T221 - TESTİ
AZIK HASSASLIK YAHUT BESİN İNTOLERANS TESTİ
Gerilim, bağırsak flora dengesizliği, enfeksiyon yahut kimi medikal ilaçlara bağlı mukozal hasar vb dışında sıhhatsiz beslenme durumu, diyette çeşitliliğin olmaması (çok ziyade ölçüde gluten) üzere nedenlere bağlı olarak gelişen Besin Duyarlılığıyaşam kalitesini düşüren bir durumdur. Son yıllarda geliştirilen Microchip teknolojisinin uygulandığı Genarrayt Microarray Testi ile besin intoleransı teşhisinde son nokta T221 - TESTİ.
IgG ölçümü için geliştirilmiş altın standarda sahip bir test teknolojisi ile 200’den ziyade besin unsuruna karşı oluşabilecek intolerans çok az ölçüde kan örneği alınarak kısa müddet içerisinde tespit edilebilmektedir.
Besin unsurlarına mahsus IgG antikorlarının belirlenmesiyle elde edilen test raporuna nazaran hazırlanan diyet programının uygulanması ile bireyin;
Şişmanlık
Migren, baş ağrısı
Cilt meseleleri (akne, sivilce, egzama)
Halsizlik, yorgunluk, uyku bozuklukları, depresyon
Teneffüs yolu illetleri (astım, bronşit, nezle, sinüzit, geçmeyen öksürük)
Mide ve bağırsak sorunları (gaz, şişkinlik, karın ağrısı, ishal, kabızlık, mide krampları, ödem, Irritable Bağırsak Sendromu)
ve daha birçok şikayetinin kronik hale gelmesi engellenmektedir.
Türkiye'de beslenme kaynaklı meseleler gün geçtikçe artmaktadır. Besin Hassaslığı da beslenme kaynaklı meselelerden biridir. Yerküre nüfusunun yarısında Besin Hassaslığı bulunmakta ve buna bağlı olarak obezite, IBS (Irritable bağırsak sendromu), hipertansiyon, astım, kronik yorgunluk, depresyon, egzama, çil ve deri döküntüleri, şiddetli mide ve bağırsak sorunları üzere birçok illetten ve şikayetten yakınmaktadır (Dünya Sıhhat Örgütü, 2006).
Bağışıklık sistemi bakteri, virüs, mantar ve parazitlerin yol açabileceği enfeksiyonların oluşmasını handikaplar. Lakin yediğimiz rastgele bir azık vücudu olumsuz olarak etkiliyor ise durum farklıdır: O vakit vücut, yabancı unsur olarak gördüğü azığa karşı savunma sistemini harekete geçirir. Azıklara karşı vücudun vermiş olduğu olumsuz cevap sıradanda zararsız olarak bildiğimiz besinler tüketildiğinde dahi meydana gelebilir.Bu olumsuz bağışıklık sistemi cevabı 2 halde kıymetlendirilebilir: Azık Hassaslığı (İntoleransı) ve Azık Alerjisi.
Azık Hassaslığı ile Besin Alerjisi sıklıkla birbiriyle karıştırılmaktadır. Besin hassaslığına, alerjiye orantıyla çok daha sık rastlanmaktadır. Besin Hassaslığına bağlı oluşan rahatsızlıklar bazen alerjiye bağlı oluşan rahatsızlık ve semptomlara benzemenin yanında, alerjiden farklı olarak bazen saatler velev günler sonra ortaya çıkabilmektedir.
Sıkça Tükettiğiniz Besinler Şeytan mı, Melek mi?
Besin Alerjisi durumunda, azık tüketildikten acilen sonra bağışıklık sistemi karşılığı oluşmasının yanı sıra cevap IgE antikorlarına bağlıdır. Insanlar birden fazla devir kendileri teşhis koyabilirler. Örneğin çileğe karşı alerjiniz laf konusu ise çilek taraf yemez şiddetli öksürük, deride kızarıklık, kaşıntı üzere belirtiler ortaya çıkabilir ve siz çilekten kaynaklandığını teşhis edebilirsiniz. Gelgelelim Besin Hassaslığında karşılık bu formda oluşmamaktadır. Besin Hassaslığı,bir diğer tabirle Gecikmiş Tip 3 Alerji, IgG antikorlarına bağlı olarak savunma sisteminin oluşturmuş olduğu bir cevaptır; çoğunlukla semptom ve şikayetler alerjiye nazaran daha uzun müddetlerde görülmektedir. Bu sebeple kimseler sorunun yedikleri azıkların hangisinden kaynaklandığını bulmakta zorlanırlar.
Eski formüllerle, azık hassaslığına bağlı olarak ekseriyetle hangi besinin insanda semptom ve birtakım şikayetlere sebep olduğunu, besinleri tek tek deneyerek bulmaya çalışılırdı. Ama birden çok besin yahut besin kombinasyonu sorun yaratıyorsa bu besinleri bulmak imkansız hale gelir ve hayat boyunca nedeni anlaşılamayan rahatsızlıklar, şikayetler yaşamak zorunda kalınırdı. Artık yeni nesil Besin Hassaslık testleri ile birçok besine karşı Spesifik IgG tayini ile hassaslık olduğu saptanabilmekte. Akabinde şahsa hususî hazırlanan sonuç raporlarına nazaran bir diyetisyen tarafından önerilen eliminasyon ve / yahut rotasyon diyeti ile şikayet ve semptomların azaldığı, velev gözle görülür gelişmeler olduğu saptanmaktadır.
AZIK HASSASLIK YAHUT BESİN İNTOLERANS TESTİ
Gerilim, bağırsak flora dengesizliği, enfeksiyon yahut kimi medikal ilaçlara bağlı mukozal hasar vb dışında sıhhatsiz beslenme durumu, diyette çeşitliliğin olmaması (çok ziyade ölçüde gluten) üzere nedenlere bağlı olarak gelişen Besin Duyarlılığıyaşam kalitesini düşüren bir durumdur. Son yıllarda geliştirilen Microchip teknolojisinin uygulandığı Genarrayt Microarray Testi ile besin intoleransı teşhisinde son nokta T221 - TESTİ.
IgG ölçümü için geliştirilmiş altın standarda sahip bir test teknolojisi ile 200’den ziyade besin unsuruna karşı oluşabilecek intolerans çok az ölçüde kan örneği alınarak kısa müddet içerisinde tespit edilebilmektedir.
Besin unsurlarına mahsus IgG antikorlarının belirlenmesiyle elde edilen test raporuna nazaran hazırlanan diyet programının uygulanması ile bireyin;
Şişmanlık
Migren, baş ağrısı
Cilt meseleleri (akne, sivilce, egzama)
Halsizlik, yorgunluk, uyku bozuklukları, depresyon
Teneffüs yolu illetleri (astım, bronşit, nezle, sinüzit, geçmeyen öksürük)
Mide ve bağırsak sorunları (gaz, şişkinlik, karın ağrısı, ishal, kabızlık, mide krampları, ödem, Irritable Bağırsak Sendromu)
ve daha birçok şikayetinin kronik hale gelmesi engellenmektedir.
Türkiye'de beslenme kaynaklı meseleler gün geçtikçe artmaktadır. Besin Hassaslığı da beslenme kaynaklı meselelerden biridir. Yerküre nüfusunun yarısında Besin Hassaslığı bulunmakta ve buna bağlı olarak obezite, IBS (Irritable bağırsak sendromu), hipertansiyon, astım, kronik yorgunluk, depresyon, egzama, çil ve deri döküntüleri, şiddetli mide ve bağırsak sorunları üzere birçok illetten ve şikayetten yakınmaktadır (Dünya Sıhhat Örgütü, 2006).
Bağışıklık sistemi bakteri, virüs, mantar ve parazitlerin yol açabileceği enfeksiyonların oluşmasını handikaplar. Lakin yediğimiz rastgele bir azık vücudu olumsuz olarak etkiliyor ise durum farklıdır: O vakit vücut, yabancı unsur olarak gördüğü azığa karşı savunma sistemini harekete geçirir. Azıklara karşı vücudun vermiş olduğu olumsuz cevap sıradanda zararsız olarak bildiğimiz besinler tüketildiğinde dahi meydana gelebilir.Bu olumsuz bağışıklık sistemi cevabı 2 halde kıymetlendirilebilir: Azık Hassaslığı (İntoleransı) ve Azık Alerjisi.
Azık Hassaslığı ile Besin Alerjisi sıklıkla birbiriyle karıştırılmaktadır. Besin hassaslığına, alerjiye orantıyla çok daha sık rastlanmaktadır. Besin Hassaslığına bağlı oluşan rahatsızlıklar bazen alerjiye bağlı oluşan rahatsızlık ve semptomlara benzemenin yanında, alerjiden farklı olarak bazen saatler velev günler sonra ortaya çıkabilmektedir.
Sıkça Tükettiğiniz Besinler Şeytan mı, Melek mi?
Besin Alerjisi durumunda, azık tüketildikten acilen sonra bağışıklık sistemi karşılığı oluşmasının yanı sıra cevap IgE antikorlarına bağlıdır. Insanlar birden fazla devir kendileri teşhis koyabilirler. Örneğin çileğe karşı alerjiniz laf konusu ise çilek taraf yemez şiddetli öksürük, deride kızarıklık, kaşıntı üzere belirtiler ortaya çıkabilir ve siz çilekten kaynaklandığını teşhis edebilirsiniz. Gelgelelim Besin Hassaslığında karşılık bu formda oluşmamaktadır. Besin Hassaslığı,bir diğer tabirle Gecikmiş Tip 3 Alerji, IgG antikorlarına bağlı olarak savunma sisteminin oluşturmuş olduğu bir cevaptır; çoğunlukla semptom ve şikayetler alerjiye nazaran daha uzun müddetlerde görülmektedir. Bu sebeple kimseler sorunun yedikleri azıkların hangisinden kaynaklandığını bulmakta zorlanırlar.
Eski formüllerle, azık hassaslığına bağlı olarak ekseriyetle hangi besinin insanda semptom ve birtakım şikayetlere sebep olduğunu, besinleri tek tek deneyerek bulmaya çalışılırdı. Ama birden çok besin yahut besin kombinasyonu sorun yaratıyorsa bu besinleri bulmak imkansız hale gelir ve hayat boyunca nedeni anlaşılamayan rahatsızlıklar, şikayetler yaşamak zorunda kalınırdı. Artık yeni nesil Besin Hassaslık testleri ile birçok besine karşı Spesifik IgG tayini ile hassaslık olduğu saptanabilmekte. Akabinde şahsa hususî hazırlanan sonuç raporlarına nazaran bir diyetisyen tarafından önerilen eliminasyon ve / yahut rotasyon diyeti ile şikayet ve semptomların azaldığı, velev gözle görülür gelişmeler olduğu saptanmaktadır.
