Uykusuzluk (İnsomnia)
Uykuya dalmakta veya uykuyu sürdürmekte güçlük veya uykunun dinlendirici olmaması gibi şikayetler "uykusuzluk" olarak tanımlanır. Yetişkinlerin %10-15' inde süregen ve ciddi uykusuzluk tarifi son derece yaygındır. İlerleyen yaşlarda ve kadınlarda daha yaygındır. Uykunun zamanı ve süresi altta yatan hemeostatik uyku sürdürümü ve sirkadiyen (biyolojik saat) süreçlerle belirlenir.
Uyku kişiye, yaşa, genel sağlık durumuna, strese bağlı olarak birçok değişiklik göstermekle birlikte erişkin sağlıklı bireylerde her gece 7-8 saat uyku normal olarak kabul edilmektedir. Bebekler günün büyük bir bölümünü uyuyarak geçirir; yaşla birlikte uyku süresi kısalır ve uyku daha bölünebilir bir hal alır.
Uykuda Sirkadiyen Döngü 24 saat içerisinde birbirini tekrar eden, temel olarak ışık ve karanlıktan etkilenen biyokimyasal, fizyolojik ve davranışsal süreçlerin tümüne verilen genel bir tanımlamadır. Bu ritim dış etkenlere bağlı olmadan, yerel saate uygun olarak değiştirilebilen, belirli bir sıcaklıkta sabit bir şekilde sürüyor olmalıdır.
Uyku döngüsünün; hızlı göz hareketlerinin olmadığı (non rapid eye movement) NREM ve hızlı göz hareketlerinin olduğu (rapid eye movement) REM olarak iki aşaması vardır. Sağlıklı yetişkinler uykuya NREM ile başlar, 60-90 dakika sonra REM' e geçiş olur. REM süreci genelde toplam uyku sürecinin % 20-25’ ini oluşturur. REM döneminde solunum hızı ve derinliğinde dramatik değişimler olur. Rüyaların çoğu bu dönemde görülür. REM döneminde kısalma depresyon, sirkadiyen ritim bozukluklarında veya ilaç kesilme sendromlarında görülür. NREM ise derin uyku dönemidir.
Uykusuzluk, bilişsel ve psikomotor performans kaybı, düşük yaşam kalitesi, artmış sağlık harcamaları, artmış iş okul devamsızlığı, artmış duygudurum, anksiyete bozuklukları veya madde kullanımı ile ilişkilidir.
Uykusuzluk (insomnia), geçici, aralıklı görülen ve kronik olmak üzere 3 ayrı çeşidi vardır. Geçici uykusuzluk, sadece birkaç gece görülür. Eğer geçici uykusuzluk (transiyent insomnia) zaman zaman tekrarlıyorsa buna aralıklı uykusuzluk (intermitan insomnia) denir. Kronik uykusuzluk ise, bir ay veya daha fazla süren uykusuzluğa verilen isimdir.
Uykusuzluk bir hastalık olabildiği gibi, genellikle bir başka hastalık nedeniyle oluşmuş bir belirti de olabilir. Uykusuzluktan rahatsızlık duyan kişiler, uykuya dalmakta zorluk çekerler, gece sık sık uyanırlar, tekrar uyumakta zorlanırlar, sabah erkenden uyanırlar ve bu yüzden dinlendirici bir uyku alamazlar. Geçici ve aralıklı uykusuzluk çeken kişiler, aşağıdaki bir ya da birkaç durumla karşılaşmışlardır; stres, çevresel gürültü, yüksek sıcaklıklar, çevresel değişiklikler, uzun uçuşlar veya çalışma saati değişiklerine bağlı uyku/uyanıklık düzensizlikleri, kullanılan ilaçların yan etkileri. Kronik uykusuzluk sebepleri ise daha karmaşık olup, aşağıdaki faktörlerin kombinasyonları sonucu ortaya çıkmaktadır; depresyon, kafeinli içecekler, alkol kullanımı, vardiyalı çalışma saatlerinin uyku döngüsünü bozması, kronik stres, kronik ağrı, kronik yorgunluk sendromu, artritler, böbrek hastalıkları, kalp yetmezliği, astım, uyku apnesi ve narkolepsi gibi diğer uyku bozuklukları, huzursuz bacak sendromu, Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı, hipertiroidi.
Kronik Uykusuzluk Hastalığının Özellikleri Şunlardır:
Uykuya dalmada zorluk ya da gecenin bir yarısı uyanmak ve uykuya dönmede zorluk.
Gece görülen semptomlara bir de gündüz uykusuzluk yüzünden olanlar: "gündüz yorgun hissetmek, rahatsızlık ve depresif mod, konsantrasyon ve hafıza problemleri" eklenir.
Uykunun İyileştirilmesi İçin Yapılması Gerekenler:
*Düzenli yatma ve uyanma zamanlarının belirlenmesi
*Çok aç ya da tok olmamak
*Uyku ortamında, ışık ve gürültü gibi çevresel etkenlerden uzaklaşmak
*Yatakta uyumak için uzun süre çaba göstermemek yirmi dakika içinde uykuya dalınmazsa kalkmak ve tekrar uyku gelinceye kadar oyalanmak
*Uykuya yardımcı olan yastık ve yatak kullanmak
*Gün içersinde yeterli ve düzenli egzersiz yapmak
*Yatmadan önce stresi azaltmak, kitap okumak veya ılık su banyosu yapmak
*Alkollü veya kafeinli içecekleri aşırı tüketmemek, idrar söktürücü ilaçları gece geç saatlerde almamak
*Gündüzleri uyumamak ve yatak odasını; ses, ışık, ısı yönünden izole etmek.
Uzm.Dr.Hakan Levent GÜL
Nöroloji Uzmanı
Uykuya dalmakta veya uykuyu sürdürmekte güçlük veya uykunun dinlendirici olmaması gibi şikayetler "uykusuzluk" olarak tanımlanır. Yetişkinlerin %10-15' inde süregen ve ciddi uykusuzluk tarifi son derece yaygındır. İlerleyen yaşlarda ve kadınlarda daha yaygındır. Uykunun zamanı ve süresi altta yatan hemeostatik uyku sürdürümü ve sirkadiyen (biyolojik saat) süreçlerle belirlenir.
Uyku kişiye, yaşa, genel sağlık durumuna, strese bağlı olarak birçok değişiklik göstermekle birlikte erişkin sağlıklı bireylerde her gece 7-8 saat uyku normal olarak kabul edilmektedir. Bebekler günün büyük bir bölümünü uyuyarak geçirir; yaşla birlikte uyku süresi kısalır ve uyku daha bölünebilir bir hal alır.
Uykuda Sirkadiyen Döngü 24 saat içerisinde birbirini tekrar eden, temel olarak ışık ve karanlıktan etkilenen biyokimyasal, fizyolojik ve davranışsal süreçlerin tümüne verilen genel bir tanımlamadır. Bu ritim dış etkenlere bağlı olmadan, yerel saate uygun olarak değiştirilebilen, belirli bir sıcaklıkta sabit bir şekilde sürüyor olmalıdır.
Uyku döngüsünün; hızlı göz hareketlerinin olmadığı (non rapid eye movement) NREM ve hızlı göz hareketlerinin olduğu (rapid eye movement) REM olarak iki aşaması vardır. Sağlıklı yetişkinler uykuya NREM ile başlar, 60-90 dakika sonra REM' e geçiş olur. REM süreci genelde toplam uyku sürecinin % 20-25’ ini oluşturur. REM döneminde solunum hızı ve derinliğinde dramatik değişimler olur. Rüyaların çoğu bu dönemde görülür. REM döneminde kısalma depresyon, sirkadiyen ritim bozukluklarında veya ilaç kesilme sendromlarında görülür. NREM ise derin uyku dönemidir.
Uykusuzluk, bilişsel ve psikomotor performans kaybı, düşük yaşam kalitesi, artmış sağlık harcamaları, artmış iş okul devamsızlığı, artmış duygudurum, anksiyete bozuklukları veya madde kullanımı ile ilişkilidir.
Uykusuzluk (insomnia), geçici, aralıklı görülen ve kronik olmak üzere 3 ayrı çeşidi vardır. Geçici uykusuzluk, sadece birkaç gece görülür. Eğer geçici uykusuzluk (transiyent insomnia) zaman zaman tekrarlıyorsa buna aralıklı uykusuzluk (intermitan insomnia) denir. Kronik uykusuzluk ise, bir ay veya daha fazla süren uykusuzluğa verilen isimdir.
Uykusuzluk bir hastalık olabildiği gibi, genellikle bir başka hastalık nedeniyle oluşmuş bir belirti de olabilir. Uykusuzluktan rahatsızlık duyan kişiler, uykuya dalmakta zorluk çekerler, gece sık sık uyanırlar, tekrar uyumakta zorlanırlar, sabah erkenden uyanırlar ve bu yüzden dinlendirici bir uyku alamazlar. Geçici ve aralıklı uykusuzluk çeken kişiler, aşağıdaki bir ya da birkaç durumla karşılaşmışlardır; stres, çevresel gürültü, yüksek sıcaklıklar, çevresel değişiklikler, uzun uçuşlar veya çalışma saati değişiklerine bağlı uyku/uyanıklık düzensizlikleri, kullanılan ilaçların yan etkileri. Kronik uykusuzluk sebepleri ise daha karmaşık olup, aşağıdaki faktörlerin kombinasyonları sonucu ortaya çıkmaktadır; depresyon, kafeinli içecekler, alkol kullanımı, vardiyalı çalışma saatlerinin uyku döngüsünü bozması, kronik stres, kronik ağrı, kronik yorgunluk sendromu, artritler, böbrek hastalıkları, kalp yetmezliği, astım, uyku apnesi ve narkolepsi gibi diğer uyku bozuklukları, huzursuz bacak sendromu, Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı, hipertiroidi.
Kronik Uykusuzluk Hastalığının Özellikleri Şunlardır:
Uykuya dalmada zorluk ya da gecenin bir yarısı uyanmak ve uykuya dönmede zorluk.
Gece görülen semptomlara bir de gündüz uykusuzluk yüzünden olanlar: "gündüz yorgun hissetmek, rahatsızlık ve depresif mod, konsantrasyon ve hafıza problemleri" eklenir.
Uykunun İyileştirilmesi İçin Yapılması Gerekenler:
*Düzenli yatma ve uyanma zamanlarının belirlenmesi
*Çok aç ya da tok olmamak
*Uyku ortamında, ışık ve gürültü gibi çevresel etkenlerden uzaklaşmak
*Yatakta uyumak için uzun süre çaba göstermemek yirmi dakika içinde uykuya dalınmazsa kalkmak ve tekrar uyku gelinceye kadar oyalanmak
*Uykuya yardımcı olan yastık ve yatak kullanmak
*Gün içersinde yeterli ve düzenli egzersiz yapmak
*Yatmadan önce stresi azaltmak, kitap okumak veya ılık su banyosu yapmak
*Alkollü veya kafeinli içecekleri aşırı tüketmemek, idrar söktürücü ilaçları gece geç saatlerde almamak
*Gündüzleri uyumamak ve yatak odasını; ses, ışık, ısı yönünden izole etmek.
Uzm.Dr.Hakan Levent GÜL
Nöroloji Uzmanı