Son konular

Tebâsî

zeberus1234

Yeni Üye
Tepkime
10
Yaş
36
Coin
2
Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Ahmed bin Muhammed Magribî, künyesi Ebü'l-Abbâs'dır. Tebâsî diye meşhûrdur. Debâsî de denir. Mâlikî mezhebinde idi. Doğum târihi belli değildir. 1523 (H.930) senesinde, Tûnus beldelerinden Neferât'da, yüz yaşını geçmiş olduğu hâlde vefât etti.

Ahmed Tebâsî, büyük âlim ve veliyyi kâmil Ahmed bin Mahlûf Şâbî'nin sohbetinde yetişti. Şâbî, kerâmetler ve hârikalar sâhibi idi.Ebü'l-Feth Hindî adındaki büyük bir zât, Ebû Midyen hazretlerini ziyâret için yola çıktı. Yolda ona, ağaçların yapraklarında; "Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah Şâbî veliyyullah" yazılı olduğu gösterildi ve o da Ebû Midyen hazretlerinin yanına gitmekten vazgeçti. Şâbî ile görüştü. Ebü'l-Feth Hindî, onun yanında mânevî derecelere kavuştu. Tebâsî de, büyük velî Şâbî'nin hizmet ve sohbetinde bulunması sebebiyle, üstün hâllere ve derecelere kavuştu. Allahü teâlânın zâtı ve sıfatları hakkında mârifet sâhibi büyüklerden oldu.

Muhammed bin Hamevî, Tuhfet-ül-Habîb adlı eserinde dedi ki: "Memleketindeki âlimler, çözemediği meseleleri yazıp, Tebâsî hazretlerine gönderirlerdi. O da, açık ve en güzel şekilde cevaplandırırdı."

Tebâsî'nin vefâtında, sağ yanağında nûrânî bir kalemle; "Rahimehullah" (Allahü teâlâ rahmet etsin), sol yanağında da "Celâl" yazılı olduğu görüldü.

Mes'ûd Sanhâcî onun hakkında dedi ki: "Sevenlerinden biri, yabancı bir kadına baktı.Sonra da onun meclisine gitti. Tebâsî buyurdu ki: "Aramıza gelenlerden birinin, gözleriyle günah işlemiş olduğu anlaşılıyor." Daha sonra o kişi suçunu itirâf etti.Tövbe ve istigfârda bulundu.

Tebâsî'nin keşf ve kerâmetleri çok olup, suç ve günah işliyeni derhâl tanırdı. Ayrıca huzûruna gelen kimsenin arzusunu, daha o söylemeden, Allahü teâlânın izniyle bilirdi.

Mes'ûd bin Muhammed Sanhâcî anlatır: "Hocam bir defâsında bana; "Oğlum, sen haccedersin. Falan falan yerleri ve ay ışığında da şu yerleri görürsün" buyurdu. Aynen dediği gibi oldu. Hacca gittim. Oradan değişik beldelere uğradım. Gittiğim her yerde, buyurduğu yerleri dolaştığımı anladım."

Yine Sanhâcî anlatır: "Bir gece Ebü'l-Kâsım ismindeki arkadaşımla bir meseleyi müzâkere ettik. Sabah olduğunda da, Tebâsî'nin huzûruna gittik. Bize dönüp, akş***i meselenin cevâbı şöyledir" buyurdu.

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.326
2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.15, s.8
 
Üst Alt