Uygurlarda Fresk ve Minyatür Sanatının Gelişmesinin Nedenleri Neler Olabilir?
Uygurlar’ın kendilerinden önceki Türkler’den en büyük farkı yerleşik hayata geçmiş olmaları ve dini inançlarını değiştirmiş olmalarıdır. Fresk ve minyatür bu sayede gelişebilecek uygun zemine sahip olmuştur. Dini inançları doğrultusunda mimari, heykel, resim gibi sanat dallarında gelişebilmişlerdir. O günün şartlarıyla bu sanat eserlerine bakıldığında neredeyse mükemmel oldukları görülmektedir.
Kendilerinden sonra gelen toplumlar da onların yaptıkları bu sanatlardan etkilenmiştir. Anadolu Selçuklu ve Osmanlı’da görülen minyatür sanatının kökeni buradan gelmektedir. Maniheizm, Budizm ve Nesturizm Uygur inançlarından bazılarıdır ve bu dini inançlar plastik sanatların gelişmesinde bir kaynak olmuşlardır çünkü bu sanat eserlerinde işlenen konular bu dinlerle ilintilidir.
Budist Gondhara sanatı ve Çin üslubunun kaynaşması Uygurlardaki yeni akımların öncüsü olmuştur. Brahmi yazısıyla yazılmış olan bazı Uygurca ve Çince kitabelere Kumtura’da bulunan bir Nirvana mağarasında denk gelinmiştir.
856-1368 seneleri arasında Uygur sanatları mevcuttur. Türk resim sanatının ilk örnekleri de bu yıllar arasındaki Uygur resimleridir. Bu tarihlerden günümüze kadar gelebilmiştir. Doğu Türkistan’ın tarım bölgelerinde bulunan Turfan, Toyuk, Hoço, Yarhoto, Murtuk, Bezeklik, Sorçuk, Kuça ve Kumtara gibi şehirlerde Uygur mimarisi görülmektedir. Karabalsağun bölgesinde de Uygur eserlerinin bulunduğu bilinmektedir fakat 840 senesinde Kırgızların burayı yıkması sebebiyle günümüzde buradan hiçbir sanat eseri görülmemektedir.
Bu duvar resimlerinde genelde dini konular işlenmiştir. Bunun yanı sıra günlük hayat, sosyal konular, av sahneleri veya portreler de göze çarpmaktadır. Fresk olarak adlandırılan bu duvar resimlerinde Budizm ve Maniheizmin büyük etkileri görüldüğünden dini konulara sıklıkla rastlanmaktadır.
Uygurlar’ın kendilerinden önceki Türkler’den en büyük farkı yerleşik hayata geçmiş olmaları ve dini inançlarını değiştirmiş olmalarıdır. Fresk ve minyatür bu sayede gelişebilecek uygun zemine sahip olmuştur. Dini inançları doğrultusunda mimari, heykel, resim gibi sanat dallarında gelişebilmişlerdir. O günün şartlarıyla bu sanat eserlerine bakıldığında neredeyse mükemmel oldukları görülmektedir.
Kendilerinden sonra gelen toplumlar da onların yaptıkları bu sanatlardan etkilenmiştir. Anadolu Selçuklu ve Osmanlı’da görülen minyatür sanatının kökeni buradan gelmektedir. Maniheizm, Budizm ve Nesturizm Uygur inançlarından bazılarıdır ve bu dini inançlar plastik sanatların gelişmesinde bir kaynak olmuşlardır çünkü bu sanat eserlerinde işlenen konular bu dinlerle ilintilidir.
Budist Gondhara sanatı ve Çin üslubunun kaynaşması Uygurlardaki yeni akımların öncüsü olmuştur. Brahmi yazısıyla yazılmış olan bazı Uygurca ve Çince kitabelere Kumtura’da bulunan bir Nirvana mağarasında denk gelinmiştir.
856-1368 seneleri arasında Uygur sanatları mevcuttur. Türk resim sanatının ilk örnekleri de bu yıllar arasındaki Uygur resimleridir. Bu tarihlerden günümüze kadar gelebilmiştir. Doğu Türkistan’ın tarım bölgelerinde bulunan Turfan, Toyuk, Hoço, Yarhoto, Murtuk, Bezeklik, Sorçuk, Kuça ve Kumtara gibi şehirlerde Uygur mimarisi görülmektedir. Karabalsağun bölgesinde de Uygur eserlerinin bulunduğu bilinmektedir fakat 840 senesinde Kırgızların burayı yıkması sebebiyle günümüzde buradan hiçbir sanat eseri görülmemektedir.
Bu duvar resimlerinde genelde dini konular işlenmiştir. Bunun yanı sıra günlük hayat, sosyal konular, av sahneleri veya portreler de göze çarpmaktadır. Fresk olarak adlandırılan bu duvar resimlerinde Budizm ve Maniheizmin büyük etkileri görüldüğünden dini konulara sıklıkla rastlanmaktadır.