Tekfir

Tekfir
0
5

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
44
Yaş
36
Coin
256,937
İlmihal kavramlarından biri Tekfir konusu önemli ve önemsenmesi gereken bir konudur. Şimdi bu önemli konudan biri olan bu konu hakkında bilgiler sunalım. Bu konuda Tekfir Etmek, Tekfir Nedir? gibi soruların cevaplarına da ulaşabilirsiniz.

Sözlükte Tekfir, İslam dininde kişiyi, inkar özelliği taşıyan inanç, söz veya davranışından ötürü kafir saymak demektir. İrtidad Müslümanın dinden çıkması manasına gelir. Dinden çıkana mürted denmektedir. Bu itibarla tekfir bir şahsın başkaları tarafından küfrüne hükmedilmesi, irtidad kişinin kendi iradesiyle İslam’dan ayrılması ve hukuk düzeni tarafından da mürted görülmesi demektir.
Bir Müslümanın kafir olduğuna hükmedilmesi pek ağır dünyevi neticelere, müeyyide ve mahrumiyetlere mahkum etmek anlamına geldiğinden, tekfir konusunda oldukça titiz davranmak gerektiği açıktır.

İslam kültüründeki tekfir ve irtidad kavramları
din vicdan hürriyetinin sınırlandırılması tehdit altında tutulması değil, toplumun değerlerine ve dini inançlarına karşı saygısızlık saldırganlığı önleme, toplumda gerekli huzur ve sükunu güvence altına alma, nesilleri inkarcılığın olumsuz etkilerinden koruma, tekfir edilen kişiye gerekli yaptırımların uygulanmasıyla da kamu vicdanı açısından adaleti gerçekleştirme gibi gayelere matuf bir tedbir ve toplumsal sağduyu refleksi niteliğindedir.

Tekfir, kişi açısından ağır sonuçlar doğurmasının yanı sıra toplum hayatında kapatılamayacak yaraların açılmasına, birlik bütünlüğün parçalanmaya neden olur. Çünkü bu durumdaki bir kişi, gerçek durumunu Allah bilmekle birlikte, toplumda Müslüman muamelesi görmez, selamı alınmaz, selam verilmez, kestikleri yenmez. Müslüman bir kadınla evlenmesine izin verilmez. Öldüğünde cenaze namazı kılınmaz. Müslüman mezarlığına gömülmez.

Tekfir bu denli ağır sonuçlar doğurduğu içindir ki, Hz. Peygamber Medine toplumunda, münafıkların varlığını bildiği halde onları küfürle itham etmemiş, temelleri hoşgörüye bağlı bir İslamlaştırma siyaseti izlemiş, pek çok hadiste de “Ben Müslümanım”diyeni küfürle suçlamaktan sakınmayı tavsiye etmiştir.
Hadiste “Kim bir insanı kafir diye çağırırsa, yahut öyle olmadığı halde ey Allah düşmanı derse söylediği söz kendisine döner”(Buhari, “Feraiz”, 29; Müslim, “İman”, 27) buyrulurken, bir başka hadiste de şöyle denilmiştir: “Bir insan Müslüman kardeşine ey kafir diye hitap ettiği zaman, ikisinden biri bu sözü üzerine almış olur. Şayet söylediği gibi ise küfür onda kalır, değilse söyleyene döner” (Buhari, “Edeb”, 73; Müslim, “İman”, 26).

Hadislerden de anlaşılacağı üzere bir kişiyi küfürle itham ederken göz önünde bulundurulması gereken konu, o kişinin küfür olan bir inancı gönülden benimsediğinin iyi tespit edilmesidir. Muhatap küfrü açıkça benimsemiyorsa, onun inanç, söz ya da davranışı ile küfre girdiğini söyleme konusunda özenli olmak gerekmektedir. Hz. Peygamber’in tavsiyelerini göz önünde bulunduran alimler“ehl-i kıbleden olup da günah işlemiş olan bir kişiyi bundan dolayı tekfir etmemeyi”Ehl-i sünnet’in temel prensipleri içinde zikretmişlerdir.
 
Üst Alt