Evlilikte aynı çatı altında yaşayan iki farklı bireyin fikir ayrılıklarına düşmesi gayet doğaldır. Hemen her ailede bazı çatışmalar ve gerginlikler yaşanabilir. Fakat bu tartışmaların çok sık tekrarlanması, eşlerin birbirlerini sözel ve fiziksel incitmeye başlaması, saygı ve sevgiden yoksun iletişim kurmaları evdeki çocukların psikolojilerinde derin yaralar açabilir.
Aile çocuklar için gelecek hayatlarını şekillendiren en önemli kurumdur. Huzurlu bir aile ortamında büyümek çocukların en temel hakkıdır. Özellikle kişilik yapısının şekillendiği ilk çocukluk döneminde çocuğun tartışma ve gerginlikten uzak, huzurlu ve şefkatli bir ortamda büyümesi çocuğun psiko-sosyal gelişimi açısından çok önemlidir.
Aile içindeki kavgaların çocuk üzerindeki olumsuz etkileri:
- Anne ve babasının birbirlerine sözlü ya da fiziksel saldırısını gören çocuk, bu durumdan kendisini sorumlu tutup, anne-babasının onu sevmediği hissine kapılabilir.
- Eşler arasındaki şiddetli kavgaların içinde yetişen çocuk, zamanla onlardan korkmasına, soğumasına ve güveninin azalmasına neden olur. Kavgalarda ortaya çıkan yoğun öfke durumu ve fiziksel şiddet çocuklar için korkutucu bir durumdur. Çocuk öfkelendiğinde öfkesine yenik düşen babayı veya anneyi gördüğünde, o güne kadar sevgi dolu bir insan olarak tarif ettiği ebeveyninin bir başka şeye dönüştüğünü düşünür ve öfkenin kendisine yönelmesinden korku duyar. Bütün bunların sonucunda da çocuğun ebeveynine olan güveni sarsılır.
- Evde çocuğun gözü önünde zaman zaman tartışmalarla beraber gelen şiddet, çocuğun dış dünyada şiddet eğilimli olmasına sebebiyet verebilir.
Eşlerin birbirlerine yüksek sesle konuşması çocuğun korkma ve kaygı düzeyini artırır.
Evde huzuru bulamayan çocuk mutluluğu başka yerlerde arayabilir. Suç işleyen, alkol, uyuşturucu, sigara kullanan çocukların huzursuz bir aile ortamında yetişmiş olduğu muhtemeldir.
-Kişiliğin geliştiği ilk çocukluk döneminde çocuğun anne ve babasının kavgasına şahit olması çocukta birçok duygusal ve davranışsal problemlerin oluşmasına zemin hazırlar. Anne ve babası arasında yaşanan geçimsizlikler çocuğun insanları ve hayatı sevmesinde, sosyal yaşantıya uyum sağlamasında kötü hatıralar olarak kalacaktır. İnsanlarda Psiko-sosyal pek çok rahatsızlığın ortaya çıkması, çocukluk çağında yaşanan böyle tatsız hatıralara bağlı olabilir. Örneğin; hayata karşı isteksizlik, insanlara düşmanca hisler geliştirmek, hayvanlara eziyet etmekten zevk almak, yalancılık, hırsızlık, çeşitli tikler edinmek, özgüven eksikliği, çekingenlik gibi birçok psikolojik rahatsızlığın temelinde husursuz aile ortamında yetişmek etkilidir.
-Kavganın eksik olmadığı evde yetişen çocuğun okul başarısı da düşük olur. Özellikle dikkat gerektiren dersleri dinleyemez, dikkatini toplayamaz. Anne babalar çocuklarının ders başarısından şikayet ederken öncelikle kendilerini sorgulamalıdır. Ayrıca evde gergin aile ortamından etkilenen çocuk, okulda arkadaşlarına agresif davranabilir, kendisini onlardan soyutlayabilir, yalnız kalabilir.
Ebeveynlerin depresif ruh halleri çocuklarına da yansır, çocuklarda yoğun üzüntü, mutsuzluk, hiçbir şeyden zevk alamama gibi depresif belirtiler gösterirler.
Ebevenlerin Nelere Dikkat Etmesi Gerekir?
Öncelikle karı-koca kavgaları önlenemiyorsa, bu durum çocuğa kesinlikle yansıtılmamalıdır. Ebeveynler çocuğun önünde tartışmalardan kaçınmalıdır.
Tartışmaların çözüme yönelik olmasına özen göstermek gerekir.
Eğer çocuk evdeki tartışmaya şahit olmuşsa, tartışmanın çözüme ulaştırmaya özen göstermesi gerekir. Anne-baba arasındaki tartışmanın çözüme ulaşması, kavganın çocuk üzerindeki duygusal ve davranışsal etkisini azaltmaktadır. Anne babası arasındaki problemlerin çözüme kavuşması, bu çatışmanın yapıcı olduğunu çocukların hissetmesine yol açar, çocuğun tepkisi de buna göre değişir. Çözüme ulaşmış, yapıcı tartışmalar hem ebeveynler, hem de çocuklar için önemlidir. Her zaman çocuğun önünde çözüm bulmak mümkün olmasa da, bu konuda yapılacak açıklamadan, çocuklar fayda sağlayacaktır.
Fakat sözlerin, davranışlarla tutarlı olması çok önemlidir. Çocuğun anne babasının konuşmalarından aldığı mesaj ile hareket ve ses tonundan aldığı mesaj çelişkili olmamalıdır.
Eşlerin birbirini kırıcı ve aşağılayıcı sözlerden ya da ifadelerden kaçınması gerekir. Bu durum çocuğun kaygı ve korku durumunu artırır.
Kavga sürecinde çocuğa “hakemlik” görevi verilmemelidir. Anne veya baba birbirleriyle alakalı şikayetlerini çocuğa anlatmamalı, birbirlerini çocuğa kötülememeli, çocuğun taraf tutması için ona baskı yapmamalıdır.
Anne ve babalar tartışma esnasında öfkesini çocuğa yansıtmamalı, çocuğun bir hatası varmış gibi öfkesini çocuktan çıkartmaması gerekir.
Özellikle çocukla ilgili olan tartışmalar çocuğun önünde yapılmaması gerekir. Kendisi hakkında yapılan tartışmalar, çocukta suçluluk duygusu, utanma, aşağılık kompleksi içine kapanıklık gibi sorunlara neden olabilir.
Son olarak; eşlerin birbirlerinden şikayetleri varsa ve bu durumu kendi aralarında çözüme kavuşturamıyorlarsa mutlaka bir uzmandan destek almaları gerekir. Şiddetin, aşağılamanın, hakaretlerin olduğu kavga ortamlarında büyüyen çocukların kişilik gelişimi ciddi anlamda örselenmektedir. Anne babaların çocuklarının geleceklerini düşünmesi, çocuğunun psikolojisinde tedavisi zor yaraların açılmasına imkan vermemesi gerekir.
Aile İçindeki Kavgaların Çocuk Üzerindeki Etkileri:
-Anne ve babasının birbirlerine sözlü ya da fiziksel saldırısını gören çocuk, bu durumdan kendisini sorumlu tutup, anne/babasının onu sevmediği hissine kapılabilir.
-Eşler arasındaki şiddetli kavgaların içinde yetişen çocuk, zamanla onlardan korkmasına, soğumasına ve güveninin azalmasına neden olur. Özellikle kavgalarda ortaya çıkan yoğun öfke durumu çocuklar için korkutucu bir durumdur. Çocuk öfkelendiğinde öfkesine yenik düşen babayı veya anneyi gördüğünde, o güne kadar sevgi dolu bir insan olarak tarif ettiği ebeveyninin bir başka şeye dönüştüğünü düşünür ve öfkenin kendisine yönelmesinden korku duyar. Bütün bunların sonucunda da çocuğun ebeveynine olan güveni sarsılır.
-Evde çocuğun gözü önünde zaman zaman tartışmalarla beraber gelen şiddet, çocuğun dış dünyada şiddet eğilimli olmasına sebebiyet verebilir.
-Eşlerin birbirlerine yüksek sesle bağırması çocuğun korkma ve kaygı düzeyini artırır.
-Evde huzuru bulamayan çocuk mutluluğu başka yerlerde arayabilir. Suç işleyen, alkol, uyuşturucu, sigara kullanan çocukların huzursuz bir aile ortamında yetişmiş olduğu muhtemeldir.
-Kişiliğin geliştiği ilk çocukluk döneminde çocuğun anne ve babasının kavgasına şahit olması çocukta birçok duygusal ve davranışsal problemlerin oluşmasına zemin hazırlar. Anne ve babası arasında yaşanan geçimsizlikler çocuğun insanları ve hayatı sevmesinde, sosyal yaşantıya uyum sağlamasında kötü hatıralar olarak kalacaktır. İnsanlarda Psiko-sosyal pek çok rahatsızlığın ortaya çıkması, çocukluk çağında yaşanan böyle tatsız hatıralara bağlı olabilir. Örneğin; hayata karşı isteksizlik, insanlara düşmanca hisler geliştirmek, hayvanlara eziyet etmekten zevk almak, yalancılık, hırsızlık, çeşitli tikler edinmek, özgüven eksikliği, çekingenlik gibi birçok psikolojik rahatsızlığın temelinde huzursuz aile ortamında yetişmek etkilidir.
-Kavganın eksik olmadığı evde yetişen çocuğun okul başarısı da düşük olur. Özellikle dikkat gerektiren dersleri dinleyemez, dikkatini toplayamaz. Anne babalar çocuklarının ders başarısından şikayet ederken öncelikle kendilerini sorgulamalıdır. Bunun yanında evde gergin aile ortamından etkilenen çocuk, okulda arkadaşlarına agresif davranabilir, kendisini onlardan soyutlayabilir, yalnız kalabilir.
-Ebeveynlerin depresif ruh halleri çocuklarına da yansır, çocuklarda yoğun üzüntü, mutsuzluk, hiçbir şeyden zevk alamama gibi depresif belirtiler gösterirler.
Ebevenlerin Nelere Dikkat Etmesi Gerekir?
-Öncelikle karı-koca kavgaları önlenemiyorsa, bu durum çocuğa kesinlikle yansıtılmamalıdır. Ebeveynler çocuğun önünde tartışmalardan kaçınmalıdır.
-Eğer çocuk evdeki tartışmaya şahit olmuşsa, ebeveynlerin tartışmayı çözüme ulaştırmaya özen göstermesi gerekir. Anne-baba arasındaki tartışmanın çözüme ulaşması, kavganın çocuk üzerindeki duygusal ve davranışsal etkisini azaltmaktadır. Anne babası arasındaki problemlerin çözüme kavuşması, bu çatışmanın yapıcı olduğunu çocukların hissetmesine yol açar, çocuğun tepkisi de buna göre değişir. Çözüme ulaşmış yapıcı tartışmalar, hem ebeveynler, hem de çocuklar için önemlidir. Her zaman çocuğun önünde çözüm bulmak mümkün olmasa da, bu konuda yapılacak açıklamadan, çocuklar fayda sağlayacaktır. Fakat yapılan açıklamalarda sözlerin, davranışlarla tutarlı olması çok önemlidir. Çocuğun anne babasının konuşmalarından aldığı mesaj ile hareket ve ses tonundan aldığı mesaj çelişkili olmamalıdır.
-Kavga sürecinde çocuğa “hakemlik” görevi verilmemelidir. Anne veya baba birbirleriyle alakalı şikayetlerini çocuğa anlatmamalı, birbirlerini çocuğa kötülememeli, çocuğun taraf tutması için ona baskı yapmamalıdır.
-Anne ve babalar, tartışma esnasında öfkesini çocuğa yansıtmamalı, çocuğun bir hatası varmış gibi öfkesini çocuktan çıkartmaması gerekir.
-Özellikle çocukla ilgili olan tartışmalar çocuğun önünde yapılmaması gerekir. Kendisi hakkında yapılan tartışmalar, çocukta suçluluk duygusu, utanma, aşağılık kompleksi, içine kapanıklık gibi sorunlara neden olabilir.
Özetle; eşlerin birbirlerinden şikayetleri varsa ve bu durumu kendi aralarında çözüme kavuşturamıyorlarsa mutlaka bir uzmandan destek almaları gerekir. Şiddetin, aşağılamanın, hakaretlerin olduğu kavga ortamlarında büyüyen çocukların kişilik gelişimi ciddi anlamda örselenmektedir. Anne babaların çocuklarının geleceklerini düşünmesi, çocuğunun psikolojisinde tedavisi zor yaraların açılmasına imkan vermemesi gerekir.
Aile çocuklar için gelecek hayatlarını şekillendiren en önemli kurumdur. Huzurlu bir aile ortamında büyümek çocukların en temel hakkıdır. Özellikle kişilik yapısının şekillendiği ilk çocukluk döneminde çocuğun tartışma ve gerginlikten uzak, huzurlu ve şefkatli bir ortamda büyümesi çocuğun psiko-sosyal gelişimi açısından çok önemlidir.
Aile içindeki kavgaların çocuk üzerindeki olumsuz etkileri:
- Anne ve babasının birbirlerine sözlü ya da fiziksel saldırısını gören çocuk, bu durumdan kendisini sorumlu tutup, anne-babasının onu sevmediği hissine kapılabilir.
- Eşler arasındaki şiddetli kavgaların içinde yetişen çocuk, zamanla onlardan korkmasına, soğumasına ve güveninin azalmasına neden olur. Kavgalarda ortaya çıkan yoğun öfke durumu ve fiziksel şiddet çocuklar için korkutucu bir durumdur. Çocuk öfkelendiğinde öfkesine yenik düşen babayı veya anneyi gördüğünde, o güne kadar sevgi dolu bir insan olarak tarif ettiği ebeveyninin bir başka şeye dönüştüğünü düşünür ve öfkenin kendisine yönelmesinden korku duyar. Bütün bunların sonucunda da çocuğun ebeveynine olan güveni sarsılır.
- Evde çocuğun gözü önünde zaman zaman tartışmalarla beraber gelen şiddet, çocuğun dış dünyada şiddet eğilimli olmasına sebebiyet verebilir.
Eşlerin birbirlerine yüksek sesle konuşması çocuğun korkma ve kaygı düzeyini artırır.
Evde huzuru bulamayan çocuk mutluluğu başka yerlerde arayabilir. Suç işleyen, alkol, uyuşturucu, sigara kullanan çocukların huzursuz bir aile ortamında yetişmiş olduğu muhtemeldir.
-Kişiliğin geliştiği ilk çocukluk döneminde çocuğun anne ve babasının kavgasına şahit olması çocukta birçok duygusal ve davranışsal problemlerin oluşmasına zemin hazırlar. Anne ve babası arasında yaşanan geçimsizlikler çocuğun insanları ve hayatı sevmesinde, sosyal yaşantıya uyum sağlamasında kötü hatıralar olarak kalacaktır. İnsanlarda Psiko-sosyal pek çok rahatsızlığın ortaya çıkması, çocukluk çağında yaşanan böyle tatsız hatıralara bağlı olabilir. Örneğin; hayata karşı isteksizlik, insanlara düşmanca hisler geliştirmek, hayvanlara eziyet etmekten zevk almak, yalancılık, hırsızlık, çeşitli tikler edinmek, özgüven eksikliği, çekingenlik gibi birçok psikolojik rahatsızlığın temelinde husursuz aile ortamında yetişmek etkilidir.
-Kavganın eksik olmadığı evde yetişen çocuğun okul başarısı da düşük olur. Özellikle dikkat gerektiren dersleri dinleyemez, dikkatini toplayamaz. Anne babalar çocuklarının ders başarısından şikayet ederken öncelikle kendilerini sorgulamalıdır. Ayrıca evde gergin aile ortamından etkilenen çocuk, okulda arkadaşlarına agresif davranabilir, kendisini onlardan soyutlayabilir, yalnız kalabilir.
Ebeveynlerin depresif ruh halleri çocuklarına da yansır, çocuklarda yoğun üzüntü, mutsuzluk, hiçbir şeyden zevk alamama gibi depresif belirtiler gösterirler.
Ebevenlerin Nelere Dikkat Etmesi Gerekir?
Öncelikle karı-koca kavgaları önlenemiyorsa, bu durum çocuğa kesinlikle yansıtılmamalıdır. Ebeveynler çocuğun önünde tartışmalardan kaçınmalıdır.
Tartışmaların çözüme yönelik olmasına özen göstermek gerekir.
Eğer çocuk evdeki tartışmaya şahit olmuşsa, tartışmanın çözüme ulaştırmaya özen göstermesi gerekir. Anne-baba arasındaki tartışmanın çözüme ulaşması, kavganın çocuk üzerindeki duygusal ve davranışsal etkisini azaltmaktadır. Anne babası arasındaki problemlerin çözüme kavuşması, bu çatışmanın yapıcı olduğunu çocukların hissetmesine yol açar, çocuğun tepkisi de buna göre değişir. Çözüme ulaşmış, yapıcı tartışmalar hem ebeveynler, hem de çocuklar için önemlidir. Her zaman çocuğun önünde çözüm bulmak mümkün olmasa da, bu konuda yapılacak açıklamadan, çocuklar fayda sağlayacaktır.
Fakat sözlerin, davranışlarla tutarlı olması çok önemlidir. Çocuğun anne babasının konuşmalarından aldığı mesaj ile hareket ve ses tonundan aldığı mesaj çelişkili olmamalıdır.
Eşlerin birbirini kırıcı ve aşağılayıcı sözlerden ya da ifadelerden kaçınması gerekir. Bu durum çocuğun kaygı ve korku durumunu artırır.
Kavga sürecinde çocuğa “hakemlik” görevi verilmemelidir. Anne veya baba birbirleriyle alakalı şikayetlerini çocuğa anlatmamalı, birbirlerini çocuğa kötülememeli, çocuğun taraf tutması için ona baskı yapmamalıdır.
Anne ve babalar tartışma esnasında öfkesini çocuğa yansıtmamalı, çocuğun bir hatası varmış gibi öfkesini çocuktan çıkartmaması gerekir.
Özellikle çocukla ilgili olan tartışmalar çocuğun önünde yapılmaması gerekir. Kendisi hakkında yapılan tartışmalar, çocukta suçluluk duygusu, utanma, aşağılık kompleksi içine kapanıklık gibi sorunlara neden olabilir.
Son olarak; eşlerin birbirlerinden şikayetleri varsa ve bu durumu kendi aralarında çözüme kavuşturamıyorlarsa mutlaka bir uzmandan destek almaları gerekir. Şiddetin, aşağılamanın, hakaretlerin olduğu kavga ortamlarında büyüyen çocukların kişilik gelişimi ciddi anlamda örselenmektedir. Anne babaların çocuklarının geleceklerini düşünmesi, çocuğunun psikolojisinde tedavisi zor yaraların açılmasına imkan vermemesi gerekir.
Aile İçindeki Kavgaların Çocuk Üzerindeki Etkileri:
-Anne ve babasının birbirlerine sözlü ya da fiziksel saldırısını gören çocuk, bu durumdan kendisini sorumlu tutup, anne/babasının onu sevmediği hissine kapılabilir.
-Eşler arasındaki şiddetli kavgaların içinde yetişen çocuk, zamanla onlardan korkmasına, soğumasına ve güveninin azalmasına neden olur. Özellikle kavgalarda ortaya çıkan yoğun öfke durumu çocuklar için korkutucu bir durumdur. Çocuk öfkelendiğinde öfkesine yenik düşen babayı veya anneyi gördüğünde, o güne kadar sevgi dolu bir insan olarak tarif ettiği ebeveyninin bir başka şeye dönüştüğünü düşünür ve öfkenin kendisine yönelmesinden korku duyar. Bütün bunların sonucunda da çocuğun ebeveynine olan güveni sarsılır.
-Evde çocuğun gözü önünde zaman zaman tartışmalarla beraber gelen şiddet, çocuğun dış dünyada şiddet eğilimli olmasına sebebiyet verebilir.
-Eşlerin birbirlerine yüksek sesle bağırması çocuğun korkma ve kaygı düzeyini artırır.
-Evde huzuru bulamayan çocuk mutluluğu başka yerlerde arayabilir. Suç işleyen, alkol, uyuşturucu, sigara kullanan çocukların huzursuz bir aile ortamında yetişmiş olduğu muhtemeldir.
-Kişiliğin geliştiği ilk çocukluk döneminde çocuğun anne ve babasının kavgasına şahit olması çocukta birçok duygusal ve davranışsal problemlerin oluşmasına zemin hazırlar. Anne ve babası arasında yaşanan geçimsizlikler çocuğun insanları ve hayatı sevmesinde, sosyal yaşantıya uyum sağlamasında kötü hatıralar olarak kalacaktır. İnsanlarda Psiko-sosyal pek çok rahatsızlığın ortaya çıkması, çocukluk çağında yaşanan böyle tatsız hatıralara bağlı olabilir. Örneğin; hayata karşı isteksizlik, insanlara düşmanca hisler geliştirmek, hayvanlara eziyet etmekten zevk almak, yalancılık, hırsızlık, çeşitli tikler edinmek, özgüven eksikliği, çekingenlik gibi birçok psikolojik rahatsızlığın temelinde huzursuz aile ortamında yetişmek etkilidir.
-Kavganın eksik olmadığı evde yetişen çocuğun okul başarısı da düşük olur. Özellikle dikkat gerektiren dersleri dinleyemez, dikkatini toplayamaz. Anne babalar çocuklarının ders başarısından şikayet ederken öncelikle kendilerini sorgulamalıdır. Bunun yanında evde gergin aile ortamından etkilenen çocuk, okulda arkadaşlarına agresif davranabilir, kendisini onlardan soyutlayabilir, yalnız kalabilir.
-Ebeveynlerin depresif ruh halleri çocuklarına da yansır, çocuklarda yoğun üzüntü, mutsuzluk, hiçbir şeyden zevk alamama gibi depresif belirtiler gösterirler.
Ebevenlerin Nelere Dikkat Etmesi Gerekir?
-Öncelikle karı-koca kavgaları önlenemiyorsa, bu durum çocuğa kesinlikle yansıtılmamalıdır. Ebeveynler çocuğun önünde tartışmalardan kaçınmalıdır.
-Eğer çocuk evdeki tartışmaya şahit olmuşsa, ebeveynlerin tartışmayı çözüme ulaştırmaya özen göstermesi gerekir. Anne-baba arasındaki tartışmanın çözüme ulaşması, kavganın çocuk üzerindeki duygusal ve davranışsal etkisini azaltmaktadır. Anne babası arasındaki problemlerin çözüme kavuşması, bu çatışmanın yapıcı olduğunu çocukların hissetmesine yol açar, çocuğun tepkisi de buna göre değişir. Çözüme ulaşmış yapıcı tartışmalar, hem ebeveynler, hem de çocuklar için önemlidir. Her zaman çocuğun önünde çözüm bulmak mümkün olmasa da, bu konuda yapılacak açıklamadan, çocuklar fayda sağlayacaktır. Fakat yapılan açıklamalarda sözlerin, davranışlarla tutarlı olması çok önemlidir. Çocuğun anne babasının konuşmalarından aldığı mesaj ile hareket ve ses tonundan aldığı mesaj çelişkili olmamalıdır.
-Kavga sürecinde çocuğa “hakemlik” görevi verilmemelidir. Anne veya baba birbirleriyle alakalı şikayetlerini çocuğa anlatmamalı, birbirlerini çocuğa kötülememeli, çocuğun taraf tutması için ona baskı yapmamalıdır.
-Anne ve babalar, tartışma esnasında öfkesini çocuğa yansıtmamalı, çocuğun bir hatası varmış gibi öfkesini çocuktan çıkartmaması gerekir.
-Özellikle çocukla ilgili olan tartışmalar çocuğun önünde yapılmaması gerekir. Kendisi hakkında yapılan tartışmalar, çocukta suçluluk duygusu, utanma, aşağılık kompleksi, içine kapanıklık gibi sorunlara neden olabilir.
Özetle; eşlerin birbirlerinden şikayetleri varsa ve bu durumu kendi aralarında çözüme kavuşturamıyorlarsa mutlaka bir uzmandan destek almaları gerekir. Şiddetin, aşağılamanın, hakaretlerin olduğu kavga ortamlarında büyüyen çocukların kişilik gelişimi ciddi anlamda örselenmektedir. Anne babaların çocuklarının geleceklerini düşünmesi, çocuğunun psikolojisinde tedavisi zor yaraların açılmasına imkan vermemesi gerekir.