Turklerde Bilim, Sanat ve Mimarlık Hakkında Bilgi

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
57
Yaş
36
Coin
256,936
Turklerde Bilim, Sanat ve Mimarlık Hakkında Bilgi

Turkler henuz musluman olmadan once 674 yılında Basra ’ya getirildiler Kole ya da paralı asker olarak getirilen bu Turkler, İslam mimari sanatında ilk yenilikleri oluşturdular Sarayların ve evlerin alcı suslemelerine eğri kesim tekniğini bu Turkler getirdi Ayrıca yaş sıva uzerine yapılan bezemeleri (guzel susler) de İslam sanatına Turkler kazandırdılar Turkler bu konuda Cinlilerden etkilenmiş olabilir Ancak Turkler kendi zevklerine uygun bezeme sanatını geliştirdiler Araplarda olmayan bu uygulama, Turk bezeme sanatı olarak, bolgedeki asker Turkler aracılığıyla kullanılmaya başlandı Turklerin ilk belirgin uygulamaları Basra bolgesinde yaptıkları Samarra ve Ebudulef Camilerinde gorulur

Basra bolgesindeki bu Turklerden bir kısmı Mısır ’a goc etti Bir sure sonra Turk asıllı Ahmet Bin Tolun Mısır ’da devlet kurdu Başkenti Kahire ’de kendi adına bir cami yaptırdı (877879) Turkler, Caminin dış duvarına pencereler actırdı ve dış gorunuşu hafifletti Boylece Abbasi camilerinin kaleyi andıran goruntusunden ayrılındı Aslında bu değişiklik, yeni bir anlayışın hayata yansımasıdır Turklerin, Muslumanlığı, insanı koruyor gibi gorunurken tutsak eden bir kale olarak değil, aydınlığa ulaştıran bir din olarak algıladıklarını gosterdiler

Turklerin kendi başlarına yaptıkları bu ilk caminin harim bolumu (ibadetin yapıldığı salon) Turk uslubundaki sivri kemerlerle kıble duvarına paralel beş nefe ayrılır Sivri kemer sistemi Turklerin cadırlarının (oba) şeklidir Turklerin ilk camisinin minaresi caminin dışındadır Birinci katı koşelidir İkinci katı yuvarlaktır Ust bolumu ise, sekiz koşelidir

Turkİslam sanatının geniş uygulamaları Karahanlılar doneminde goruldu Oğuz ve Karluk Turklerinin kurduğu Karahanlılar Turk Devletinin hanlarından Saltuk Buğra iki yuz bin cadırıyla birlikte İslamiyet ’e girdi (944) Muslumanlığı daha once kabul eden (921) İdil Bulgar Turk devleti ’nin hakanı Almış ya da Almas Silgi ’den farklı olarak Muslumanlığı devlet dini olarak ilan etti Boylece Turklerin İslamiyet ’e katılımları hızlandı Dolayısıyla Turk Mimari sanatının İslam Sanatını etkilemesi de hızlandı

Turklerin mimari alandaki ustunluklerinin bir başka sebebi daha var Arapların uyguladığı şeriat hukumleri, mezar yapımını yasaklamıştı Ama Turkler, Tevbe Suresi 84 ayeti uygun bir şekilde yorumladıklarından atalarının mezarlarına ciddi onem verdiler Boylece Turklerin kurgan adı verilen mezar sanatları Muslumanlıktan sonra da devam etti Boylece MuslumanTurk mimari dehası bicimlendi

Karahanlı Turklerinin mimari sesrlerinde geometrik motifli kuşaklar, birbirini kesen sekizgenler hakimdir Turk mimarlığındaki eyvanlı (uc yonu kapalı ve genellikle tonoz ortulu mekan) medreselerin, turbelerin ve kervansarayların ilk orneklerine Karahanlı Turklerinde rastlanır

Turk mimarisinde dort koşe plandan kubbeye geciş, ucgen tromplarla (koşe binisi) sağlanmıştır Boylece kubbenin etkisi pratik bir şekilde sağlanmıştır Bu koşe binilerine mimaride “Turk ucgeni denilir Karahanlılar Musluman olmadan once kerpic binalar yapıyorlardı Ancak İslamiyet ’e girdikten sonra tuğladan yapmaya başladılar Bu uygulama da Turklerin İslam sanatından yararlanmaları şeklinde değerlendirilmelidir

Turkler bugunku İran bolgesine geldiklerinde (11 yuzyılın başları), yoredeki mimari eserlerde Arap planı uygulanmaktaydı Cunku bolge genel olarak Arap egemenliğindeydi Bolgede karşılaştırma yapabilmek icin, Turklerin gelişinin oncesinden kalma ciddi bir eser malesef yoktur Cunku, Abbasilerin yaptıkları eserler; ahşap, kerpic ve tuğladan yapıldığından cabuk harap oldular Gunumuzde İran ’ın ovunduğu eserlerin hemen tamamı Turkler tarafından yapıldı Zaten bolgeye gelen Turkler 1926 yılına kadar, kısa suren Moğol egemenliği dışında, kendi devletlerini surdurduler

Selcuklu Turklerinin İsfahan ’da yaptıkları İsfahan ve Zevare Mescidi ile Cuma Camisi gunumuzdeki en guzel eserlerdendir Selcuklu Turklerinin İslam mimarlığına kazandırdıkları diğer bir yapı turu de medreselerdir Selcuklu Turkleri yapılarında geometrik, bitkisel ve hayvansal motifler, kufi ve nesih yazılar, cini ve yalancı mermer bezemeleri gibi suslemeleri yoğun olarak kullandlılar

Selcuklu Turkleri maden işlemelerinde; altın, gumuş, ve tuncun yanında pirinc de kullandılar Bu kullanım Turklerin, İslam maden sanatına getirdikleri diğer bir yeniliktir Selcuklu Turkleri eserlerinde ajur (sus) ve metale, bir başka metali kakma tekniğini buyuk bir başarıyla uyguladılar Boylece insanların kullandıkları kap bicimleri Turkler sayesinde ceşitlendi

Karahanlı Turklerinin mimarisi sonradan kurulan butun onemli Turk devletlerini etkiledi Bir taraftan Selcuklu Turkleri vasıtasıyla Osmanlı Turklerine gecti Diğer taraftan Gazneliler Turk Devleti aracılığıyla Baburluler Turk Devletine gecti Moğol akınlarıyla yerle bir olarak tarihten silinen Gazne sanatı Buyuk Selcuklu Turklerini de etkilemiştir Nitekim, Selcuklu Turklerinin yaptığı Leşkeri Bazar Sarayında, Uygur Turklerinin duvar resmi geleneğinin devamı olarak da nitelenen freskler (heykel suslemeleri) kullanılmıştır

Buyuk Selcuklu Turklerinden sonra Timurlu Turkleri, daha sonra ise Akkoyunlu Turkleri Tebriz ’e hakim olmuştur Akkoyunlu Turkleri doneminde Tebriz ’de ressam Kari Mehmet Siyahkalem ve oğrencileri Turk resim sanatını doruğa cıkardılar Topkapı sarayındaki Fatih albumunde saklanan bu resimler, Muslumanlık oncesi Uygur Turklerinin sanatını Muslumanlıkla birleştirerek işleyen usta işi eserlerdir (Not: belki daha onceki donemlerde başka bazı eserler yapılmıştır Ancak Gazne şehrini tarihten silen vahşilikteki Moğol saldırılarında kaybolmuş olabilir)

Akhunlar Turk Devletinden sonra Hindistan ’da kurulan ilk Turk devleti, Delhi Turk Sultanlığı ’dır Devletin kurucusu Kutbettin Aybeg ( ? –1210) 1206 ile 1210 arasında Delhi ’de bir cami ve minare yaptırmıştır Kutub Minar ( Kutbettin Minaresi) diye anılan minare 1803 yılında ust bolumu depremde yıkılmasına rağmen 64 m İle en yuksek minarelerdendir Hindistan ’daki ilk Musluman Turklerin yaptırdığı bu minarenin dış duvarlarının tamamı Kur ’an ’dan alınan ayetlerle suslenmiş olan en guzel minaredir Daha sonra sultan olan Şemseddin İlTutmuş ’un tamamladığı Kuvvetul İslam Camisi, devrinin en guzel orneğidir

Hindistan ’da daha sonra hukum suren Babur İmparatorluğu (15261856), cok onemli mimari eserler inşa etti Babur Moğol asıllı idi Ama Turkce konuşuyordu Kendi yazdığı meşhur Baburname ’si Turkce ’dir Tercumanlar aracılığıyla Farsca ’ya cevirttirmiştir Musluman olan hemen butun Moğollar gibi Baburluler de coğunlukla Turkleşmişti Baburlu Turkleri Seydiseyyid Camisinde mermerden dantela gibi oyarak pencere şebekeleri yaptılar Bu eser Turklerin İslam sanatına mermer işciliğinde getirdikleri onemli bir yeniliktir

Babur Turklerinde Şah Cihan ’ın Agra ’da yaptırdığı Moti Mescit (İnce mescit) kırmızı mum taşındandır Uzeri sedefe benzer bir mermerle kaplıdır Şah Cihan ’ın eşi İran bolgesindeki Safevi Turk Devleti ’nin prenseslerinden Banu Begum idi Sahip olduğu cok guzel ozelliklerinden dolayı Mumtaz Mahal olarak anılırdı Son cocuğunu doğururken vefat etti Şah onun adına Tac Mahal ’i yaptırdı (16311652) Babur Turklerinin yaptırdığı Tac Mahal halen dunyanın sayılı mimarilerindendir Bu eserin planı ve uygulaması İstanbul ’dan gonderilen mimarbaşı Mehmet İsa Efendi ve ekibi tarafından Babur Turkleriyle birlikte yapılmıştır

Demek ki İran ’da Cuma camisini yapan Turkler, Hindistan ’da daha farklı tarzda eserler ortaya koydular Timur Turklerinin Semerkant ’ta yaptıkları eserler ise hem mimari ceşitlilik hem de guzellik acısından daha farklıdır Recustan meydanındaki birbirine bakan uc medrese en guzel orneklerdendir

Turkler Anadolu ’ya gectikten sonra da pek cok yenilikler yaptılar İran bolgesinde tuğla kullanmışlardı Anadolu ’da taş kullandılar İran bolgesinde yaptıklarından farklı olarak, camilerdeki harimin onundeki avluyu kaldırdılar Anadolu ’da kışlar daha soğuk olduğu icin, medreselerin icindeki avluların boyutlarını kuculttuler Ustunu bir kubbeyle orttuler Cok sayıda ve guzel kervansaraylar yaptılar Elbette Bizans ve Ermeni sanatlarından etkilendiler Ama gittikleri her bolgede olduğu gibi, akıllı davrandılar Turk gelenekleri ile cevreden aldıklarını birleştirdiler Yeni bir yaratıcılıkla kendilerine has, ama İslam kulturunu de temsil eden eserler ortaya koydular Boylece gittikleri her bolgede Turkİslam kulturunu oluşturdular

Turkler, İstanbul ’daki Suleymaniye Camisini yaparak (15501557), butun Roma ’nın eseri sayılabilecek Ayasofya ’yı gectiler Edirne ’deki Selimiye Camisi (1574) ile, Suleymaniye Camisini de gecerek kendilerini geliştirdiler

Bugun İstanbul ’da yirmi kadar kitaplık vardır Bunlardan sadece Suleymaniye Camisinin kutuphanesinde 56483 el yazması kitap olduğu tahmin edilmektedir El yazması kitaplar matbaanın olmadığı ya da geniş kullanılmadığı donemlere aittir El yazması kitaplarla ilgili olarak bir karşılaştırma yaparsak; Fransa kralı olan ve bilge lakaplı V Charles ’ın olumunde (1380), kitaplığında 1200 el yazması kitabın olması, Fransızların diğer Avrupa devletlerine karşı ovunc kaynağı olmuştur

El yazması kitap sayıları arasındaki bu farkı gorunce bazı sorular akla geliyor Bilindiği gibi, bazı Avrupalı tarihciler, Osmanlı Turklerinin İstanbul ’un fethinden sonra hicbir gelişme gostermediklerini iddia ederler Eğer bu savları doğru kabul edilirse, Turkler İstanbul ’un fethinden sonra cok az sayıda yeni kitap yazdılar demektir Bu durumda Turklerin 15 yuzyılda Avrupalılardan cok daha ustun oldukları sonucu ortaya cıkmaktadır Eğer Turkler, o donemde Avrupalılardan el yazması kitap sayısında cok buyuk ustunluğe sahipseler, neden kendileri medeniyetlerini geliştiremesinler Yok eğer kitapların coğunu İstanbul ’un fethinden sonra yazdılarsa, zaten Turklerin İstanbul ’un fethinden sonra da medeniyetlerini geliştirmeye devam ettikleri ortaya cıkar

Arap yazarlardan Şumama bin ElAşras (8 yuzyıl sonları 9 yuzyıl başları) bir sure Turklere esir duşer Daha sonra Turklerle ilgili duşuncelerini yazıya doker Turkleri inceleyen diğer tarafsız tarihciler gibi, gorduklerini butun cıplaklığıyla anlatır Sonunda şoyle der : “Eğer onların memleketlerinde peygamberler ve filozoflar yaşayıp da bunların fikirleri kalplerinden gecse, kulaklarına carpsa idi, sana Basralıların edebiyetını, Yunanlıların felsefesini, Cinlilerin sanatını unuttururlardı

Muslumanlıkla ilk tanışan Turklerden Farabi (870950), Turkistan ’ın Otrar (sonraki adı Yangı) şehrinde doğmuştur Bu bolgeye Farslar Farab dediklerinden Farabi adıyla anılmıştır Platon ve Aristotoles ’i (Aristo) inceleyerek, onların savundukları “ideaların kaynaklarını Kur ’an ’da anlatılanlarla bağdaştırarak insanlara mutluluğun yollarını anlatmış unlu bir filozoftur El Biruni (9731051), Nasreddin Tusi (12011274) ve Uluğbey (13941449) gibi Turk bilim adamlarının ilme yaptıkları katkıları unutmayan NASA yetkilileri, bu uc Turk bilim adamının isimlerini Ay ’daki uc kratere verdi İbni Sina (9801037) ise, tıp alanında zamanının en unlu bilim adamıydı

Turkler İslamiyet ’e yeni boyutlar kazandırdılar Muslumanlığı Arap egemenliğinden cıkarıp evrensel hale getirdiler 11 yuzyılda İslam toplumunun derinlemesine donuşume uğraması, yani İslam Ronesansı Turklerin vasıtasıyla olmuştur denilebilir

Mimarlıkta, sanatta ve bilimde Turklerin ileriliğini gormek istemeyen bazıları Cinlilerin daha ileri olduklarını iddia ederler Halbuki Cin ’deki ilk sanatı Tabgac Turkleri geliştirmiştir YunKang ve LungMin mağara sanatlarını oluşturanlar Tabgac Turkleridir Eski Cin dini inanışına gore halk, tanrılarının kendilerine acık alanlarda yani tabiatın icerisinde yakarmalarını istediklerini duşunurlerdi Bu nedenle Tabgac Turklerinden onceye ait dini mabedleri yoktur Cin ’de Budizm ’in yayılmasında ise Tabgac Turklerinin etkisi buyuktur Cinliler mimari eserlerini Budizm ’den sonra vermeye başlamışlardır

Cinlilerin Han sulalesinden itibaren (MO 206MS220) devlet dairelerinde ve zenginlerin konaklarında uyguladıkları plan gunumuze kadar değişmemiştir Sadece Sung sulalesi doneminde 10 yuzyılda catılarda dikeyliğe doğru bir eğilim belirmiştir Dolayısıyla Cin mimarisi ve sistemi hep aynı kalmıştır Halbuki Turkler her gittikleri bolgede birbirinden farklı cok guzel eserler verdiler

Cinlilerin matbaayı 9 yuzyılda buldukları soylenilir Halbuki Cin alfabesi yaklaşık ucbin harften oluşur Cin ’in kuzey komşusu olan Uygur Turklerinin alfabesi ise sadece 14 harften meydana gelir O donemin teknik şartlarında matbaanın hangi alfabe icin daha uygun olduğunu iyi irdelemek gerekir kanaatindeyim Eğer matbaayı ve barutu Cinliler bulmuş olsaydı neden devamını getiremesinlerdi Eğer Cinliler bulduysa devamını getirememeleri medeniyetlerinin ileri olmadığını, buluşların tesaduf olduğunu gosterir Bir ulkede teknolojinin oluşması ve gelişmesi icin bilimin de gelişmiş olması gerekir Cinliler arasında dunyaca unlu bir bilim adamı gostermek zordur Halbuki Turk bilim adamlarının ucune NASA bile gereken saygısını gostermiştir

Bazı tarihciler Farsların Turklerden ustun kulture sahip olduklarını iddia ederler Halbuki İran ’da gerek Turk egemenliğinden oncesinden kalan ve gerekse sonrasında Farsların yaptıkları ciddi bir eser yoktur Sadece Turklerin yaptıkları vardır İran ’daki Turk eserlerinin cok ve ceşitli olmamasının bazı sebepleri vardır Şah İsmail ’den itibaren bolgedeki Turklerin Şiiliği secmeleri sonucu, ana Turk Dunyası ile ilişkileri cok zayıfladı Dolayısıyla kendi iclerine kapandılar Buna rağmen ciddi eserler bıraktılar Eğer Farsların kulturleri daha yuksek idiyse, neden Turklerden once ve Turklerden sonra hem de petrole sahipken kendilerini gosteremediler Aynı sorular Turklerin yonetiminde kalmış diğer milletler icin de sorulabilir



TURKLERDE MADENCİLİK

Turkler dunya uzerinde en geniş alana yayılmış ve gittikleri bolgelerde uzun sure devlet kurmuş millettir Bu kadar geniş alana dağılmalarına ve bazen azınlıkta kalmalarına rağmen hem kulturlerini korumuşlar, hem de geliştirmişlerdir Birbirinden uzaktaki Turk boylarında altın, gumuş, bakır, demir, kurşun gibi onemli maden isimleri aynıdır Demek ki Turkler, dunyaya yayılmadan once butun bu madenleri işleyen guclu bir uygarlığa sahiptiler

Alma Ata ’nın 50 km Doğusunda Esik kurganında 2500 yıl oncesinden kalma altın elbiseli genc bir Hun Turkunun mezarı bulundu Mezarda 4000 kadar altın plaka vardı Turk gencinin altından elbisesi pantolon ve ceket şeklindeydi Bu eserler Turklerin maden işleme sanatında cok ileri olduklarını gostermektedir Bazı tarihciler Romalıların pantolonu Hun Turklerinden aldıklarını soylerler 2500 yıl onceki Turk prensinin elbisesi bunu doğrulamaktadır Bazı tarihciler de mezardaki gencin Turk olmadığını iddia ederler Ama hangi halktan olduğunu soylemezler Bu durumda akla bazı sorular gelmektedir Bu genc Turk değilse ve uzaydan da gelmediğine gore, boylesine uygarlığa ulaşmış bir halk nasıl hicbir iz bırakmadan tarihten silinebilir Diğer taraftan gecmişi olmadığı ileri surulen ve sadece ata hukmeden Turkler, nasıl binlerce yıl cağdaşlarından daha guzel bir uygarlık kurabilmiştir
 
Üst Alt