Turkiye'nin onemisorunu, hic kuşkusuz, dış dinamikogeleri acısından değerlendirilebilecek bir konudur
Dış dinamikogeleri acısından da değerlendirilse, konu, ic dinamikogeleriyle de ilgilidir cunku Turkiye'nin toplumsal, siyasal ve jeopolitik ozellikleriyle yakından bağlantılıdır
Turkiye'nin onemini, uc ayrı anabaşlık altında irdelemek olanaklıdır Bunlardan biri Jeopolitik, oteki, ekonomiksonuncusu da siyasalkulturelboyuttur
JEOPOLİTİK BOYUT
Turkiye, dunya uzerinde sorun olarak gozuken bolgelerden dort tanesinin ortasında yer almaktadır: Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Korfez
Bu konumu, O'nu, bu bolgelerde cıkarları olan ulkeler acısından vazgecilmezyapmaktadır
Ozellikle kureselleşmesurecinin Amerika Birleşik Devletlerini getirdiği dunya jandarmalığıkonumu, ve ABD'nin bu bolgelere olan uzaklığı, Turkiye'nin dunya uzerindeki stratejik onemini ayrıca vurgulamaktadır
Bir başka deyişle, Turkiye, bu catışma alanları acısından bir bolgesel guckimliği ile varlığını surdurmektedir
Stratejik acıdan bir başka oge, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ortaya cıkan bağımsız devletler ve otonom yonetimler acısından Turkiye'nin sahip olduğu ekonomik, kulturel ve siyasal olanaklardır
Akıllıca kullanıldığı takdirde, bu olanaklar, Turkiye'nin bir bolgesel gucolma ozelliğini pekiştirici etki yapacaktır
Balkanların, Kafkasların, Ortadoğunun ve Korfezin, siyasal, askeri ve ekonomik kargaşası, onumuzdeki yıllarda hic de durulacak gibi gozukmemektedir Bu nedenle, Turkiye'nin bolgesel bir guc olmaozelliği ve onemi, daha uzun yıllar devam edecek gibi gorulmektedir
EKONOMİK BOYUT
Turkiye, hızla gelişen, kentleşen, dunya ile ekonomik ve kulturel butunleşmesini surduren ve gittikce buyuyen (şimdilik) 60 milyonluk bir pazardır
Ayrıca, gelişen teknoloji ve dunyaya acılan girişimcilik, Turkiye'yi sadece bir pazarolarak değil, aynı zamanda uretimyapan bir ekonomik guc haline de getirmektedir
Bu nitelikleri ile Turkiye, bir yandan Avrupa Topluluğu, ote yandan Japonya ile, onemliekonomik ilişkileri kuracak ve geliştirecek bir yapıya sahip gorunmektedir
Eski Sovyetler Birliği yerine kurulan bağımsız devletler ve otonom yonetimler acısından da Turkiye'nin onemli bir ekonomik potansiyele sahip olduğu soylenebilir
Butun bunlara ek olarak, Irak petrolu ve Kafkasya'dan gelecek petrol (Turkiye uzerinden pazarlanabildiği takdirde), uzunca bir sure, Turkiye'ye onemli bir ekonomik avantaj sağlayacaktır
Turkiye'nin ekonomik onemi, daha yukarda uzerinde durulan jeopolitik onemi ile butunleştiğinde cok daha derin bir boyut ve anlam kazanmaktadır
SİYASALKULTUREL BOYUT
Turkiye'nin bir İslam ulkesiolması, O'nun dış dunyadaki onemini, belki de buraya kadar uzerinde durulan butun ogelerden daha fazla arttırmaktadır
Bunun en onemli nedeni Turkiye'nin tek ve biricik, laik ve demokratik islam ulkesi olmasıdır:
Bu niteliği ile Turkiye, hem değişme ve gelişme potansiyeli bakımından ekonomikaskerisiyasal bir guc olarak onem kazanmakta, hem de daha onemlisi, Musluman Dunyaicin, farklı bir model oluşturmaktadır
Turkiye'nin, musluman toplumlar icin, laik ve demokratik bir model oluşturması, sadece bolge acısından değil, tum dunya ve insanlık tarihi acısından onemli bir olaydır
Huntington'un, 21 yuzyılın, Hırıstiyan, Musluman ve Budist uygarlıkları arasında bir cekişmeye tanık olacağını soylemesi, Turkiye'nin musluman uygarlıkicindeki yerini olduğu kadar dunya uzerindeki onemini de iyice arttırmaktadır
Aslında, Ataturk'un kurduğu Turkiye, tum dunyanın onune bir soru işareti gibi dikilmiştir: Acaba tum toplumlar icin evrensel ve tek bir değişme modeli mi vardır, yani toplumların değişme ve gelişme aşamaları ekonomik acıdan biribirine eşitilendikce, kulturel yaşamları da benzer mi olacaktır, yoksa, farklı kultur din ve inanctaki toplumlar, farklı bicimde de mi gelişecek ve ilerleyeceklerdir?
Daha doğru bir deyişle, Batı toplumlarının izlediği yolu reddederek gelişme olanaklı mıdır? Yoksa, değişme ve gelişme, tum toplumları, eninde sonunda, aynı yollardan gecmeye mi zorlamaktadır?
İnsan hakları, kadın hakları, evrensel kavramlar mıdır? Bir toplumun hem gelişmiş olması, hem de temel hak ve ozgurlukleri kısıtlaması olanaklı mıdır?
İşte insanoğlu'nun onundeki tek aykırı model olan Sovyet deneyimicokup, tarihin derinliklerinde kaybolduktan sonra, islamaykırı bir model olarak gundeme gelmiştir
Oysa Turkiye, İslam modelinin, evrensel değişme ve gelişme cizgisinden farklı bir yol izlemediğinin en guzel orneğidir Musluman bir toplumda, hem laikliğin, hem de demokrasinin varolabileceğini ve değişme ve gelişmenin bu cizgiler yonunde olabileceğini, varlığı ile kanıtlamaktadır
Turkiye'de, evrensel değişme ve gelişme modelinden farklı, laiklikten ve demokratiklikten sapan bir İslam modelitartışmaları, daha cok, Sovyetler Birliği'nin gucunu surdurduğu soğuk savaşdoneminde alevlenmiştir
Sovyetler Birliği'ni, bir cembericine almak ve rejimi, icerden de İslambaskısı ile zorlamak politikası, Turkiye'de de evrenselden farklı, islami cozumtartışmalarını desteklemiştir
Artık, Sovyetler Birliği coktuğune gore, dışardan boyle bir etki deanlamını ve dolayısıyla gucunu yitirmiş gozukmektedir
Şimdi, dış dinamik ogeleritam tersine bir etkiyle, daha farklı bir soruyu, yukarda sorulan, islami değişme ve gelişme modeli evrensel modelden farklı mıdır?sorusunu gundeme getirmiştir
Kanımca bu sorunun yanıtı, 21 yuzyılda, evrensel modelin egemenliği yonunde ortaya cıkacaktır Yani bir toplum ister musluman olsun, ister başka bir dinden, değişme ve gelişme surecine girdiği olcude, insan hakları, demokratikleşme ve bunların on koşulu olarak kacınılmaz bir bicimde laikleşme, o toplumun gundemine girecektir
Siyasalkulturel boyut acısından yaptığımız irdelemeler, daha yukarda belirtilen jeopolitik boyut ve ekonomik boyut ile butunleştiğinde, acıkca gorulmektedir ki, Turkiye sadece bir bolgesel gucolarak değil, dunya tarihinde, uygarlıklar savaşı denilen değişme ve gelişme surecleri acısından da cok buyuk bir onemle uluslararası arenada yerini almaktadır
MUBECCEL KIRAY, HİLMİ YAVUZ VE ŞUKRU
ELEKDAĞ'IN DEĞERLENDİRMELERİ
Kıray, esas olarak Turkiye'nin girdiği değişme ve gelişme sureci icinde, hem siyasal partilerin, hem de siyasal islamın, cozulmekte olan aile ve ağakoylu ilişkilerinin yerini tutan araformlarniteliği kazandıklarını ve birey ile toplum ve devlet arasında bir kopru gorevi yuklendiklerini soyluyor
Kıray'ın bu teşhisi hic kuşkusuz cok doğru
Kıray ayrıca, siyasal islamın, Turkiye'ye bir olcude dış dunyadan dayatıldığını, bunun nedeninin Sovyetleri cembere almak olduğunu ve Sovyetler yıkıldığına gore artık bu dış etkinin kalkacağını da soyluyor,
Bence bu da son derece doğru
Boylece Kıray'ın cozumlemeleri, 21 yuzyıl Turkiye'sinin laik ve demokratik yapıyı koruyan bir islam ulkesi olacağı bicimindeki izlenimleri veriyor bize
Yine Kıray'a gore, Turkiye'nin onemi, işte bu değişme modelinin niteliği ile ilgili: Turkiye, bir islam toplumunun, cağdaş bir endustri toplumuna donuşumu sırasındaki sorunları ve surecleri ortaya koyduğu icin onemli bir ulke
Yavuz'un değerlendirmeleri, Kıray'ın sosyolojik yaklaşımına karşılık, daha cok felsefi ve duşunsel
Aslında Yavuz da Turkiye'nin onemini bir İslam ulkesiolmasında goruyor O da aynen Kıray gibi bu islam ulkesinindeğişme surecinin, onun onemini arttırdığı kanısında Bunu acıkca soylemiyor ama, hem Kıray'ın hem de Yavuz'un değişmeve kimliksorunu uzerinde odaklaşmaları, her ikisinin de aynı goruşu paylaştıklarını gosteriyor
Yavuz'a gore, Turkiye, gecmişinden koparıldığı icinbir kimlik kriziyaşıyor
Hic kuşkusuz, bu teşhisin gecmişinden koparılmakbolumu ve bunun bir kimlik krizine yol actığı tezi doğru,
Yavuz, daha sonra, bu sorunu aşmanın yolunun, resmenyani devlet eliyle, gecmişin gunumuzle bağlarının yeniden oluşturulmasını oneriyor
Bu bağlamda, Yavuz'un somut onerileri, Kıray'ın teşhislerinin tam ters yonunde, toplumun daha cok islami değerlere bağlı bir yapıyı benimsemesi sonucunu doğuruyor
Bu onerinin, dunya konjonkturu bakımından gecerliliği ciddi bicimde tartışmalıdır diye duşunuyorum
Elekdağ'ın dort dortluk analizi icin soylenecek fazla buirşey yok
Belki sadece, sosyolojik ve felsefi bakımdan, ic dinamik ogelerinin ağırlığını daha vurgulayabilirdi, ama bu da onun uzmanlık alanı değil
Ayrıca, Kıray ve Yavuz'un duşunceleri, Elekdağ'ın onerilerini butunleyerek, Turkiye'nin onemini iyice irdeliyor diyebiliriz
kongarorg
Dış dinamikogeleri acısından da değerlendirilse, konu, ic dinamikogeleriyle de ilgilidir cunku Turkiye'nin toplumsal, siyasal ve jeopolitik ozellikleriyle yakından bağlantılıdır
Turkiye'nin onemini, uc ayrı anabaşlık altında irdelemek olanaklıdır Bunlardan biri Jeopolitik, oteki, ekonomiksonuncusu da siyasalkulturelboyuttur
JEOPOLİTİK BOYUT
Turkiye, dunya uzerinde sorun olarak gozuken bolgelerden dort tanesinin ortasında yer almaktadır: Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Korfez
Bu konumu, O'nu, bu bolgelerde cıkarları olan ulkeler acısından vazgecilmezyapmaktadır
Ozellikle kureselleşmesurecinin Amerika Birleşik Devletlerini getirdiği dunya jandarmalığıkonumu, ve ABD'nin bu bolgelere olan uzaklığı, Turkiye'nin dunya uzerindeki stratejik onemini ayrıca vurgulamaktadır
Bir başka deyişle, Turkiye, bu catışma alanları acısından bir bolgesel guckimliği ile varlığını surdurmektedir
Stratejik acıdan bir başka oge, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ortaya cıkan bağımsız devletler ve otonom yonetimler acısından Turkiye'nin sahip olduğu ekonomik, kulturel ve siyasal olanaklardır
Akıllıca kullanıldığı takdirde, bu olanaklar, Turkiye'nin bir bolgesel gucolma ozelliğini pekiştirici etki yapacaktır
Balkanların, Kafkasların, Ortadoğunun ve Korfezin, siyasal, askeri ve ekonomik kargaşası, onumuzdeki yıllarda hic de durulacak gibi gozukmemektedir Bu nedenle, Turkiye'nin bolgesel bir guc olmaozelliği ve onemi, daha uzun yıllar devam edecek gibi gorulmektedir
EKONOMİK BOYUT
Turkiye, hızla gelişen, kentleşen, dunya ile ekonomik ve kulturel butunleşmesini surduren ve gittikce buyuyen (şimdilik) 60 milyonluk bir pazardır
Ayrıca, gelişen teknoloji ve dunyaya acılan girişimcilik, Turkiye'yi sadece bir pazarolarak değil, aynı zamanda uretimyapan bir ekonomik guc haline de getirmektedir
Bu nitelikleri ile Turkiye, bir yandan Avrupa Topluluğu, ote yandan Japonya ile, onemliekonomik ilişkileri kuracak ve geliştirecek bir yapıya sahip gorunmektedir
Eski Sovyetler Birliği yerine kurulan bağımsız devletler ve otonom yonetimler acısından da Turkiye'nin onemli bir ekonomik potansiyele sahip olduğu soylenebilir
Butun bunlara ek olarak, Irak petrolu ve Kafkasya'dan gelecek petrol (Turkiye uzerinden pazarlanabildiği takdirde), uzunca bir sure, Turkiye'ye onemli bir ekonomik avantaj sağlayacaktır
Turkiye'nin ekonomik onemi, daha yukarda uzerinde durulan jeopolitik onemi ile butunleştiğinde cok daha derin bir boyut ve anlam kazanmaktadır
SİYASALKULTUREL BOYUT
Turkiye'nin bir İslam ulkesiolması, O'nun dış dunyadaki onemini, belki de buraya kadar uzerinde durulan butun ogelerden daha fazla arttırmaktadır
Bunun en onemli nedeni Turkiye'nin tek ve biricik, laik ve demokratik islam ulkesi olmasıdır:
Bu niteliği ile Turkiye, hem değişme ve gelişme potansiyeli bakımından ekonomikaskerisiyasal bir guc olarak onem kazanmakta, hem de daha onemlisi, Musluman Dunyaicin, farklı bir model oluşturmaktadır
Turkiye'nin, musluman toplumlar icin, laik ve demokratik bir model oluşturması, sadece bolge acısından değil, tum dunya ve insanlık tarihi acısından onemli bir olaydır
Huntington'un, 21 yuzyılın, Hırıstiyan, Musluman ve Budist uygarlıkları arasında bir cekişmeye tanık olacağını soylemesi, Turkiye'nin musluman uygarlıkicindeki yerini olduğu kadar dunya uzerindeki onemini de iyice arttırmaktadır
Aslında, Ataturk'un kurduğu Turkiye, tum dunyanın onune bir soru işareti gibi dikilmiştir: Acaba tum toplumlar icin evrensel ve tek bir değişme modeli mi vardır, yani toplumların değişme ve gelişme aşamaları ekonomik acıdan biribirine eşitilendikce, kulturel yaşamları da benzer mi olacaktır, yoksa, farklı kultur din ve inanctaki toplumlar, farklı bicimde de mi gelişecek ve ilerleyeceklerdir?
Daha doğru bir deyişle, Batı toplumlarının izlediği yolu reddederek gelişme olanaklı mıdır? Yoksa, değişme ve gelişme, tum toplumları, eninde sonunda, aynı yollardan gecmeye mi zorlamaktadır?
İnsan hakları, kadın hakları, evrensel kavramlar mıdır? Bir toplumun hem gelişmiş olması, hem de temel hak ve ozgurlukleri kısıtlaması olanaklı mıdır?
İşte insanoğlu'nun onundeki tek aykırı model olan Sovyet deneyimicokup, tarihin derinliklerinde kaybolduktan sonra, islamaykırı bir model olarak gundeme gelmiştir
Oysa Turkiye, İslam modelinin, evrensel değişme ve gelişme cizgisinden farklı bir yol izlemediğinin en guzel orneğidir Musluman bir toplumda, hem laikliğin, hem de demokrasinin varolabileceğini ve değişme ve gelişmenin bu cizgiler yonunde olabileceğini, varlığı ile kanıtlamaktadır
Turkiye'de, evrensel değişme ve gelişme modelinden farklı, laiklikten ve demokratiklikten sapan bir İslam modelitartışmaları, daha cok, Sovyetler Birliği'nin gucunu surdurduğu soğuk savaşdoneminde alevlenmiştir
Sovyetler Birliği'ni, bir cembericine almak ve rejimi, icerden de İslambaskısı ile zorlamak politikası, Turkiye'de de evrenselden farklı, islami cozumtartışmalarını desteklemiştir
Artık, Sovyetler Birliği coktuğune gore, dışardan boyle bir etki deanlamını ve dolayısıyla gucunu yitirmiş gozukmektedir
Şimdi, dış dinamik ogeleritam tersine bir etkiyle, daha farklı bir soruyu, yukarda sorulan, islami değişme ve gelişme modeli evrensel modelden farklı mıdır?sorusunu gundeme getirmiştir
Kanımca bu sorunun yanıtı, 21 yuzyılda, evrensel modelin egemenliği yonunde ortaya cıkacaktır Yani bir toplum ister musluman olsun, ister başka bir dinden, değişme ve gelişme surecine girdiği olcude, insan hakları, demokratikleşme ve bunların on koşulu olarak kacınılmaz bir bicimde laikleşme, o toplumun gundemine girecektir
Siyasalkulturel boyut acısından yaptığımız irdelemeler, daha yukarda belirtilen jeopolitik boyut ve ekonomik boyut ile butunleştiğinde, acıkca gorulmektedir ki, Turkiye sadece bir bolgesel gucolarak değil, dunya tarihinde, uygarlıklar savaşı denilen değişme ve gelişme surecleri acısından da cok buyuk bir onemle uluslararası arenada yerini almaktadır
MUBECCEL KIRAY, HİLMİ YAVUZ VE ŞUKRU
ELEKDAĞ'IN DEĞERLENDİRMELERİ
Kıray, esas olarak Turkiye'nin girdiği değişme ve gelişme sureci icinde, hem siyasal partilerin, hem de siyasal islamın, cozulmekte olan aile ve ağakoylu ilişkilerinin yerini tutan araformlarniteliği kazandıklarını ve birey ile toplum ve devlet arasında bir kopru gorevi yuklendiklerini soyluyor
Kıray'ın bu teşhisi hic kuşkusuz cok doğru
Kıray ayrıca, siyasal islamın, Turkiye'ye bir olcude dış dunyadan dayatıldığını, bunun nedeninin Sovyetleri cembere almak olduğunu ve Sovyetler yıkıldığına gore artık bu dış etkinin kalkacağını da soyluyor,
Bence bu da son derece doğru
Boylece Kıray'ın cozumlemeleri, 21 yuzyıl Turkiye'sinin laik ve demokratik yapıyı koruyan bir islam ulkesi olacağı bicimindeki izlenimleri veriyor bize
Yine Kıray'a gore, Turkiye'nin onemi, işte bu değişme modelinin niteliği ile ilgili: Turkiye, bir islam toplumunun, cağdaş bir endustri toplumuna donuşumu sırasındaki sorunları ve surecleri ortaya koyduğu icin onemli bir ulke
Yavuz'un değerlendirmeleri, Kıray'ın sosyolojik yaklaşımına karşılık, daha cok felsefi ve duşunsel
Aslında Yavuz da Turkiye'nin onemini bir İslam ulkesiolmasında goruyor O da aynen Kıray gibi bu islam ulkesinindeğişme surecinin, onun onemini arttırdığı kanısında Bunu acıkca soylemiyor ama, hem Kıray'ın hem de Yavuz'un değişmeve kimliksorunu uzerinde odaklaşmaları, her ikisinin de aynı goruşu paylaştıklarını gosteriyor
Yavuz'a gore, Turkiye, gecmişinden koparıldığı icinbir kimlik kriziyaşıyor
Hic kuşkusuz, bu teşhisin gecmişinden koparılmakbolumu ve bunun bir kimlik krizine yol actığı tezi doğru,
Yavuz, daha sonra, bu sorunu aşmanın yolunun, resmenyani devlet eliyle, gecmişin gunumuzle bağlarının yeniden oluşturulmasını oneriyor
Bu bağlamda, Yavuz'un somut onerileri, Kıray'ın teşhislerinin tam ters yonunde, toplumun daha cok islami değerlere bağlı bir yapıyı benimsemesi sonucunu doğuruyor
Bu onerinin, dunya konjonkturu bakımından gecerliliği ciddi bicimde tartışmalıdır diye duşunuyorum
Elekdağ'ın dort dortluk analizi icin soylenecek fazla buirşey yok
Belki sadece, sosyolojik ve felsefi bakımdan, ic dinamik ogelerinin ağırlığını daha vurgulayabilirdi, ama bu da onun uzmanlık alanı değil
Ayrıca, Kıray ve Yavuz'un duşunceleri, Elekdağ'ın onerilerini butunleyerek, Turkiye'nin onemini iyice irdeliyor diyebiliriz
kongarorg