen acı çekmektir,
Haklılığını bile bile boyun bükmektir,
Kelimelere küsmektir üzmemek için sevdiğini…
Susmak dinlemektir alabildiğine hırçın düşünceleri;
Bazen göz yaşlarını saklamaktır,
Hüznü sessizliğe zincirlemektir,
Göstermemek için toprağa düşeni…
Susmak sevmektir adını haykıramadığın kişiyi,
Bazen ödün vermektir,
Hicranıyla yüreği dağlamaktır,
Gitmesin diye sıkı sıkı örtmektir yüreğini…
Susmak hapsetmektir aşamadığın çaresizliği;
Bazen geleceği beklemektir,
Hatıralar uğruna sineye çekmektir,
Dostluk adına çiğnemektir gururunu…
Susmak ölmektir yaşamak adına hayatı;
Bazen kaçıp gitmektir,
Hayatla kaderi birleştirmektir,
Teslim olup kaybetmektir mücadeleni

Suskunum ya sorma yar!

Gitmek istedim, dur dediler

Gidersen, yıkılır sur dediler

Sana yasak gurbet, sıla zaten yok,

Sevinç boş, gereksiz huzur dediler

Gitmek istedim, gitme dur dediler.



Gitme, sus, gülme, ölme dediler

Ölüm kurtuluş, bildiler.

Karakalem bir güldü umut,

Hiç sorma.. çoktaan sildiler.

Bizden değildiler

Bir şafağın gecesinde geldiler

Kara büründü ülkem, karardı bütün günler.



İşte bundan suskunum ya sorma yar!

Ruhumda hiç bilmediğin yara var,

Elem var, keder var.

Yıllar oldu ki üstüme çöktü yıllar

Çığlarla değil ama çağlarla kapandı yollar.



Suskunum ya sorma yar!

Hüzün var, öfke var, hasret var, ağıt var.

Sus dediler gönlüme

Konuşma, ağlama

Ağlarsan yıkılır duvar, asuman yanar

Sus dediler, susmanda yarar var.



Suskunum ya sorma yar!

Ülkemde beyazdır zulüm

Rahmet değil yağmur, kar.

Bizi yetim bırakalı çok oldu bahar.

Damarımızdan kan, nehrimizden çekildi sular.

Artık kış var, çöl var

Kahır yürekte

Gözyaşından göl var.



Suskunum ya sorma yar!

Asırlar oldu yaram var

Taş atmıyorlar

İhanet etti kuşlar.

Çocuklar; büyüyen şeytanlar

On yılda yetişti bilirim onlar.



Suskunum ya sorma yar!

Yeryüzü yer dibinden dar

Göğe süzüldü bedenimden ar

Hangi kıyamet bu kadar uzar?

Hangi zalim bu kadar azar?

Namus boynu bükük bir yetim,

İffet evsiz barksız ihtiyar.



Suskunum ya sorma yar!

Bilir misin bu el bu kalemi nasıl tutar?

Kaç kelime şehit olur?

Kaç kelime kefensiz yatar?

İyiyim demek kolay

İyilik iyiye batar.

En kurnaz satıcıdır dost,

Samimiyet eker, ihanet satar.

Güller gitti gideli kuruldu bu pazar.



Suskunum ya sorma yar!

Cüceler (dev)let kurar

Ocak yıkar, umut kırar

Ve heceler bana bakar

Heceler medet umar.

Oysa hayat HAYY’dan uzak

Yaşam kaybedilen kumar



Suskunum ya sorma yar!

Kaç perdelik ömrümüz?

Çevremde hep kuklalar

Güvercinler çatlatır

Atılan o taklalar

Haz veren bu oyunlar

Sönüveren ocaklar

Her hüzün bir intihar

Her ölüm kıpkızıl nar

Hiç bitmez mi sonbahar?

Eyvah! Dolu çığlıklar

Ve umarsız kahkahalar

Neyse ki var bir KAHHAR.



Suskunum ya sorma yar!

Havarla ömrüm başlar

Nasıl bir mevsim ki bu

Sararır ve düşer dimdik başlar?



Suskunum ya sorma yar!

Oy! larım dağlar yıkar

Büyümüşte küçülmüşüm

Ninniler beni oyalar

Ölüme durmuş halaylar

Masumiyet derdest olmuş

Salıverilmiş günahlar.



Suskunum ya sorma yar!

Nedendir bozulmuş havalar

Aslan terbiyecisi çakallar

Tel tel ihanet yüklü

Kahpe sarısı sakallar



Suskunum ya sorma yar!

Sağır olmuş sultanlar

Sesim dilsiz, sözüm yüksüz

Benden daha ben görünür

Karşımdaki düşmanlar

Uyku taşır umutlar

Çeker de içine anlaşılmaz

Nedir, neredendir bu esrar.



Suskunum ya sorma yar!

Öldü çoktan Mecnunlar

Bu devre halayıktır

Çirkinleşen Leylalar

Ya bu şehirler

Ya bu sokaklar

Ya bu delikanlı ahmaklar

Ya bu cesur korkaklar

Ne zaman ekildi ki

Çürüdü o tohumlar



Suskunum ya sorma yar!

Bulut esiri dağlar

Can çekişen sağlar

Hazan düşen bağlar

Ağlayanım kalmadı

Ağlarsa anam ağlar

Gerisi…



Suskunum ya sorma yar!

Yari yardan atarlar

Firak yükler sırtıma

Aldırmaz feryadıma

Gül solduran bu yolda

Hızla giden kervana

Sustum diye katarlar.



Suskunum ya sorma yar!

Derin derin kuyular

Kuyularda Yusuflar

Kaç kardaş hain çıkar?

Kaç Yakup ağıt yakar?

Böyle kolay söner mi

Zorla yanan ocaklar?



Suskunum ya sorma yar!

Sussam kaçacaklar

Konuşsam vuracaklar

Yeter artık! Uyanın

Bihaber yanacaklar.

alıntı
 

Create an account or login to comment

You must be a member in order to leave a comment

Create account

Create an account on our community. It's easy!

Log in

Already have an account? Log in here.

Üst Alt