Kendinizi depresif ve unutkan hissediyor musunuz?
Tiroit hormonları beynin düzenli gelişimi için yaşamsal öneme sahiptir. Beynin gelişimi sırasındaki tiroit hormon yetmezliği zeka geriliği ile sonuçlanır.
Olgunlaşmış beynin işlevselliğinde de tiroit hormonlarının önemli bir yeri vardır.Depresyon ve bilişsel işlevlerin bozulması tiroit hastalıklarında en sık görülen psikiyatrik bozukluklardır. Dengesi bozulan tiroit hormonu vücudun her hücresini etkilemekle beraber, bilişsel işlevler ve duygudurum alanı tiroidin beyin üzerinde etkilerini gösterdiği en temel alandır.
Duygudurum bozuklukları ile kastedilen iki temel durumdan bir tanesi duygudurumun neşe yönünde kaymasıyken diğeri de keder yönünde kaymasıdır. Yükselmiş duygudurumun bulunduğu kişilerin manide (uçuşumda), çökmüş duygudurumu yaşayan kişilerin ise depresyonda (çöküntüde) olduğu kabul edilir. Sağlıklı insanlar günlük hayatlarında yaşadıkları olaylar karşısında tepkisel olarak duygudurum dalgalanmaları yaşarlar. Eşiyle tartışan bir kişinin birkaç saatlik kederli olması veya çocuğunun başarısı nedeniyle annenin birkaç gün neşeli olması gibi tepkiler sağlıklı duyguduruma örnek olarak verilebilir, burada önemli olan duygudurumun denge içinde olmasıdır. Bozukluktan bahsedebilmek için; duygudurum en az 2 hafta süreyle keder yönünde sürekli artış göstermişse depresif, en az 1 hafta süreyle neşe yönünde sürekli artış göstermişse manik duygudurumdan bahsedilir. Normal dışı duygudurumdan söz edebilmek için: değerlendirilen kişinin o güne kadar olan normal halinden (hastalık öncesi durumundan) sapmanın olması, o kişinin yaşam (iş, aile, sosyal ve bireysel hayatı) kalitesinin bozulması ve hastalık tanımlamalarında kullanılan diğer belirtilerin olması ölçütleri kullanılabilir.
Bilişsellik; beynin düşünme, bilgi işleme, bilgi depolama ve sorun çözme yeteneğidir. Bilişsellik üst düzey bir davranış olup insanlara özgüdür. Bilişsel bozukluğun temel özelliği bilişsel fonksiyonun sınırlı olmasıdır. Normal yaşla-alakalı değişikliklerden daha fazla olan hafıza, dil, düşünme ve karar verme ile ilgili sorunları kapsar. Eğer bu bozukluk hafif ise, hafıza ve zihin fonksiyonlarınızın ‘kaydığının’ farkında olabilirsiniz. Aileniz ve yakın arkadaşlarınız da bir değişimi fark edebilirler. Zihinsel performansınız hakkında sürekli veya artan endişe, sizi uyarmalıdır. Zihinsel meseleler beklenenin ötesine geçebilir ve aşağıdakilerin herhangi biri veya tümünü yaşıyorsanız muhtemel haberci olabilir: Daha sık unutursunuz. Randevular veya sosyal etkinlikler gibi önemli olayları unutursunuz. Düşünce zincirini veya konuşmaların, kitapların veya filmlerin konusunu unutursunuz. Karar vermekten, bir görevi yerine getirmek veya talimatları yorumlamaktan son derece bunalırsınız. Bildiğiniz bir çevrede yolunuzu bulmakta güçlük çekmeye başlarsınız. Daha fevri olursunuz veya giderek zayıflayan bir muhakeme gücüne sahip olursunuz. Aile ve arkadaşlarınız bu değişikleri fark eder. Aynı zamanda şunlar da olabilir: Depresyon, sinirlilik ve saldırganlık, kaygı, ilgisizlik vb.
Hipertiroidili (kanda tiroit hormon fazlalığı) hastalar, sıklıkla bilişsel belirtiler gösterse de süreklilik yoktur. Antitiroit (tiroit hormon düşürücü) tedavi ile psikiyatrik bozukluklar büyük çoğunluğunda düzelir. Benzer şekilde, hipotiroidili (kanda tiroit hormon eksikliği) hastalarda da bilişsel belirtiler sıkça görülür. Tiroit hastalıkları, yaşla beraber daha kolay bu bozukluklara sebep olmaktadır. Tiroit hastalıklarında aynı zamanda duygudurum da etkilendiği için bilişsel bozulmanın tiroit işlev bozukluğu ya da duygudurum değişikliğinin hangisinden oluştuğunu bilmek kolay değildir.
HİPOTİROİDİ
Psikiyatrik tablolar açısından en önemli tiroit hastalığıdır. Kadınlarda erkeklerden fazladır. Başlangıçta pek hissedilmez, ancak bellek zayıflayarak konsantrasyon güçlüğü ortaya çıkar. Düşünce ve hareketlerde azalma meydana gelir. Konuşma miktarı azalır. Algı netliği bozulmaya başlar. Önce yanılsamalar (illüzyon) gelişir. Bu olay, gerçek bir nesnenin duyular üzerindeki izlenimlerinin yanlış değerlendirilmesidir. Örneğin; yolun kenarında atılmış olan bir poşetin, uzaktan bir hayvana benzetilmesi gibi yargılar oluşabilir. Daha sonra özellikle görsel ağırlıklı varsanılar (hallüsinasyon) görülür. Bir his organını uyaran hiçbir nesne veya uyarıcı olmaksızın, bir sanının varlığına inanma durumudur. Varsanılarda kişi; gördüğü, işittiği ve hissettiğine bütünüyle inanır. Çoğunlukla aslında var olmayan küçük ve hareket halindeki nesnelerin görünmesi görme varsanılarına örnektir. Başkalarına karşı duyulan güvensizlik ve aşırı kuşkuculuk duyguları gelişebilir. Tahrik edildiğinde gelişen saldırganlık hali sık olmayarak mümkündür.
Hoş olmayan mizaç, ilgi veya haz kaybı, kilo alımı, iştah azalması, uyku artışı, kabızlık, cinsel istek azalması, yorgunluk, dikkati yoğunlaştıramama, intihar düşünceleri ve saçmalama hem depresyonda hem de hipotiroidide görülebilen ortak belirtilerdir. Kilo kaybı, iştah artışı ve uyku azalması sadece depresyonda görülür.Guatr, soğuğa karşı tahammülsüzlük, saçta kırıklaşma, kaşta seyrekleşme, kalınlaşmış ve kuru deri, kalp atım hızında azalma, kalp yetmezliği, reflekslerde azalma ise sadece hpotiroidili hastalarda görülür.
Hipotiroidide görülen psikiyatrik tabloların tedavisinde, tiroit hormonu içeren ilaçlar oldukça yardımcıdır. Depresif belirtileri olanlara başlangıçta antidepresan verilirse faydalı olabilir. Psikiyatrik tablosu iki yılı geçenlerde sadece tiroit hormonu yerine koyma tedavisi tek başına yeterli olmamaktadır.
Son söz: Depresif şikâyetlerle psikiyatriste başvuran çok sayıda kişi aslında tiroit hastası olduğunu bilmiyor. Onlara uygulanacak ilk test, tiroit hormon tayinidir.
Tiroit hormonları beynin düzenli gelişimi için yaşamsal öneme sahiptir. Beynin gelişimi sırasındaki tiroit hormon yetmezliği zeka geriliği ile sonuçlanır.
Olgunlaşmış beynin işlevselliğinde de tiroit hormonlarının önemli bir yeri vardır.Depresyon ve bilişsel işlevlerin bozulması tiroit hastalıklarında en sık görülen psikiyatrik bozukluklardır. Dengesi bozulan tiroit hormonu vücudun her hücresini etkilemekle beraber, bilişsel işlevler ve duygudurum alanı tiroidin beyin üzerinde etkilerini gösterdiği en temel alandır.
Duygudurum bozuklukları ile kastedilen iki temel durumdan bir tanesi duygudurumun neşe yönünde kaymasıyken diğeri de keder yönünde kaymasıdır. Yükselmiş duygudurumun bulunduğu kişilerin manide (uçuşumda), çökmüş duygudurumu yaşayan kişilerin ise depresyonda (çöküntüde) olduğu kabul edilir. Sağlıklı insanlar günlük hayatlarında yaşadıkları olaylar karşısında tepkisel olarak duygudurum dalgalanmaları yaşarlar. Eşiyle tartışan bir kişinin birkaç saatlik kederli olması veya çocuğunun başarısı nedeniyle annenin birkaç gün neşeli olması gibi tepkiler sağlıklı duyguduruma örnek olarak verilebilir, burada önemli olan duygudurumun denge içinde olmasıdır. Bozukluktan bahsedebilmek için; duygudurum en az 2 hafta süreyle keder yönünde sürekli artış göstermişse depresif, en az 1 hafta süreyle neşe yönünde sürekli artış göstermişse manik duygudurumdan bahsedilir. Normal dışı duygudurumdan söz edebilmek için: değerlendirilen kişinin o güne kadar olan normal halinden (hastalık öncesi durumundan) sapmanın olması, o kişinin yaşam (iş, aile, sosyal ve bireysel hayatı) kalitesinin bozulması ve hastalık tanımlamalarında kullanılan diğer belirtilerin olması ölçütleri kullanılabilir.
Bilişsellik; beynin düşünme, bilgi işleme, bilgi depolama ve sorun çözme yeteneğidir. Bilişsellik üst düzey bir davranış olup insanlara özgüdür. Bilişsel bozukluğun temel özelliği bilişsel fonksiyonun sınırlı olmasıdır. Normal yaşla-alakalı değişikliklerden daha fazla olan hafıza, dil, düşünme ve karar verme ile ilgili sorunları kapsar. Eğer bu bozukluk hafif ise, hafıza ve zihin fonksiyonlarınızın ‘kaydığının’ farkında olabilirsiniz. Aileniz ve yakın arkadaşlarınız da bir değişimi fark edebilirler. Zihinsel performansınız hakkında sürekli veya artan endişe, sizi uyarmalıdır. Zihinsel meseleler beklenenin ötesine geçebilir ve aşağıdakilerin herhangi biri veya tümünü yaşıyorsanız muhtemel haberci olabilir: Daha sık unutursunuz. Randevular veya sosyal etkinlikler gibi önemli olayları unutursunuz. Düşünce zincirini veya konuşmaların, kitapların veya filmlerin konusunu unutursunuz. Karar vermekten, bir görevi yerine getirmek veya talimatları yorumlamaktan son derece bunalırsınız. Bildiğiniz bir çevrede yolunuzu bulmakta güçlük çekmeye başlarsınız. Daha fevri olursunuz veya giderek zayıflayan bir muhakeme gücüne sahip olursunuz. Aile ve arkadaşlarınız bu değişikleri fark eder. Aynı zamanda şunlar da olabilir: Depresyon, sinirlilik ve saldırganlık, kaygı, ilgisizlik vb.
Hipertiroidili (kanda tiroit hormon fazlalığı) hastalar, sıklıkla bilişsel belirtiler gösterse de süreklilik yoktur. Antitiroit (tiroit hormon düşürücü) tedavi ile psikiyatrik bozukluklar büyük çoğunluğunda düzelir. Benzer şekilde, hipotiroidili (kanda tiroit hormon eksikliği) hastalarda da bilişsel belirtiler sıkça görülür. Tiroit hastalıkları, yaşla beraber daha kolay bu bozukluklara sebep olmaktadır. Tiroit hastalıklarında aynı zamanda duygudurum da etkilendiği için bilişsel bozulmanın tiroit işlev bozukluğu ya da duygudurum değişikliğinin hangisinden oluştuğunu bilmek kolay değildir.
HİPOTİROİDİ
Psikiyatrik tablolar açısından en önemli tiroit hastalığıdır. Kadınlarda erkeklerden fazladır. Başlangıçta pek hissedilmez, ancak bellek zayıflayarak konsantrasyon güçlüğü ortaya çıkar. Düşünce ve hareketlerde azalma meydana gelir. Konuşma miktarı azalır. Algı netliği bozulmaya başlar. Önce yanılsamalar (illüzyon) gelişir. Bu olay, gerçek bir nesnenin duyular üzerindeki izlenimlerinin yanlış değerlendirilmesidir. Örneğin; yolun kenarında atılmış olan bir poşetin, uzaktan bir hayvana benzetilmesi gibi yargılar oluşabilir. Daha sonra özellikle görsel ağırlıklı varsanılar (hallüsinasyon) görülür. Bir his organını uyaran hiçbir nesne veya uyarıcı olmaksızın, bir sanının varlığına inanma durumudur. Varsanılarda kişi; gördüğü, işittiği ve hissettiğine bütünüyle inanır. Çoğunlukla aslında var olmayan küçük ve hareket halindeki nesnelerin görünmesi görme varsanılarına örnektir. Başkalarına karşı duyulan güvensizlik ve aşırı kuşkuculuk duyguları gelişebilir. Tahrik edildiğinde gelişen saldırganlık hali sık olmayarak mümkündür.
Hoş olmayan mizaç, ilgi veya haz kaybı, kilo alımı, iştah azalması, uyku artışı, kabızlık, cinsel istek azalması, yorgunluk, dikkati yoğunlaştıramama, intihar düşünceleri ve saçmalama hem depresyonda hem de hipotiroidide görülebilen ortak belirtilerdir. Kilo kaybı, iştah artışı ve uyku azalması sadece depresyonda görülür.Guatr, soğuğa karşı tahammülsüzlük, saçta kırıklaşma, kaşta seyrekleşme, kalınlaşmış ve kuru deri, kalp atım hızında azalma, kalp yetmezliği, reflekslerde azalma ise sadece hpotiroidili hastalarda görülür.
Hipotiroidide görülen psikiyatrik tabloların tedavisinde, tiroit hormonu içeren ilaçlar oldukça yardımcıdır. Depresif belirtileri olanlara başlangıçta antidepresan verilirse faydalı olabilir. Psikiyatrik tablosu iki yılı geçenlerde sadece tiroit hormonu yerine koyma tedavisi tek başına yeterli olmamaktadır.
Son söz: Depresif şikâyetlerle psikiyatriste başvuran çok sayıda kişi aslında tiroit hastası olduğunu bilmiyor. Onlara uygulanacak ilk test, tiroit hormon tayinidir.