Türkiye deprem bölgeleri
Türkiye deprem kuşakları
türkiyede en çok deprem olan bölgeler
Türkiyede en çok deprem olan şehirler
Kuzey Anadolu Deprem Bölgesi
Bu bölge içinde, evvelce bahsedilen, “Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı’nın” büyük bir kısmı yer almaktadır.Batı’da Çanakkale’den girip, doğuda Van Gölü’nün kuzeyinden İran’a ulaşır.En yıkıcı depremle bu kırık zonu üzerinde meydana gelmiştir.Nitekim, 1939 Erzincan depreminde 32968 kişi hayatını kaybetmiş, 116720 bina tamamen yıkılmıştır. Depremin şiddeti X-XI, magnitüdü ise 7.9 olarak saptanmıştır.1944 Gerede depreminde 3959, 1956 Abant(Bolu) depreminde ise 52 kişi yitirilmiştir.Yıkıcı depremlere sebep olan bu fay zonunda hareket yatay kayma şeklinde olmaktadır.Doğrultu aytılımlı ve sağ yönlü olan istemi 1000 km’lik bir kuşak boyunca gözlenebilmektedir.1939-1967 yılları arasında meydana gelen yatay kayma hareketlerinin toplam değeri 18 km olarak saptanmıştır.
Karadeniz kıyı kuşağı üzerindeki depremler daha ziyade yerel episantr zonları halindedir.ancak, Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı’nın etkileri de sahil şeridindeki depremlerin diğer bir sebebi olarak düşünülebilir.1943 Ladik(Samsun) depreminde 4000, 1968 Bartın(Zonguldak) depreminde 29 kişi hayatını kaybetmiştir.
Ege Deprem Bölgesi
Neojen sonunda Ege Denizi’nin oluşum çöküşüyle meydana gelen dikey atımlı kırıklar Batı Anadolu’daki grabenlerin oluşmasında başlıca etkendir.Kuzeyden güneye doğru Edremit, Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes grabenleri bunlardandır.aynı şekilde oluşan Muğla, Marmaris, Fethiye grabenleri de bu grup içinde incelenebilir.Deprem bakımından hassas, fakat verimli toprakların bulunduğu, bu sebeple de yerleşimin yoğun olduğu bu bölgede çeşitli zamanlarda oluşan depremler büyük felaketlere yol açmıştır.1933 Çivril(Denizli) depreminde 20 kişi, 1944 Ayvalık(Balıkesir) depreminde 30 kişi, 1949 Karaburun(İzmir) depreminde de 7 kişi hayatını kaybetmiştir.
Kütahya-Uşak-Afyonkarahisar Deprem Zonu
Bu kuşakta yerel episantr ortamlarının sebep olduğu depremler kadar, Ege’nin doğu-batı yönlü Afyon-Dinar-Isparta arası kırıklı yapının da etkili olduğu bu deprem kuşağı, Ege Bölgesi’nde depreme hassas bir diğer yöredir.
Marmara Deprem Bölgesi Bu bölge tektonik özellikleri bakımından Ege`nin devamı özelliğini taşır.Birbirine paralel üç depresyon kuşağının bulunduğu yerler başlıca deprem sahalarıdır: Birincisi,İzmit-Tekirdağ depresyonudur.İzmit depresyonu,batıda Marmara Denizini kat ederek Tekirdağ`a kadar uzanır ,doğuda ise Kuzey Anadolu Kuşağına ulaşır. İkincisi ise,İzmit-Tekirdağ depresyonunun güneyindeki İznik Gölü-Gemlik depresyonudur.Bu çukur saha Marmara Denizinin güney sahilini içine alır. Üçüncüsü,Yenişehir-Bursa-Kuş Gölü depresyonudur ve bölgenin güneyindedir. Birbirine paralel bu üç depresyonda felaketlerle sonuçlanan depremler olmuştur. İç Anadolu Deprem Bölgesi İç Anadolu`da Kızılırmak`ın büyük kavisi içinde yer alan,metamorfik ve plütonik kayaçlardan oluşan Kırşehir Masifi bir çok yerinden faylarla bloklara ayrılmıştır.Bloklar arasında kalan kısımlar ise Neojen tortulları ile dolmuşlardır.İşte,fayların oluşturduğu bu zonlar İç Anadolu`nun başlıca deprem kuşaklarıdır.Nitekim,1938Kırşe hir depremi böyle bir zon üzerinde meydana gelmiştir. Ayrıca,Ankara`nın kuzeyinde,kuzeydoğu-kuzeybatı yönlü faylar,Kızılcahamam-Güdül-Ayaş ve Çamlıdere-Beypazarı yönünde birbirine paralel kırık zonları oluştururlar.Bu durum İç Anadolu`daki depremlerde,”Kuzey Anadolu Deprem Kuşağının” rolü kadar,müstakil episantırların da önemli etkileri bulunduğunu gösterir.Zira,1944Beypazarı,19 56Eskişehir depremleri müstakil episantırların eseridir.İç Anadolu`da bir diğer fay zonu Tuz Gölü`nün batısında bulunmaktadır.Birbirine paralel uzanan kırıklar bir kuşak oluşturmuşlardır.Ancak,gerek Konya ve çevresinde,gerekse bu kesimdeki diğer yerleşim yerlerinde hasara sebep olan depremler saptanmamıştır. Güney Anadolu Deprem Bölgesi Güney Anadolu`da depreme hassas yöre Hatay bölgesidir.Doğu Afrika kırık sisteminin kuzey uzantısı olan ve Hatay`a ulaşan,sonra,önce kuzeye,ardından kuzeydoğuya saparak devam eden kırık zonu deprem olasılığının fazla olduğu yerlerdir.Diğer depreme duyarlı yöreler daha ziyade Mersin,Tarsus,Adana,Ceyhan ve Kozan çevresidir.
Güneydoğu Anadolu Deprem Bölgesi
Bu bölgede başlıca iki deprem kuşağı vardır.Bunlardan biri kuzey-güney doğrultulu Doğu Afrika kırık kuşağının Antakya`dan dönerek bu bölgeye giren kısmı ve Van`a kadar ulaşarak oluşturduğu zondur.Diğeri ise,Arap Masifinin güneydoğu Toros kıvrım dağlarına yaslandığı yerdeki kırık zonudur.Nitekim,1975 Lice depremi bu kırık kuşağı üzerinde meydana gelen depremlerden biridir.
Doğu Anadolu Deprem Bölgesi
Doğu Anadolu deprem riski fazla olan bölgelerimizden biridir.Kuzey Anadolu Deprem Kuşağının Doğu Anadolu`daki devamı Erzincan-Erzurum-Varto-Van`a kadar uzanır.Diğer yandan,bölgenin güneyinde yer alan Bitlis Masifinin kuzey kenarı boyunca var olan kırık zonu,ayrıca,Van Gölü havzası ve Muş çöküntü alanı ve çevresi zaman zaman depremlerin oluştuğu başlıca yörelerdir.Bu bölgede son 90 yıl içinde meydana gelen depremlerin bir kısmını gözden geçirmek bile bu bölgede depremlerin şiddeti ve yıkıcılığı hakkında fikir vermek için yeterlidir.
Türkiye deprem kuşakları
türkiyede en çok deprem olan bölgeler
Türkiyede en çok deprem olan şehirler
Kuzey Anadolu Deprem Bölgesi
Bu bölge içinde, evvelce bahsedilen, “Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı’nın” büyük bir kısmı yer almaktadır.Batı’da Çanakkale’den girip, doğuda Van Gölü’nün kuzeyinden İran’a ulaşır.En yıkıcı depremle bu kırık zonu üzerinde meydana gelmiştir.Nitekim, 1939 Erzincan depreminde 32968 kişi hayatını kaybetmiş, 116720 bina tamamen yıkılmıştır. Depremin şiddeti X-XI, magnitüdü ise 7.9 olarak saptanmıştır.1944 Gerede depreminde 3959, 1956 Abant(Bolu) depreminde ise 52 kişi yitirilmiştir.Yıkıcı depremlere sebep olan bu fay zonunda hareket yatay kayma şeklinde olmaktadır.Doğrultu aytılımlı ve sağ yönlü olan istemi 1000 km’lik bir kuşak boyunca gözlenebilmektedir.1939-1967 yılları arasında meydana gelen yatay kayma hareketlerinin toplam değeri 18 km olarak saptanmıştır.
Karadeniz kıyı kuşağı üzerindeki depremler daha ziyade yerel episantr zonları halindedir.ancak, Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı’nın etkileri de sahil şeridindeki depremlerin diğer bir sebebi olarak düşünülebilir.1943 Ladik(Samsun) depreminde 4000, 1968 Bartın(Zonguldak) depreminde 29 kişi hayatını kaybetmiştir.
Ege Deprem Bölgesi
Neojen sonunda Ege Denizi’nin oluşum çöküşüyle meydana gelen dikey atımlı kırıklar Batı Anadolu’daki grabenlerin oluşmasında başlıca etkendir.Kuzeyden güneye doğru Edremit, Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes grabenleri bunlardandır.aynı şekilde oluşan Muğla, Marmaris, Fethiye grabenleri de bu grup içinde incelenebilir.Deprem bakımından hassas, fakat verimli toprakların bulunduğu, bu sebeple de yerleşimin yoğun olduğu bu bölgede çeşitli zamanlarda oluşan depremler büyük felaketlere yol açmıştır.1933 Çivril(Denizli) depreminde 20 kişi, 1944 Ayvalık(Balıkesir) depreminde 30 kişi, 1949 Karaburun(İzmir) depreminde de 7 kişi hayatını kaybetmiştir.
Kütahya-Uşak-Afyonkarahisar Deprem Zonu
Bu kuşakta yerel episantr ortamlarının sebep olduğu depremler kadar, Ege’nin doğu-batı yönlü Afyon-Dinar-Isparta arası kırıklı yapının da etkili olduğu bu deprem kuşağı, Ege Bölgesi’nde depreme hassas bir diğer yöredir.
Marmara Deprem Bölgesi Bu bölge tektonik özellikleri bakımından Ege`nin devamı özelliğini taşır.Birbirine paralel üç depresyon kuşağının bulunduğu yerler başlıca deprem sahalarıdır: Birincisi,İzmit-Tekirdağ depresyonudur.İzmit depresyonu,batıda Marmara Denizini kat ederek Tekirdağ`a kadar uzanır ,doğuda ise Kuzey Anadolu Kuşağına ulaşır. İkincisi ise,İzmit-Tekirdağ depresyonunun güneyindeki İznik Gölü-Gemlik depresyonudur.Bu çukur saha Marmara Denizinin güney sahilini içine alır. Üçüncüsü,Yenişehir-Bursa-Kuş Gölü depresyonudur ve bölgenin güneyindedir. Birbirine paralel bu üç depresyonda felaketlerle sonuçlanan depremler olmuştur. İç Anadolu Deprem Bölgesi İç Anadolu`da Kızılırmak`ın büyük kavisi içinde yer alan,metamorfik ve plütonik kayaçlardan oluşan Kırşehir Masifi bir çok yerinden faylarla bloklara ayrılmıştır.Bloklar arasında kalan kısımlar ise Neojen tortulları ile dolmuşlardır.İşte,fayların oluşturduğu bu zonlar İç Anadolu`nun başlıca deprem kuşaklarıdır.Nitekim,1938Kırşe hir depremi böyle bir zon üzerinde meydana gelmiştir. Ayrıca,Ankara`nın kuzeyinde,kuzeydoğu-kuzeybatı yönlü faylar,Kızılcahamam-Güdül-Ayaş ve Çamlıdere-Beypazarı yönünde birbirine paralel kırık zonları oluştururlar.Bu durum İç Anadolu`daki depremlerde,”Kuzey Anadolu Deprem Kuşağının” rolü kadar,müstakil episantırların da önemli etkileri bulunduğunu gösterir.Zira,1944Beypazarı,19 56Eskişehir depremleri müstakil episantırların eseridir.İç Anadolu`da bir diğer fay zonu Tuz Gölü`nün batısında bulunmaktadır.Birbirine paralel uzanan kırıklar bir kuşak oluşturmuşlardır.Ancak,gerek Konya ve çevresinde,gerekse bu kesimdeki diğer yerleşim yerlerinde hasara sebep olan depremler saptanmamıştır. Güney Anadolu Deprem Bölgesi Güney Anadolu`da depreme hassas yöre Hatay bölgesidir.Doğu Afrika kırık sisteminin kuzey uzantısı olan ve Hatay`a ulaşan,sonra,önce kuzeye,ardından kuzeydoğuya saparak devam eden kırık zonu deprem olasılığının fazla olduğu yerlerdir.Diğer depreme duyarlı yöreler daha ziyade Mersin,Tarsus,Adana,Ceyhan ve Kozan çevresidir.
Güneydoğu Anadolu Deprem Bölgesi
Bu bölgede başlıca iki deprem kuşağı vardır.Bunlardan biri kuzey-güney doğrultulu Doğu Afrika kırık kuşağının Antakya`dan dönerek bu bölgeye giren kısmı ve Van`a kadar ulaşarak oluşturduğu zondur.Diğeri ise,Arap Masifinin güneydoğu Toros kıvrım dağlarına yaslandığı yerdeki kırık zonudur.Nitekim,1975 Lice depremi bu kırık kuşağı üzerinde meydana gelen depremlerden biridir.
Doğu Anadolu Deprem Bölgesi
Doğu Anadolu deprem riski fazla olan bölgelerimizden biridir.Kuzey Anadolu Deprem Kuşağının Doğu Anadolu`daki devamı Erzincan-Erzurum-Varto-Van`a kadar uzanır.Diğer yandan,bölgenin güneyinde yer alan Bitlis Masifinin kuzey kenarı boyunca var olan kırık zonu,ayrıca,Van Gölü havzası ve Muş çöküntü alanı ve çevresi zaman zaman depremlerin oluştuğu başlıca yörelerdir.Bu bölgede son 90 yıl içinde meydana gelen depremlerin bir kısmını gözden geçirmek bile bu bölgede depremlerin şiddeti ve yıkıcılığı hakkında fikir vermek için yeterlidir.