Uyku Bozuklukları
İlk insanın yaradılışından itibaren tum insanlar hayatlarının neredeyse ucte birini uyuyarak gecirmektedir Yeni doğan bebekler gunun 18 20 saatinde uyurken, erişkin insanlarda bu sure 4 11 saat arasına duşmektedir Anadoluda uyusun da buyusun diye bebeklere soylenen ninnilerin altında yatan gerceği bugun cok daha iyi anlıyoruz Gercekten de buyume hormonunun en fazla uyku sırasında salgılandığını, uykunun vucudun buyume ve yenilenmesinde, oğrenme ve bellek fonksiyonlarının gelişmesinde cok onemli bir rol oynadığını bilim insanları ispatladılar
Uykunun sırları cozulmeye başladı Bilgisayarların tıp dunyasına girmesiyle karanlıkta kalan tum bilgiler yavaş yavaş gun ışığına cıkıyor Gozlemlere dayanan bilgileri artık test etme imkanına kavuştuk Uyku laboratuvarları uyku hakkındaki bilgilerin doğrularını ve yanlışlarını ayırarak bizlere yepyeni bakış acıları sunuyor
Bugun artık biliyoruzki uyku eskiden zannedildiğinin aksine pasif bir dinlenme olayı değil, aktif olarak yaşadığımız bir restorasyon olayı Uykuda gun boyu yıpranan vucudun ve beyin fonksiyonlarının duzenlemesi yapılıyor ve yeni bir gune hazırlık yapılıyor
Uykuya daldığımız an ile sabah uyandığımız an arasında gecen sure icerisinde her biri 80 100 dakika arasında değişen uyku periodlarını 4 6 kez tekrar yaşayarak uyanıyoruz Bu uyku periodları yuzeyel uyku, derin uyku ve REM uykusu dediğimiz ruyaların gorulduğu uyku donemlerini icermektedir
Gecenin ilk yarısında vucudun dinlenmesini sağlayan derin uyku ağırlıktayken, sabaha doğru ruyaların gorulduğu REM uyku sureleri daha fazla ağırlıktadır Bu nedenle kısa sure uyumaya alışmış olan kişiler 46 saatlik bir uykuyla yeni bir gune dinc ve dinlenmiş olarak başlayabilmektedirler Sabahları uyanmaya yakın donemde gorulen ruyaların genelde daha iyi hatırlanması da REM uykusunun sabaha karşı daha uzun sureler devam etmesinden kaynaklanmaktadır
Sağlıklı uyku sırasında kaslarımız gevşeyerek dinlenirken, tum sistemlerimiz bir bilgisayar gibi kendini test etmekte ve fonksiyonlarını yeniden duzenlemektedir Barsak hareketlerimiz yavaşlamakta, karaciğer, bobrek gibi onemli organlarımız gunluk streslerin etkisinden kurtulmak icin fonksiyonlarını azaltmaktadır Yapılan calışmalarda derin uykuda, vucutta protein sentezinin, hucre mitozunun ve buyume hormonu salgılanmasının arttığı, buna karşılık adrenalin ve kortikosteroidler gibi katabolik, yıkıcı hormonların salgısının azaldığı gosterilmiştir
Uykunun en ilginc bolumlerinden birisi REM donemidir REM doneminde uyanıklıkta olduğu gibi beyin aktiviteleri artmış, goz hareketleri hızlanmıştır Ruyalarda gorulenlerin insanı etkilemesi, sevinc, huzun, korku, ofke, mutluluk gibi değişik duyguların yaşanması REM doneminin uyanıklığa cok benzemesindendir Ancak cok onemli bir fark vardır, bu donemde kaslarımızın buyuk bir kısmı felc olmuş gibi gevşektir ve beynimizde fırtınalar kopsa bile yatakta hareketsiz kalırız
Bu mucizevi dengeyi bozan durumlarda uyku bozuklukları gorulur Uykuda konuşma, uyurgezerlik, uykuda yemek yeme, uykuda diş gıcırdatma, yatakta hareketli yatma, tekrarlayan kol ve bacak hareketleri gibi bir cok tablo ortaya cıkar
En onemli uyku bozukluklarından birisi de uykuda solunum bozukluklarıdır Solunum sistemi gunun 24 saati boyunca vucudumuzun ihtiyacı olan oksijenin sağlanması icin faaliyet gostermektedir Sağlıklı insanlar nefes alıp verirken cok az bir efor harcarlar ve bu işlemin farkında olmazlar Nefes alış verişimizin farkına vardığımızda bir sorun var demektir Nefes darlığının en basit tanımı nefes alış verişinin farkına varılarak yapılmasıdır Uyku sırasında nefes alışverişinin farkedilir olmasının ilk belirtisi horlamadır Horlama ile başlayan uykuda solunum bozuklukları, nefes alış verişinin yuzeyelleşmesi ve durmasıyla sonuclanabilir
Duzensiz nefes alış verişi ve ve nefes durmasının şiddetiyle paralel olark vucut oksijen eksikliği yaşar Oksijen sağlıklı yaşamın en vazgecilmez ihtiyacıdır Tum sistemlerin sağlıklı yaşam icin oksijene ihtiyacı vardır Hipoksi dediğimiz oksijen eksikliğinin şiddeti vucutta oluşturacağı harabiyetin şiddetini de belirler Oksijene en fazla ihtiyac duyan hassas organlar en once etkilenir
Uykuda solunum bozukluğu olan kişiler sabah uyandıklarında yorgun kalkarlar Uyku sırasında farkında olmadan nefes darlığı cekmişlerdir Solunum eforunun yorgunluğu ile gune isteksiz ve yorgun başlarlar Zaman icerisinde sabah baş ağrıları gorulebilir Beyin fonksiyonları berraklığını kaybetmeye başlar Unutkanlık, isteksizlik, mutsuzluk, gerginlik ve kişilik değişiklikleri gorulmeye başlar Uykuda solunum bozukluğuna bağlı olarak gelişen depresyon, cinsel isteksizlik ve cinsel gucsuzluk onemli sosyal problemlere neden olmaktadır
Sistemik hastalıklardan bir coğu uykuda solunum bozukluğu olan kişilerde şiddetlenmeye başlar Hipertansiyon, kalp damar hastalıkları, diabetes mellitus ve obezite denen aşırı şişmanlık hallerinde uykuda solunum bozukluğu varsa mutlaka tedavi etmek gerekmektedir Hipertansiyonu olan kişilerde uykuda solunum bozukluğuna bağlı gece ani tansiyon yukselmeleri ve buna bağlı beyindeki anevrizmalarda kanama ve felc tablosu gelişme riski cok artmaktadır
Uykuda solunum bozukluğu olan kişilerde en sık gorulen belirtiler arasında gunduz aşırı uyku hali ve dalgınlık, yaşam kalitesini bozan onemli problemlerdir Trafik kazalarının en onemli nedenleri arasında sayılan aşırı uyku hali ve dalgınlık ulkemizde her yıl binlerce insanımızın olmesine neden olmaktadır Trafik kazalarının onlenmesinde cok etkili olacağı duşunulen, uykuda solunum bozukluğu olan kişilerin tespiti ve tedavi olma zorunluluğu icin uzun suredir calışmalar devam etmekteydi Bu calışmalar arasında surucu belgesi almak isteyenlerde uyku bozukluğunun araştırılmasına yonelik olarak Resmi Gazetenin 26 Eylul 2006 tarih ve 26301 sayılı nushasında bir yonetmelik yayınlandı Bu yonetmeliğe gore artık Obstruktif Uyku Apnesi Sendromu, gunduz aşırı uyuklama hali olan kişiler surucu olamayacak ancak tedavi olduktan sonra surucu belgesi alabileceklerdir
Uykuda solunum bozukluklarının kesin tanısı icin tum dunyada altın standart olarak kabul edilen yontem polisomnografidir Yani uyku laboratuvarında yapılan uyku tetkikidir Bursa'da ilk uyku laboratuvarı Uludağ Universitesi Tıp Fakultesi Goğus Hastalıkları Anabilim Dalı bunyesinde 2004 yılı sonunda kurulmuştur Ocak 2005'ten itibaren duzenli olarak hizmet veren uyku laboratuvarına alınacak hastalar uyku polikliniğinde belirlenmektedir
Horlaması olan, gunduz aşırı uyku hali olan ve gece uyurken nefes alış verişinde duzensizlik yada durma olduğu bir başkası tarafından gorulmuş olan kişiler başta olmak uzere, uyku ile ilgili sorun yaşayan kişiler uyku polikliniğine muracaat etmektedirler Uyku polikliniğinde ilk goruşme, muayene ve on tetkikleri yapılan hastalara standart uyku anketleri uygulanmaktadır Bu değerlendirmeler sonunda uyku testi yapılması gereken hastalar randevu ile uyku laboratuvarına davet edilirler
Uyku laboratuvarları son derece rahat, konforlu ve modern cihazlarla donatılmış ozel yatak odalarıdır Sessizlik, temizlik, rahatlık, guvenlik ve sistemli calışma bu laboratuvarların en onemli ozellikleridir Laboratuvara alınan hastalarla bilgisayarlar arasına ozel elektrodlarla bağlatı kurulur Hastalar evlerinde gibi uyurken bilgisayarlar gece boyunca hastaların tum fonksiyonlarını kaydederler Bu kayıtları değerlendiren uzmanlar hastanın gece kac saat sureyle kayıt edildiğini, bu kayıt suresince ne kadar uyuduğunu belirlerler Uykunun evreleri ayrılır, yuzeyel ve derin uyku sureleri ile REM uyku sureleri belirlenir Ne zaman ve hangi sureyle yuzeyel uykuda yada derin uykuda olduğu, ne zaman ruyaların gorulduğu REM uykusunda olduğu belirlenebilir Hastanın sırtustu mu, yan mı, yuzustu mu yattığı, horlayıp horlamadığı, nefes alış verişinde zorlanma yada durma olup olmadığı, kalp atışlarının duzenli olup olmadığı, kalp atım hızının hızlı mı yoksa yavaş mı olduğu tespit edilir En onemli bulgulardan birisi de uyku suresince vucudun oksijensiz yani hipoksik durumda kalıp kalmadığının, kaldıysa suresinin ve şiddetinin belirlenmesidir
Tum bu bilgiler detaylı olarak rapor edilir Hastaya raporla birlikte durumu ile ilgili onerilerde bulunulur Uykuda solunum durması olan hastaların tumune Uludağ Universitesi Tıp Fakultesi Goğus Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku laboratuvarı tarafından KBB konsultasyonu istenmektedir Boylece tedavisi duzenlenirken hastaların ust solunum yollarındaki problemlerin cozumleride yapılmaktadır
Tum dunyada uyku calışmalarında ve araştırmalarında elde edilen sonuclar, yeni bir bilim dalının doğmakta olduğunun sinyallerini vermektedir Bu gun tum branşların uyku ile ilgili gelişmelerden yararlandığını ve bu bilgilerin ışığında daha etkili ve verimli yaklaşımlar geliştirdiklerini gormekteyiz
Obezitenin tedavisinden, hipertansiyona, diabetes mellitusa, kalp damar hastalıklarına, depresyona, gastroozefagial refluye kadar toplumlarda cok yaygın gorulen hastalıkların tedavisinde olmazsa olmaz şartın; hastada uykuda solunum bozukluğu varsa mutlaka tedavi edilmesi gerektiği şeklinde belirlenmiş olması cok onemli bir gelişmedir
İlk insanın yaradılışından itibaren tum insanlar hayatlarının neredeyse ucte birini uyuyarak gecirmektedir Yeni doğan bebekler gunun 18 20 saatinde uyurken, erişkin insanlarda bu sure 4 11 saat arasına duşmektedir Anadoluda uyusun da buyusun diye bebeklere soylenen ninnilerin altında yatan gerceği bugun cok daha iyi anlıyoruz Gercekten de buyume hormonunun en fazla uyku sırasında salgılandığını, uykunun vucudun buyume ve yenilenmesinde, oğrenme ve bellek fonksiyonlarının gelişmesinde cok onemli bir rol oynadığını bilim insanları ispatladılar
Uykunun sırları cozulmeye başladı Bilgisayarların tıp dunyasına girmesiyle karanlıkta kalan tum bilgiler yavaş yavaş gun ışığına cıkıyor Gozlemlere dayanan bilgileri artık test etme imkanına kavuştuk Uyku laboratuvarları uyku hakkındaki bilgilerin doğrularını ve yanlışlarını ayırarak bizlere yepyeni bakış acıları sunuyor
Bugun artık biliyoruzki uyku eskiden zannedildiğinin aksine pasif bir dinlenme olayı değil, aktif olarak yaşadığımız bir restorasyon olayı Uykuda gun boyu yıpranan vucudun ve beyin fonksiyonlarının duzenlemesi yapılıyor ve yeni bir gune hazırlık yapılıyor
Uykuya daldığımız an ile sabah uyandığımız an arasında gecen sure icerisinde her biri 80 100 dakika arasında değişen uyku periodlarını 4 6 kez tekrar yaşayarak uyanıyoruz Bu uyku periodları yuzeyel uyku, derin uyku ve REM uykusu dediğimiz ruyaların gorulduğu uyku donemlerini icermektedir
Gecenin ilk yarısında vucudun dinlenmesini sağlayan derin uyku ağırlıktayken, sabaha doğru ruyaların gorulduğu REM uyku sureleri daha fazla ağırlıktadır Bu nedenle kısa sure uyumaya alışmış olan kişiler 46 saatlik bir uykuyla yeni bir gune dinc ve dinlenmiş olarak başlayabilmektedirler Sabahları uyanmaya yakın donemde gorulen ruyaların genelde daha iyi hatırlanması da REM uykusunun sabaha karşı daha uzun sureler devam etmesinden kaynaklanmaktadır
Sağlıklı uyku sırasında kaslarımız gevşeyerek dinlenirken, tum sistemlerimiz bir bilgisayar gibi kendini test etmekte ve fonksiyonlarını yeniden duzenlemektedir Barsak hareketlerimiz yavaşlamakta, karaciğer, bobrek gibi onemli organlarımız gunluk streslerin etkisinden kurtulmak icin fonksiyonlarını azaltmaktadır Yapılan calışmalarda derin uykuda, vucutta protein sentezinin, hucre mitozunun ve buyume hormonu salgılanmasının arttığı, buna karşılık adrenalin ve kortikosteroidler gibi katabolik, yıkıcı hormonların salgısının azaldığı gosterilmiştir
Uykunun en ilginc bolumlerinden birisi REM donemidir REM doneminde uyanıklıkta olduğu gibi beyin aktiviteleri artmış, goz hareketleri hızlanmıştır Ruyalarda gorulenlerin insanı etkilemesi, sevinc, huzun, korku, ofke, mutluluk gibi değişik duyguların yaşanması REM doneminin uyanıklığa cok benzemesindendir Ancak cok onemli bir fark vardır, bu donemde kaslarımızın buyuk bir kısmı felc olmuş gibi gevşektir ve beynimizde fırtınalar kopsa bile yatakta hareketsiz kalırız
Bu mucizevi dengeyi bozan durumlarda uyku bozuklukları gorulur Uykuda konuşma, uyurgezerlik, uykuda yemek yeme, uykuda diş gıcırdatma, yatakta hareketli yatma, tekrarlayan kol ve bacak hareketleri gibi bir cok tablo ortaya cıkar
En onemli uyku bozukluklarından birisi de uykuda solunum bozukluklarıdır Solunum sistemi gunun 24 saati boyunca vucudumuzun ihtiyacı olan oksijenin sağlanması icin faaliyet gostermektedir Sağlıklı insanlar nefes alıp verirken cok az bir efor harcarlar ve bu işlemin farkında olmazlar Nefes alış verişimizin farkına vardığımızda bir sorun var demektir Nefes darlığının en basit tanımı nefes alış verişinin farkına varılarak yapılmasıdır Uyku sırasında nefes alışverişinin farkedilir olmasının ilk belirtisi horlamadır Horlama ile başlayan uykuda solunum bozuklukları, nefes alış verişinin yuzeyelleşmesi ve durmasıyla sonuclanabilir
Duzensiz nefes alış verişi ve ve nefes durmasının şiddetiyle paralel olark vucut oksijen eksikliği yaşar Oksijen sağlıklı yaşamın en vazgecilmez ihtiyacıdır Tum sistemlerin sağlıklı yaşam icin oksijene ihtiyacı vardır Hipoksi dediğimiz oksijen eksikliğinin şiddeti vucutta oluşturacağı harabiyetin şiddetini de belirler Oksijene en fazla ihtiyac duyan hassas organlar en once etkilenir
Uykuda solunum bozukluğu olan kişiler sabah uyandıklarında yorgun kalkarlar Uyku sırasında farkında olmadan nefes darlığı cekmişlerdir Solunum eforunun yorgunluğu ile gune isteksiz ve yorgun başlarlar Zaman icerisinde sabah baş ağrıları gorulebilir Beyin fonksiyonları berraklığını kaybetmeye başlar Unutkanlık, isteksizlik, mutsuzluk, gerginlik ve kişilik değişiklikleri gorulmeye başlar Uykuda solunum bozukluğuna bağlı olarak gelişen depresyon, cinsel isteksizlik ve cinsel gucsuzluk onemli sosyal problemlere neden olmaktadır
Sistemik hastalıklardan bir coğu uykuda solunum bozukluğu olan kişilerde şiddetlenmeye başlar Hipertansiyon, kalp damar hastalıkları, diabetes mellitus ve obezite denen aşırı şişmanlık hallerinde uykuda solunum bozukluğu varsa mutlaka tedavi etmek gerekmektedir Hipertansiyonu olan kişilerde uykuda solunum bozukluğuna bağlı gece ani tansiyon yukselmeleri ve buna bağlı beyindeki anevrizmalarda kanama ve felc tablosu gelişme riski cok artmaktadır
Uykuda solunum bozukluğu olan kişilerde en sık gorulen belirtiler arasında gunduz aşırı uyku hali ve dalgınlık, yaşam kalitesini bozan onemli problemlerdir Trafik kazalarının en onemli nedenleri arasında sayılan aşırı uyku hali ve dalgınlık ulkemizde her yıl binlerce insanımızın olmesine neden olmaktadır Trafik kazalarının onlenmesinde cok etkili olacağı duşunulen, uykuda solunum bozukluğu olan kişilerin tespiti ve tedavi olma zorunluluğu icin uzun suredir calışmalar devam etmekteydi Bu calışmalar arasında surucu belgesi almak isteyenlerde uyku bozukluğunun araştırılmasına yonelik olarak Resmi Gazetenin 26 Eylul 2006 tarih ve 26301 sayılı nushasında bir yonetmelik yayınlandı Bu yonetmeliğe gore artık Obstruktif Uyku Apnesi Sendromu, gunduz aşırı uyuklama hali olan kişiler surucu olamayacak ancak tedavi olduktan sonra surucu belgesi alabileceklerdir
Uykuda solunum bozukluklarının kesin tanısı icin tum dunyada altın standart olarak kabul edilen yontem polisomnografidir Yani uyku laboratuvarında yapılan uyku tetkikidir Bursa'da ilk uyku laboratuvarı Uludağ Universitesi Tıp Fakultesi Goğus Hastalıkları Anabilim Dalı bunyesinde 2004 yılı sonunda kurulmuştur Ocak 2005'ten itibaren duzenli olarak hizmet veren uyku laboratuvarına alınacak hastalar uyku polikliniğinde belirlenmektedir
Horlaması olan, gunduz aşırı uyku hali olan ve gece uyurken nefes alış verişinde duzensizlik yada durma olduğu bir başkası tarafından gorulmuş olan kişiler başta olmak uzere, uyku ile ilgili sorun yaşayan kişiler uyku polikliniğine muracaat etmektedirler Uyku polikliniğinde ilk goruşme, muayene ve on tetkikleri yapılan hastalara standart uyku anketleri uygulanmaktadır Bu değerlendirmeler sonunda uyku testi yapılması gereken hastalar randevu ile uyku laboratuvarına davet edilirler
Uyku laboratuvarları son derece rahat, konforlu ve modern cihazlarla donatılmış ozel yatak odalarıdır Sessizlik, temizlik, rahatlık, guvenlik ve sistemli calışma bu laboratuvarların en onemli ozellikleridir Laboratuvara alınan hastalarla bilgisayarlar arasına ozel elektrodlarla bağlatı kurulur Hastalar evlerinde gibi uyurken bilgisayarlar gece boyunca hastaların tum fonksiyonlarını kaydederler Bu kayıtları değerlendiren uzmanlar hastanın gece kac saat sureyle kayıt edildiğini, bu kayıt suresince ne kadar uyuduğunu belirlerler Uykunun evreleri ayrılır, yuzeyel ve derin uyku sureleri ile REM uyku sureleri belirlenir Ne zaman ve hangi sureyle yuzeyel uykuda yada derin uykuda olduğu, ne zaman ruyaların gorulduğu REM uykusunda olduğu belirlenebilir Hastanın sırtustu mu, yan mı, yuzustu mu yattığı, horlayıp horlamadığı, nefes alış verişinde zorlanma yada durma olup olmadığı, kalp atışlarının duzenli olup olmadığı, kalp atım hızının hızlı mı yoksa yavaş mı olduğu tespit edilir En onemli bulgulardan birisi de uyku suresince vucudun oksijensiz yani hipoksik durumda kalıp kalmadığının, kaldıysa suresinin ve şiddetinin belirlenmesidir
Tum bu bilgiler detaylı olarak rapor edilir Hastaya raporla birlikte durumu ile ilgili onerilerde bulunulur Uykuda solunum durması olan hastaların tumune Uludağ Universitesi Tıp Fakultesi Goğus Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku laboratuvarı tarafından KBB konsultasyonu istenmektedir Boylece tedavisi duzenlenirken hastaların ust solunum yollarındaki problemlerin cozumleride yapılmaktadır
Tum dunyada uyku calışmalarında ve araştırmalarında elde edilen sonuclar, yeni bir bilim dalının doğmakta olduğunun sinyallerini vermektedir Bu gun tum branşların uyku ile ilgili gelişmelerden yararlandığını ve bu bilgilerin ışığında daha etkili ve verimli yaklaşımlar geliştirdiklerini gormekteyiz
Obezitenin tedavisinden, hipertansiyona, diabetes mellitusa, kalp damar hastalıklarına, depresyona, gastroozefagial refluye kadar toplumlarda cok yaygın gorulen hastalıkların tedavisinde olmazsa olmaz şartın; hastada uykuda solunum bozukluğu varsa mutlaka tedavi edilmesi gerektiği şeklinde belirlenmiş olması cok onemli bir gelişmedir