Türk Büyükleriyle İlgili Şiirler - Türk Büyüklerine Yazılan Şiirler
Dedem Korkut
Ulu bir çınardır, dikilir barkım
Tarih sahnesinde, bilinir farkım
Rabbe niyazımla, silinir çarkım
Şarkımız Dedemden, bolumuz olsun
Ne nefesim yeter, ne de sözlerim
Kifayet göstermez, çare çözlerim
Ben benden geçerken, yine özlerim
Çarkımız Korkutdan, dolumuz olsun...
Damıtırım seni, korkularımdan
Çileyle geçerim, sorgularımdan
Kalbim ki sustadır, vurgularımdan
Farkımız Başımdan, yolumuz olsun
Ölüm! Öz kardeşim, ahı sondadır
Gerçeklerim ben de, gizlim ondadır
Ötüken yaylam da, özüm kondadır
Barkımız Buğumdan, kolumuz olsun
ŞİİR PERİSİ / 4 NİSAN 2005
Orkun Işık
Fatih Sultan Mehmet
Peygamberimizde onu müjdelemişti
İstanbul'u aldı büyüklüğünü kanıtladı
İyiliği,dürüstlüğü,sevgiyi hep savunmuştu
Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han
Hristiyan,yahudi,müsliman diye ayırmadı
Herkese insan olarak şevkatle yaklaştı
İstanbul'u aldı Fatih ünvanınıda kaptı
Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han
Türkleri dünyada adım adım ilerletti
Savaşta kaçmadı en önde saf kaptı
Kılıcını sadece Allah yolunda kullandı
Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han
Sevdası sadece islama ve insanlarınaydı
Faniyi değil herzaman baki olanı arzuladı
Allah'ın yardımı ile tüm kafirleri kaçırdı
Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han
Çok küçük idi bir ulusun başına geçti
Düşünceleri ve aklı büyük idi kalplere girdi
Vatan topraklarını küçültmedi büyüttü
Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han
Fatih Kuşak
Fatih Sultan Mehmet Hana
Geçmiş tarihimin şerefi, şanı.
Yüce Peygamberin dostu Fatihim!
İslam ordusunun,sultanı, hanı...
On dördünde serdi postu Fatihim!
Hüzünlü İstanbul,tütmez bacası .
Osmanlı peşinde,genci,kocası...
Ak Şemsettin,Molla Hüsrev hocası...
Allah Allah dedi coştu Fatihim!
Marmara’yı topa tuttu taşırdı .
Gemileri kara yerden aşırdı.
İnanmadı Kahpe,Bizans şaşırdı.
Ulubatlı önde koştu Fatihim!
Peygamber müjdesi olunca ayan,
Geliyorum! dedi, İstanbul dayan!
Böyle bir serdarı eyledim beyan.
Yirmi bire girmiş baştı fatihim!
Küheylanlar saf saf şaha kaktılar .
Gürlediler, şimşek olup çaktılar.
Köpürdüler,seller gibi aktılar.
Denizleri yardı, taştı Fatihim!
Topkapıdan çalınınca mehteran ...
Kalbimizde yaşıyorsun Mehmet Han.
Bayrağım kaleye dikildiği an,
Gülen yüzden güller saçtı Fatihim!
Ramazanım der ki nice sefere ...
Bulaşmasın bize hiç bir kefere!
Allah’ın lütfuyla erdik zafere.
Geleceğe bir yol açtı Fatihim!
Mayıs 2005
Ramazan Kurt
Fatih'in Rüyası
Yıl bindörtyüzkırkaltı,
Osmanlı sarayında toy bir delikanlı
O sabah heyecanla uyandı
Kanter içinde kalmıştı.
Hemen hocasına koştu
Hocası çoktan uyanmış,
Sanki delikanlının geleceğini
Kuşlardan haber almış.
'Otur Mehmet' dedi,soluklan hele
'Aman hocam bir anlatayım
Ruyamı hayra yorki; huzur bulayım'
Nasıl bir rüya imiş bu?
Sanki almış senin aklını
Başladı Mehmet anlatmaya;
Rüyamda dedi,büyük bir ordu
Deniz savaşını,karadan aldı.
Konstantinapolis denen şehrin rumları,
Latin külahından,üstün kıldı sarığı.
Ve lakin dayandık şehrin kapısına,
Ulubatlı bir genç, öldü bayrak aşkına.
Fatih adını takmışlar bana
Bir çağ kapanmış,meğer o anda.
Derken yıllar geçmiş,yüzyıllar,
Sahip çıkmış bu şehre evladı Türkler
Büyümüş,kocaman bir vatan olmuş
Şimdi Konstantinapolis ya adı,
İstanbul demiş ona,Türkün evladı
İşte böyle hocam,hayırmı,şermi?
Gözyaşları içinde dinledi Akşemseddin
Evlat dedi,hiç durma
İstanbulun fethidir,rüyanda gördüğün
Yedi yıl sonra,bindörtyüzelliüç
Oldu rüyadakinden bile daha güç,
Orta çağı kapatan bu büyük savaş
Sonsuza dek
Türkün alnında gururdur
Gözlerinde yaş.
Serhat Çalışkan
Fuzuli
İster kısa ister uzun
Yazdığın her satır mevzun
Edebiyat göğümüzün
Parıldayan mahı sensin
Işınsın doğan tanın
Evladısın üç vatanın
Gazel öten şiiristanın
Düzgün olan rahı sensin
Değeri var sende aşkın
Kılmışsa da seni şaşkın
Mecnun gibi bir aşıkın
Duyulacak ahı sensin
Türkmen’insin hem Bayat’ın
Korunmada saltanatın
Şiir gibi söz sanatın
Devrilmeyen cahı sensin
Yerleşmişsin her bellekte
Anılarsın çoğul tekte
Hem geçmiş hem gelecekte
Şairlerin şahı sensin
Husam Hasret
Sinan İçin
Ey mimarlar mimarı! Benim yüce Sinan'ım
Seni andıkça artar, güvenimle inanım.
29 Mayıs günü içim dolar seninle.
Altın yapraklarıyla tarihim gelir dile.
Cenk olunca «Ocak» tan seferlere yollandın
Kılıncını bir pergel, gönye gibi kullandın,
Sanatın anlaşılmaz sırlarına erdin sen,
Çekicinle mermere ebedi ruh verdin sen.
Birer hayat fışkırır saray, hamam, çeşmeden,
Bütün Türk'ler mutludur, dehana erişmeden,
Zekanın şimşekleri ufuklarda çakıyor.
Selimiye'n, dünyayı hayrette bırakıyor.
Varlığınla milletin kıvanç duysun öğünsün,
Seni tanımayanlar, bilmeyenler döğünsün,
Adını işleyerek kalbimin üzerine,
Şiirimi sunuyorum, mum yerine türbene.
Cemal Oğuz ÖCAL
Mimar Sinan
Göklere yükseltip taşı, mermeri
Sütundan, kubbeden dağlar yarattın
Sanatın, zekanın emsalsiz eri,
Tarihe yıkılmaz temeller attın.
Mermere renk, taşa zevk işleyerek,
Kubbeleri nasıl yaptın öyle denk?
O minarelerde ilahi ahenk...
Ebedi sanatın sırrını attın.
Süleymaniyeler, Selimiyeler,
Tasviri imkansız birer şaheser.
Koca Mimar Sinan, bunlarla meğer,
Bir zafer devrini demek yaşattın?
Mimarlık tahtında bir saltanatın ..
Dehanla tarihi getirdin dile,
Sanatı söylettin çeşme, sebile
Bir mülkün sahibi olmasan bile,
İ . Hakkı TALU
Sinan'ı Anış
Yüce Selimiye önlerinde biz,
Bir yıldönümünü hep yad'a geldik,
Temiz duygularla taştı kalbimiz,
Sinan! Sinan! diye feryada geldik.
Adını cihanda bak, haykırıyor:
Taştan yarattığın her ölmez eser,
Göklerde hep seni soruyor arıyor,
Nice nice kubbe ve minareler.
Yüce Selimiye önlerinde biz,
Bir yıl dönümü yad'a geldik
Temiz duygularla taştı kalbimiz
Sinan! Sinan! diye feryada geldik.
M . Uluğ TURANLIOĞLU
Dedem Korkut
Ulu bir çınardır, dikilir barkım
Tarih sahnesinde, bilinir farkım
Rabbe niyazımla, silinir çarkım
Şarkımız Dedemden, bolumuz olsun
Ne nefesim yeter, ne de sözlerim
Kifayet göstermez, çare çözlerim
Ben benden geçerken, yine özlerim
Çarkımız Korkutdan, dolumuz olsun...
Damıtırım seni, korkularımdan
Çileyle geçerim, sorgularımdan
Kalbim ki sustadır, vurgularımdan
Farkımız Başımdan, yolumuz olsun
Ölüm! Öz kardeşim, ahı sondadır
Gerçeklerim ben de, gizlim ondadır
Ötüken yaylam da, özüm kondadır
Barkımız Buğumdan, kolumuz olsun
ŞİİR PERİSİ / 4 NİSAN 2005
Orkun Işık
Fatih Sultan Mehmet
Peygamberimizde onu müjdelemişti
İstanbul'u aldı büyüklüğünü kanıtladı
İyiliği,dürüstlüğü,sevgiyi hep savunmuştu
Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han
Hristiyan,yahudi,müsliman diye ayırmadı
Herkese insan olarak şevkatle yaklaştı
İstanbul'u aldı Fatih ünvanınıda kaptı
Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han
Türkleri dünyada adım adım ilerletti
Savaşta kaçmadı en önde saf kaptı
Kılıcını sadece Allah yolunda kullandı
Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han
Sevdası sadece islama ve insanlarınaydı
Faniyi değil herzaman baki olanı arzuladı
Allah'ın yardımı ile tüm kafirleri kaçırdı
Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han
Çok küçük idi bir ulusun başına geçti
Düşünceleri ve aklı büyük idi kalplere girdi
Vatan topraklarını küçültmedi büyüttü
Murad ile Huma'nın oğlu Mehmet Han
Fatih Kuşak
Fatih Sultan Mehmet Hana
Geçmiş tarihimin şerefi, şanı.
Yüce Peygamberin dostu Fatihim!
İslam ordusunun,sultanı, hanı...
On dördünde serdi postu Fatihim!
Hüzünlü İstanbul,tütmez bacası .
Osmanlı peşinde,genci,kocası...
Ak Şemsettin,Molla Hüsrev hocası...
Allah Allah dedi coştu Fatihim!
Marmara’yı topa tuttu taşırdı .
Gemileri kara yerden aşırdı.
İnanmadı Kahpe,Bizans şaşırdı.
Ulubatlı önde koştu Fatihim!
Peygamber müjdesi olunca ayan,
Geliyorum! dedi, İstanbul dayan!
Böyle bir serdarı eyledim beyan.
Yirmi bire girmiş baştı fatihim!
Küheylanlar saf saf şaha kaktılar .
Gürlediler, şimşek olup çaktılar.
Köpürdüler,seller gibi aktılar.
Denizleri yardı, taştı Fatihim!
Topkapıdan çalınınca mehteran ...
Kalbimizde yaşıyorsun Mehmet Han.
Bayrağım kaleye dikildiği an,
Gülen yüzden güller saçtı Fatihim!
Ramazanım der ki nice sefere ...
Bulaşmasın bize hiç bir kefere!
Allah’ın lütfuyla erdik zafere.
Geleceğe bir yol açtı Fatihim!
Mayıs 2005
Ramazan Kurt
Fatih'in Rüyası
Yıl bindörtyüzkırkaltı,
Osmanlı sarayında toy bir delikanlı
O sabah heyecanla uyandı
Kanter içinde kalmıştı.
Hemen hocasına koştu
Hocası çoktan uyanmış,
Sanki delikanlının geleceğini
Kuşlardan haber almış.
'Otur Mehmet' dedi,soluklan hele
'Aman hocam bir anlatayım
Ruyamı hayra yorki; huzur bulayım'
Nasıl bir rüya imiş bu?
Sanki almış senin aklını
Başladı Mehmet anlatmaya;
Rüyamda dedi,büyük bir ordu
Deniz savaşını,karadan aldı.
Konstantinapolis denen şehrin rumları,
Latin külahından,üstün kıldı sarığı.
Ve lakin dayandık şehrin kapısına,
Ulubatlı bir genç, öldü bayrak aşkına.
Fatih adını takmışlar bana
Bir çağ kapanmış,meğer o anda.
Derken yıllar geçmiş,yüzyıllar,
Sahip çıkmış bu şehre evladı Türkler
Büyümüş,kocaman bir vatan olmuş
Şimdi Konstantinapolis ya adı,
İstanbul demiş ona,Türkün evladı
İşte böyle hocam,hayırmı,şermi?
Gözyaşları içinde dinledi Akşemseddin
Evlat dedi,hiç durma
İstanbulun fethidir,rüyanda gördüğün
Yedi yıl sonra,bindörtyüzelliüç
Oldu rüyadakinden bile daha güç,
Orta çağı kapatan bu büyük savaş
Sonsuza dek
Türkün alnında gururdur
Gözlerinde yaş.
Serhat Çalışkan
Fuzuli
İster kısa ister uzun
Yazdığın her satır mevzun
Edebiyat göğümüzün
Parıldayan mahı sensin
Işınsın doğan tanın
Evladısın üç vatanın
Gazel öten şiiristanın
Düzgün olan rahı sensin
Değeri var sende aşkın
Kılmışsa da seni şaşkın
Mecnun gibi bir aşıkın
Duyulacak ahı sensin
Türkmen’insin hem Bayat’ın
Korunmada saltanatın
Şiir gibi söz sanatın
Devrilmeyen cahı sensin
Yerleşmişsin her bellekte
Anılarsın çoğul tekte
Hem geçmiş hem gelecekte
Şairlerin şahı sensin
Husam Hasret
Sinan İçin
Ey mimarlar mimarı! Benim yüce Sinan'ım
Seni andıkça artar, güvenimle inanım.
29 Mayıs günü içim dolar seninle.
Altın yapraklarıyla tarihim gelir dile.
Cenk olunca «Ocak» tan seferlere yollandın
Kılıncını bir pergel, gönye gibi kullandın,
Sanatın anlaşılmaz sırlarına erdin sen,
Çekicinle mermere ebedi ruh verdin sen.
Birer hayat fışkırır saray, hamam, çeşmeden,
Bütün Türk'ler mutludur, dehana erişmeden,
Zekanın şimşekleri ufuklarda çakıyor.
Selimiye'n, dünyayı hayrette bırakıyor.
Varlığınla milletin kıvanç duysun öğünsün,
Seni tanımayanlar, bilmeyenler döğünsün,
Adını işleyerek kalbimin üzerine,
Şiirimi sunuyorum, mum yerine türbene.
Cemal Oğuz ÖCAL
Mimar Sinan
Göklere yükseltip taşı, mermeri
Sütundan, kubbeden dağlar yarattın
Sanatın, zekanın emsalsiz eri,
Tarihe yıkılmaz temeller attın.
Mermere renk, taşa zevk işleyerek,
Kubbeleri nasıl yaptın öyle denk?
O minarelerde ilahi ahenk...
Ebedi sanatın sırrını attın.
Süleymaniyeler, Selimiyeler,
Tasviri imkansız birer şaheser.
Koca Mimar Sinan, bunlarla meğer,
Bir zafer devrini demek yaşattın?
Mimarlık tahtında bir saltanatın ..
Dehanla tarihi getirdin dile,
Sanatı söylettin çeşme, sebile
Bir mülkün sahibi olmasan bile,
İ . Hakkı TALU
Sinan'ı Anış
Yüce Selimiye önlerinde biz,
Bir yıldönümünü hep yad'a geldik,
Temiz duygularla taştı kalbimiz,
Sinan! Sinan! diye feryada geldik.
Adını cihanda bak, haykırıyor:
Taştan yarattığın her ölmez eser,
Göklerde hep seni soruyor arıyor,
Nice nice kubbe ve minareler.
Yüce Selimiye önlerinde biz,
Bir yıl dönümü yad'a geldik
Temiz duygularla taştı kalbimiz
Sinan! Sinan! diye feryada geldik.
M . Uluğ TURANLIOĞLU