Dişeti hastalıkları (aynı zamanda periodontal hastalıklar olarak da bilinir) dişeti ve dişleri destekleyen dokuları etkileyen enfeksiyon hastalıklarıdır. Yapılan araştırmalar, diş kayıplarının büyük çoğunluğunun dişeti hastalıklarından kaynaklandığını göstermektedir. Bu hastalıklar çok ileri bir aşamaya gelmeden farkedilebilir bir belirti vermezler. Bu nedenle erken teşhis edilmeleri tedavinin başarısı açısından önemlidir. Bu hastalıklar çocuklarda, büyüme dönemindeki bireylerde, erişkinlerde ve yaşlılarda izlenebilen genellikle yavaş ilerleyen, ağrısız hastalıklardır ve günümüzde dünya üzerinde en yaygın sağlık sorunlarından biri olup genel vücut sağlığına olan ve daha iyi anlaşılmaya başlayan etkileri ile neredeyse görmezden gelinmesi imkansız hale
gelmektedir.
Dişeti iltihabı (piyore) nedir?
Periodontitis ya da halk arasında bilinen adı ile ‘piyore’ dişleri saran kemik ve dişeti dokularının iltihabıdır. Dişeti iltihabı sadece gözle görülen dişetini değil, kemik dokuyu da etkileyeceğinden kontrol altına alınmayan bir dişeti rahatsızlığı, sonuçta çürüksüz ve sapasağlam dişlerin
sallanmasına ve çekilmesine neden olacaktır.
Dişeti hastalıkları, bakterilerin toksik ürünlerinin sistemik kan dolaşımına katılmasıyla bireyin genel sağlığını da etkiler. Son yıllardaki çalışmalar dişeti iltihabına sahip bireylerde bazı sistemik hastalıkların gelişme riskinin arttığını göstermiştir. Bu çalışmalar sonucunda dişeti iltihabının kalp-damar hastalıkları, diyabet, bazı solunum sistemi hastalıkları, hamilelerde erken ve düşük doğum kilosu riskiyle ilişkisi saptanmıştır.
Diş Eti Kanaması Deyip Geçmeyin!
Dişeti kanaması çoğunlukla ağız diş sağlığı ile ilgili bir sorun olmakla birlikte bazı genetik hastalıklar, kan hastalıklarının da ağız içi belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Dişeti hastalıklarının tedavisi ve korunma sağlığımız açısından çok önemlidir. Doğal dişlerinizi koruduğunuz sürece gıdaları daha rahat çiğneyebilir ve daha iyi sindirilmesini sağlayabilirsiniz.
Periodontolog Dr.Dt. Laçin Berber, dişeti iltihaplarının tedavi edilmezse daha büyük ve önemli sağlık sorunlarına yol açtığını belirterek, çok geç kalınmadıysa tedaviyle dişlerin kurtarılmasının mümkün olduğunu belirtti. Dr. Med.Dent. Laçin Berber, ''Dişeti kanamaları periodontal sorunlar dediğimiz, diş eti iltihaplarından kaynaklanır. Dişeti iltihabına bağlı diş eti kanaması kalıtımsal ve çevresel sebeplerden olabilir. Tedavi planlaması açısından dişi tutan kemiğin hangi seviyede olduğu önemlidir. Önce panoramik röntgenle bunun seviyesi tespit edilir. Kemik
erimesinin derecesine göre tedavi şekli belirlenir '' şeklinde konuştu.
Dişeti Hastalığının bulguları nelerdir?
Dişeti hastalıkları genellikle ileri safhalara erişene kadar belirti vermezler. İlk belirti kanamadır. Kendiliğinden kanama varsa sorun ilerlemiş olabilir. Tedavi edilmemiş ve ilerlemiş dişeti hastalığında; ağızda sürekli bir kötü koku, fırçalama esnasında kanayan dişetleri,
dişetlerinde şişmeler, kızarmalar ve hassasiyet, dişlerde sallanmalar, dişler arasında açılmalar, diş ile dişeti arasında iltihap, ısırma esnasındaki dişlerin birbirine değmesinde farklılıklar, kırmızı ve şiş diş etleri, ağızda tat bozukluğu, diş etlerinin çekilerek diş kökünün açığa çıkması, kaşınma
hissi (diş etlerinde) bulguları görülmektedir.
Dişeti hastalıklarının nedenleri nelerdir?
Dişeti hastalıklarının ana nedeni, dişlerin üzerinde oluşan genellikle bakteri plağıdır. Sağlıklı bir ağız için esas olan, dişlerin üzerinde oluşan bakteri plağının günlük temizliklerle ortamdan uzaklaştırılmasıdır. Bakteri plağı kaldırılmazsa sertleşir ve diştaşı olarak isimlendirilen birikintiler
oluşur. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda dental plak içinde 500 den fazla farklı bakteri türü olabildiği gösterilmiştir.
Bunların bir kısmı direkt veya dolaylı olarak vücudun savunma mekanizmasını etkileyerek dişeti ve dişleri destekleyen kemik dokusunda yıkımlar oluşturabilmektedir. Dişlerde çapraşıklıklar, dişler arası boşluklar, dişlerdeki bazı anatomik oluşumlar, bazı yumuşak doku anomalileri, çürükler, taşkın veya eksik yapılmış dolgular,hatalı protezler, ağızdan solunum ve ağız kuruluğu gibi faktörler de plak bakterilerinin yüzeylere tutunmasını kolaylaştırarak dişeti hastalığı gelişimine neden olabilmektedir. Bunun dışında diş eti iltihaplanmasına sebep olacak diğer faktörler; sigara kullanımı, genetik faktörler, stres, ilaçlar, diş sıkma ve gıcırdatma, hormonal değişiklikler, hormonal hastalıklar, yetersiz beslenme sayılabilir.
Periodontolog Dr.Dt Laçin Berber, “Sigara kullanıyorsanız, menapoz, hamilelik gibi vücutta anormal değişimlerin olduğu dönemlerden geçiyorsanız, diabet hastalığınız varsa, stresli bir yaşantınız varsa, antidepresan ve kalp ilaçları kullanıyorsanız, ağız bakımınız yetersizse, dişlerinizi sıkıyor ve gıcırdatıyorsanız, ağzınızda uyumlu olmayan protez ve dolgular mevcutsa, ailenizde dişlerini erken yaşta kaybetmiş bireyler varsa: Dişeti hastalıkları açısından, siz de risk altında olabilirsiniz” dedi.
Dişeti Hastalıklarının Tedavisi
Dişeti hastalıkları, gelişimi büyük oranda önlenebilen ve kontrol altına alınabilen hastalıklardır. Tedaviler, hastalığın yıkımın derecesine, diştaşı miktarına, hastanın genel sağlık durumuna ve hastanın uyguladığı ağız bakımının derecesine göre bir veya birkaç seansta tamamlanabilmektedir. Dişeti tedavilerinin amacı dişeti enflamasyonun ve buna neden olan faktörlerin ortadan kaldırılarak sağlıklı bir periodontal yapının
oluşturulmasıdır.
Sağlıklı dişeti, sert bir meyve yerken veya dişlerin fırçalanması esnasında kesinlikle kanama yapmayan, açık pembe renkli, sıkı kıvamlıdır.
Dişeti hastalığı gelişim ve tedavisindeki önemi nedeni ile dişeti tedavi sürecinde bireylere ait alışkanlıklar değerlendirilir. Sigaranın bıraktırılmasına yönelik çalışmalar yapılır. Plak tutulumunu artıracak ve/veya bakterilerin gelişimi için uygun ortam sağlayan şekerli, yapışkan, asitli gıdaların tüketiminin sınırlandırılması yapılır. Bireylerin stres düzeyi değerlendirilerek, diş sıkma alışkanlıkları, eklem problemleri var ise gece plağı uygulamaları yapılır. Bu kontroller sırasında diş fırçası, diş ipi, diş arası fırçası, dil temizleyicilerinin kullanımı da değerlendirilerek eksik ve yanlış uygulamalar saptanarak, düzeltilir.
Periodontal tedavilerle sağlanan başarı ve bunun devamlılığı hastanın uyguladığı bireysel ağız bakımı alışkanlıklarıyla doğrudan ilişkilidir. Periodontolog Dr.Dt Laçin Berber, ''İlk tedavi şekli diş taşı temizliğidir. Diş taşları temizlendikten sonra derin dokular fazla etkilenmişse ve enfeksiyonlu doku kalıntıları varsa küretaj dediğimiz ikinci aşamaya geçilir, son aşama da gerekirse operasyon yapmaktır'' diye konuştu. Kontrol altına alınmamış ve zamanında tedavi edilmemiş dişeti enfeksiyonlarının sağlam dişlerin kaybına sebep olduğunun bilinmesi gerektiğini belirten Dr. Laçin Berber, “Öncelikle genel sağlık, sonra dişlerin ağızda kalması ve yapılacak tüm restoratif uygulamaların iltihapsız, sağlıklı bir zeminde yapılabilmesi için öncelikle dişeti tedavisi yapılmalı. Bu tedavileri bir binanın alt yapısının sağlamlaştırılmasına benzetebiliriz” dedi.
''Günde en az 2 defa dişleri fırçalayın''
Periodontolog Dr.Dt Laçin Berber, ''Dişler mutlaka günde en az iki defa fırçalanmalı ve arayüz fırçası, diş ipi gibi arayüzleri temizleyen yardımcı aparatlardan mutlaka faydalanılmalıdır'' şeklinde
konuştu.
Dilinizi de fırçalayın!!!
Yediğimiz ve içtiğimiz şeylerin, yapısı derin girintili çıkıntılı olan dilin üzerine de yapıştığını belirten Laçin Berber, her fırçalamada dilin de mutlaka fırçalanmasının önemini belirtti.
gelmektedir.
Dişeti iltihabı (piyore) nedir?
Periodontitis ya da halk arasında bilinen adı ile ‘piyore’ dişleri saran kemik ve dişeti dokularının iltihabıdır. Dişeti iltihabı sadece gözle görülen dişetini değil, kemik dokuyu da etkileyeceğinden kontrol altına alınmayan bir dişeti rahatsızlığı, sonuçta çürüksüz ve sapasağlam dişlerin
sallanmasına ve çekilmesine neden olacaktır.
Dişeti hastalıkları, bakterilerin toksik ürünlerinin sistemik kan dolaşımına katılmasıyla bireyin genel sağlığını da etkiler. Son yıllardaki çalışmalar dişeti iltihabına sahip bireylerde bazı sistemik hastalıkların gelişme riskinin arttığını göstermiştir. Bu çalışmalar sonucunda dişeti iltihabının kalp-damar hastalıkları, diyabet, bazı solunum sistemi hastalıkları, hamilelerde erken ve düşük doğum kilosu riskiyle ilişkisi saptanmıştır.
Diş Eti Kanaması Deyip Geçmeyin!
Dişeti kanaması çoğunlukla ağız diş sağlığı ile ilgili bir sorun olmakla birlikte bazı genetik hastalıklar, kan hastalıklarının da ağız içi belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Dişeti hastalıklarının tedavisi ve korunma sağlığımız açısından çok önemlidir. Doğal dişlerinizi koruduğunuz sürece gıdaları daha rahat çiğneyebilir ve daha iyi sindirilmesini sağlayabilirsiniz.
Periodontolog Dr.Dt. Laçin Berber, dişeti iltihaplarının tedavi edilmezse daha büyük ve önemli sağlık sorunlarına yol açtığını belirterek, çok geç kalınmadıysa tedaviyle dişlerin kurtarılmasının mümkün olduğunu belirtti. Dr. Med.Dent. Laçin Berber, ''Dişeti kanamaları periodontal sorunlar dediğimiz, diş eti iltihaplarından kaynaklanır. Dişeti iltihabına bağlı diş eti kanaması kalıtımsal ve çevresel sebeplerden olabilir. Tedavi planlaması açısından dişi tutan kemiğin hangi seviyede olduğu önemlidir. Önce panoramik röntgenle bunun seviyesi tespit edilir. Kemik
erimesinin derecesine göre tedavi şekli belirlenir '' şeklinde konuştu.
Dişeti Hastalığının bulguları nelerdir?
Dişeti hastalıkları genellikle ileri safhalara erişene kadar belirti vermezler. İlk belirti kanamadır. Kendiliğinden kanama varsa sorun ilerlemiş olabilir. Tedavi edilmemiş ve ilerlemiş dişeti hastalığında; ağızda sürekli bir kötü koku, fırçalama esnasında kanayan dişetleri,
dişetlerinde şişmeler, kızarmalar ve hassasiyet, dişlerde sallanmalar, dişler arasında açılmalar, diş ile dişeti arasında iltihap, ısırma esnasındaki dişlerin birbirine değmesinde farklılıklar, kırmızı ve şiş diş etleri, ağızda tat bozukluğu, diş etlerinin çekilerek diş kökünün açığa çıkması, kaşınma
hissi (diş etlerinde) bulguları görülmektedir.
Dişeti hastalıklarının nedenleri nelerdir?
Dişeti hastalıklarının ana nedeni, dişlerin üzerinde oluşan genellikle bakteri plağıdır. Sağlıklı bir ağız için esas olan, dişlerin üzerinde oluşan bakteri plağının günlük temizliklerle ortamdan uzaklaştırılmasıdır. Bakteri plağı kaldırılmazsa sertleşir ve diştaşı olarak isimlendirilen birikintiler
oluşur. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda dental plak içinde 500 den fazla farklı bakteri türü olabildiği gösterilmiştir.
Bunların bir kısmı direkt veya dolaylı olarak vücudun savunma mekanizmasını etkileyerek dişeti ve dişleri destekleyen kemik dokusunda yıkımlar oluşturabilmektedir. Dişlerde çapraşıklıklar, dişler arası boşluklar, dişlerdeki bazı anatomik oluşumlar, bazı yumuşak doku anomalileri, çürükler, taşkın veya eksik yapılmış dolgular,hatalı protezler, ağızdan solunum ve ağız kuruluğu gibi faktörler de plak bakterilerinin yüzeylere tutunmasını kolaylaştırarak dişeti hastalığı gelişimine neden olabilmektedir. Bunun dışında diş eti iltihaplanmasına sebep olacak diğer faktörler; sigara kullanımı, genetik faktörler, stres, ilaçlar, diş sıkma ve gıcırdatma, hormonal değişiklikler, hormonal hastalıklar, yetersiz beslenme sayılabilir.
Periodontolog Dr.Dt Laçin Berber, “Sigara kullanıyorsanız, menapoz, hamilelik gibi vücutta anormal değişimlerin olduğu dönemlerden geçiyorsanız, diabet hastalığınız varsa, stresli bir yaşantınız varsa, antidepresan ve kalp ilaçları kullanıyorsanız, ağız bakımınız yetersizse, dişlerinizi sıkıyor ve gıcırdatıyorsanız, ağzınızda uyumlu olmayan protez ve dolgular mevcutsa, ailenizde dişlerini erken yaşta kaybetmiş bireyler varsa: Dişeti hastalıkları açısından, siz de risk altında olabilirsiniz” dedi.
Dişeti Hastalıklarının Tedavisi
Dişeti hastalıkları, gelişimi büyük oranda önlenebilen ve kontrol altına alınabilen hastalıklardır. Tedaviler, hastalığın yıkımın derecesine, diştaşı miktarına, hastanın genel sağlık durumuna ve hastanın uyguladığı ağız bakımının derecesine göre bir veya birkaç seansta tamamlanabilmektedir. Dişeti tedavilerinin amacı dişeti enflamasyonun ve buna neden olan faktörlerin ortadan kaldırılarak sağlıklı bir periodontal yapının
oluşturulmasıdır.
Sağlıklı dişeti, sert bir meyve yerken veya dişlerin fırçalanması esnasında kesinlikle kanama yapmayan, açık pembe renkli, sıkı kıvamlıdır.
Dişeti hastalığı gelişim ve tedavisindeki önemi nedeni ile dişeti tedavi sürecinde bireylere ait alışkanlıklar değerlendirilir. Sigaranın bıraktırılmasına yönelik çalışmalar yapılır. Plak tutulumunu artıracak ve/veya bakterilerin gelişimi için uygun ortam sağlayan şekerli, yapışkan, asitli gıdaların tüketiminin sınırlandırılması yapılır. Bireylerin stres düzeyi değerlendirilerek, diş sıkma alışkanlıkları, eklem problemleri var ise gece plağı uygulamaları yapılır. Bu kontroller sırasında diş fırçası, diş ipi, diş arası fırçası, dil temizleyicilerinin kullanımı da değerlendirilerek eksik ve yanlış uygulamalar saptanarak, düzeltilir.
Periodontal tedavilerle sağlanan başarı ve bunun devamlılığı hastanın uyguladığı bireysel ağız bakımı alışkanlıklarıyla doğrudan ilişkilidir. Periodontolog Dr.Dt Laçin Berber, ''İlk tedavi şekli diş taşı temizliğidir. Diş taşları temizlendikten sonra derin dokular fazla etkilenmişse ve enfeksiyonlu doku kalıntıları varsa küretaj dediğimiz ikinci aşamaya geçilir, son aşama da gerekirse operasyon yapmaktır'' diye konuştu. Kontrol altına alınmamış ve zamanında tedavi edilmemiş dişeti enfeksiyonlarının sağlam dişlerin kaybına sebep olduğunun bilinmesi gerektiğini belirten Dr. Laçin Berber, “Öncelikle genel sağlık, sonra dişlerin ağızda kalması ve yapılacak tüm restoratif uygulamaların iltihapsız, sağlıklı bir zeminde yapılabilmesi için öncelikle dişeti tedavisi yapılmalı. Bu tedavileri bir binanın alt yapısının sağlamlaştırılmasına benzetebiliriz” dedi.
''Günde en az 2 defa dişleri fırçalayın''
Periodontolog Dr.Dt Laçin Berber, ''Dişler mutlaka günde en az iki defa fırçalanmalı ve arayüz fırçası, diş ipi gibi arayüzleri temizleyen yardımcı aparatlardan mutlaka faydalanılmalıdır'' şeklinde
konuştu.
Dilinizi de fırçalayın!!!
Yediğimiz ve içtiğimiz şeylerin, yapısı derin girintili çıkıntılı olan dilin üzerine de yapıştığını belirten Laçin Berber, her fırçalamada dilin de mutlaka fırçalanmasının önemini belirtti.