YABAN Roman Özeti

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
57
Yaş
36
Coin
256,936
Yakup Kadri Karaosmanoğlu Yaban Ozeti

Yaban Romanın Konusu :

Bu romanda yıllarca yuzustu bırakılmış olan koylu ile aydın arasındaki ucurum konu olarak alınmıştır Romanda belirtildiği gibi, şehirden gelmiş her aydın, koylu icin bir “yaban dır
Yazar, Sakarya Savaşından sonra duşmanın yakıp yıktığı bolgelerde yapılan inceleme gezisinde gorduklerini birtakım oyku ve makalelerle anlatmıştı Bunlar arasında, “Duşmanın Yaktığı Koyler Ahalisine adlı yazıda, koylu ile aydın arasındaki uzaklığa değinen ve aydınların koyluyu yuzustu bırakmasından yakınan sanatcı, on yıl sonra aynı temayı Yaban ’da işlemiştir Roman, anı biciminde yazılmıştır Yazar eserini, Kurtuluş Savaşı sıralarında, bir Anadolu koyune yerleşen Ahmet Celal ’in anı defteri olarak sunar Giriş bolumunde bunu şoyle anlatır : Garp Cephesi Kumandanlığının gonderdiği “Tetkiki Mezalim Heyeti o viranelerde, taşlar altında komurleşmiş insan kemiklerini araştırırken bu kitabı teşkil eden yazıları, ortasından yırtılmış ve kenarları yanmış bir defter halinde buldu


Yaban Romanın ozeti :

Ahmet Celal, bir paşa oğludur Yedek subay olarak katıldığı 1 Dunya Savaşı ’nda bir kolunu kaybetmiştir Daha otuzbeş yaşına basmadan kendisi icin herşeyin bittiğini hissetmektedir İstanbul ’a İngilizlerin girmesi uzerine oraya donemez ve emireri Mehmet Ali ’nin cağrısına uyarak onun Orta Anadolu ’nun Porsuk Cayı kıyısındaki koyune gidip yerleşir Koylu icin Ahmet Celal bir “Yabandır

Mustafa Kemal ’in başlattığı Kurtuluş Savaşı ’nı, Turk Ulusunun bağımsızlık davasını anlatmaya calışır koylulere fakat kimse ona inanmaz Ancak emireri Mehmet Ali, annesi Zeynep Kadın, Mehmet Ali ’nin kardeşi İsmail ve onun karısı Emine ile dostluk kurabilir Koyun en zengin adamı ve ağası olan Salih Ağa, koyu ekonomik bakımdan somurmektedir Şeyh Yusuf ise din adamı maskesi altında koyu manevi yonden somurmektedir Devleti temsil eden muhtarın ise herhangi bir gucu yoktur Koyun etkin ve guclu olan iki tipi Ahmet Celal ’i engellemeye calışırlar
Sakarya Savaşı ’nın hemen oncesinde Yunan birliği koye girer Direnenleri oldurur Kendisi ile işbirliği yapan Salih Ağa ve Şeyh Yusuf ’u bile aldatır, somurur, herkese zulmeder Sakarya bozgunundan sonra koye ikinci Yunan birliği gelir Koyu talan ederler İnanılmaz derecede acımasız davranırlar
Ahmet Celal, emireri Mehmet Ali ’nin kardeşi İsmail ’in karısı olan Emineyi sever Koy duşman cizmesi altında inlemektedir Koylu, kaderine razı olmuştur Ahmet Celal ise, Turk askerlerinin geleceği umudunu taşımaktadır Sonunda o da dayanamaz ve Emine ile birlikte kacar İkisi de yaralanırlar Emine ’nin yarası ağır olduğu icin kacacak durumda değildir Ahmet Celal, Emine ’yi ve anılarını yazdığı defterini bırakarak tek başına bilmediği yollara bilmediği bir geleceğe doğru koyden uzaklaşır



Yaban Romanın ana duşuncesi:

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, bu romanda ana duşunce olarak, aydınlar tarafından yuzyıllarca yuzustu bırakılmış koyu, Anadolu ’yu, Anadolu insanını butun cıplaklığı,acılığı ve sertliğiyle goz onune seriyor Bu konuda aydınımızı sucluyor Yazar, Anadolu Bozkırındaki Anadolu insanının feryadını, Turk aydınına duyurmak ve Turk aydınına yurt sorumluluğunu anlatmak istiyor




Yaban Romanın konusunun gectiği yer ve zaman (cevrenin ozellikleri vb) :

Yaban romanının konusu Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu ’da Porsuk Nehri cevresindeki kucuk bir koyde gecer Koy son derece bakımsız, unutulmuş bir virane halindedir

Eserin Kahramanları :


ŞEYH YUSUF :
Salih Ağa koyu ekonomik yonden somuren, bu yonde koyluler uzerinde baskılar kuran olumsuz bir tipleme ise, Şeyh Yusuf da koyu manevi yonden somuren, bu yonde koylu uzerinde dinsel baskılar oluşturan olumsuz bir tiptir Son derece cahildir Dini bilgileri cok basittir Temizliğe dikkat etmeyen, pasaklı bir adamdır

ZEYNEP KADIN :
Mehmet Ali ’nin annesidir Kaderine razı olmuş, acılar karşısında ağlamayı bile unutmuş, tarlasının, evinin işlerini tek başına cekip ceviren gercek bir Turk anasıdır Oğlunu, kocasını askerde, savaşlarda yitiren, yoksulluk ve acılar icinde omrunu calışmakla geciren Turk kadınını temsil eder

EMİNE :
Romanda ağırlığını koyan ikinci kadındır Mehmet Ali ’nin kardeşi İsmail ’in karısıdır Ahmet Celal ’in ilgi duyduğu tek kadındır Emine de Zeynep Kadın gibi olaylar karşısında edilgen bir yapıya sahiptir Erkeklerin kurduğu koy dunyasında erkeklerin gudumunde sessizce yaşamaktadır Yunan birliğinin oldurme ve kıyım eylemlerinden korkarak sonunda Ahmet Celal ile kacar




YARDIMCI KAHRAMANLAR :
Bu ana tiplerin yanında yardımcı kişilerde vardır Bunlar; Emeti Kadın, oğlu Kucuk Hasan, Mehmet Ali ’nin kardeşi İsmail, Bekir Cavuş vbdir Bu tipler uzerinde fazla durulmamıştır


Yaban Roman yazarının eserlerinde gorulen ozellikler:

Yakup Kadri Karaosmanoğlu ’nun sanatının birinci donemindeki, yani “sanatın sanat icin olduğu goruşunu savunduğu donemde yazdığı eserlerinde aşk, ruhsal bunalımlar ve bozukluklar, bireyle toplum gelenekleri arasındaki catışmalar vb gorulur
İkinci yani, “sanat toplum icindir goruşuyle yazdığı donemdeki eserlerinde ise coklukla savaş felaketleri işlenmiştir
Gerek birinci, gerekse ikinci doneminde gozlemlerden yararlanmış, ya doğrudan doğruya kendisinin gorduğu, ya da başkalarından dinlediği olayları yazmıştır
2Abdulhamit devrinde gezi ozgurluğu olmaması yuzunden konuları İstanbul sınırları icinde kapalı kalan Edebiyatı Cedide hikaye ve romanlarına karşılık, Yakup Kadri, daha ilk kitabından başlayarak, konularının coğunu İstanbul dışındaki bolgelerden, genellikle Anadolu ’nun ceşitli yerlerinden almıştır
Yakup Kadri ’nin butun eserlerinde batılı sanatcı ve duşunurlerin acık etkileri gorulur Batı Edebiyat ve kulturune sıkı sıkıya bağlılık gosteren sanatcı, kendi edebiyatımızdaki geleneksel konulara da yabancı durmamış; orneğin “Bir Serencam hikayesinde Tanzimat edebiyatında sık rastlanan “tutsaklık konusunu işlemiştir
Sanatının 1 doneminde dil bakımından Edebiyatı Cedide ’nin tutumunu surdurmuştur Hatta “Genc Kalemler dergisinde Omer Seyfettin ve arkadaşlarının
ileri surduğu dilde sadeleşme akımına karşı cıkmıştır Fakat bir sure sonra Ziya Gokalp ’in de etkisiyle “Milli Edebiyat akımını benimsemiş ve bu yolun en onemli sanatcılarından biri olmuştur
Yakup Kadri; topluma, kişilere ve olaylara oldukları gibi değil, kendi mizacı ve fikirleri acısından bakan bir romancıdır Romanını besleyen kaynaklar, yazarın ozel
yaşamını, duygu, duşunce ve anıları ile toplumun gecirdiği tarih donemleri ve buyuk olaylardır
Kişilerin (roman kahramanlarının) dış gorunuşune onem vermez Bunları birkac tasvir ile geciştirir Ruh bakımından ise kahramanları da kendisi gibi karamsardır



Yaban Romanına ait olduğu donemin tarihi ve edebi ozellikleri:

“Yaban romanı, Batı Etkisindeki Turk Edebiyatının “Milli Edebiyat donemine ait bir romandır

Milli Edebiyat Donemi : Meşrutiyet devrinde Osmanlı toplumunda dort siyasi akım gorulmektedir: İslamcılık, Osmanlıcılık, Batıcılık ve Turkculuk
İslamcılık; kavimcilik duşuncesine karşı koyup, birleşik bir İslam birliği, buyuk bir İslam devleti kurma ulkusuydu
Osmanlıcılık; ceşitli uluslardan (TurkArapArnavutErmeniYunanSırpBulgar vb) birleşik Osmanlı devletinde bir Osmanlı ulusculuğu kurma ulkusu idi
Batıcılık; surekli yenilgilerle cokmeğe başlayan devleti kurtarmak icin toplumu doğu uygarlığından batı uygarlığına gecirme cabası idi
Fakat gerek Balkanlarda yaşayan Hristiyan uluslar, gerek hicbir toprak temeline dayanmayan Hristiyan azınlıklar arasında, once Rusya ’nın, daha sonra da Avrupa ’nın kışkırtmalarıyla başlayan “ulusculuk hareketi Osmanlıcılık duşuncesinin ve Osmanlı
Devleti ’nin yıkımını hazırlamış, ayrıca Musluman uluslar arasında da uyanan bağımsızlık istekleri Osmanlıcılık ulkusunden başka İslamcılık ulkusunun de yıkımına yol acmıştır
İşte bu devirde, imparatorluk icindeki ceşitli ulusların kendi benliklerine donme eğilimi karşısında, bazı aydınlar, devletin ceşitli uluslara değil, “milleti hakime (egemen ulus) diye adlandırılan asıl sahibine, yani Turk halkına dayanması gerektiği duşuncesine ulaşmışlardırBu duşunce aydınların halka yonelmesine yol acmış ve bu davranışa “Turkculuk adı verilmiştir Siyaset alanındaki bu “halka doğru hareketi, edebiyatta “ulusal kaynaklara donme “ duşuncesinin doğmasına yol acmıştır Bu duşunce dilde sadeleşme, yerli hayatı yansıtma, şiirde aruz olcusu yerine hece olcusunu kullanma ve Halk edebiyatı nazım bicimlerinden yararlanma anlamında kullanılmış; bunları gercekleştirmeyi ulku edinen edebiyata da “Milli Edebiyat adı verilmiştir
Bu edebiyat hikaye ve romanlarının en onemli ozelliği sade dille yazılmış olmalarıdır Bu donemde, “memleket edebiyatı cığırının başarılı ilk ornekleri verilmiştir Konular İstanbul sınırlarından cıkmış ve yurdun her koşesinden ve her tabakadan insan hayatı konu olarak alınmıştır
Gozleme cok onem verilmiş ve bunun sonucu olarak Meşrutiyet doneminin Turancılık (Halide Edip Adıvar: Yeni TuranMufide Ferit: Aydemir), Turkculuk (Ulusculuk), Osmanlıcılık (Omer Seyfettin: Eshabı Kehfimiz, Kırmızı Bayraklar vb), İslamcılık (Reşat Nuri: Yaprak Dokumu, Peyami Safa: Fatih Harbiye), kimi eserlerde tema olarak alınmıştır
Milli Edebiyat akımının hikaye ve roman yazarlarının başlıcaları şunlardır :
Omer Seyfettin Halide Edip Adıvar – Yakup Kadri Karaosmanoğlu – Refik Halit Karay – EEkrem Talu – OC Kaygılı – Reşat Nuri Guntekin – Peyami Safa – Mahmut Şevket Esendal – Halikarnas Balıkcısı ( CŞKabaağaclı) – MC Kuntay – AŞ Hisar MYesari
 
Üst Alt