İlk ve başlangıç tedavisi başka merkezlerde yapılmış olsa bile birçok iyileşmeyen, kapanmayan yara ve sonrasında sekel olarak kalan izlerin (skar) tedavisi, tüm tıbbi işlemlerde olduğu gibi bütünsel yaklaşım gereği kişiye özgü planlanarak yapılır.
Yaranın yeri, ilk ortaya çıkma zamanı, nasıl oluştuğu, tedavisinde bize gelinceye kadar hangi uygulamaların yapılmış olduğu, hastanın genel sağlık durumu, yaşı, kullanıyorsa ilaçları yara iyileşmesi planlanırken ilk not edilmesi gereken özelliklerdir.
Yara ve iz tedavisi kullanılacak tüm yöntemler arasında eğer gereklilik olursa cerrahi ilk sırada gelir. Yara yerinde kalan nekrotik, ölü dokuların temizlenmesine debridman adı verilir. Bu debridman yapılmadan birçok yaranın kapatılması, onarımı mümkün değildir. Özellikle uzun süredir iyileşmeyen yaralarda bu cansız dokular tıkaç gibi fonksiyon görerek yara kapanmasına engel olurlar.
Kazalar, geçirilmiş cerrahiler veya kendine zarar verme amacıyla kollara veya vücuda yapılan kesilerle oluşan izlerin tedavisinde “kötü ve kalitesiz iyileşen” dokuların cerrahi olarak çıkarılması sık tercih edilen bir başka cerrahi yöntemidir.
İz tedavisinde cerrahiyle beraber PRP uygulamaları, mikro yağ greftleri, nörotoksin, Radyofrekans işlemleri, Yoğun ışık tedavileri (IPL), fraksiyonel (aralıklı) karbondioksit lazerler, kimyasal soyma işlemleri de (peeling) uygun hastalarda sık tercih edilen diğer araçlardır.
Tedaviden beklenti kesin olarak izin yok olması değil, estetik olarak kabul edilebilir forma dönüşmesidir. Özellikle omuz başı, dirsek, diz ve el bileği gibi eklem yapılarına ve kemiğe yakın yerlerde iz tedavisi hareketli ve sert bir doku üzerinde olduklarından zordur.
Bazı izlerin “dövme” veya özellikle erkelerde yüz ve kollarda ise “saç ekimi” gibi yöntemlerle kapatılmaya çalışılması da güncel bir yaklaşım olarak mümkündür.
Uzun süre hareketsiz yatak veya sandalyeye bağımlı olma sonucu oluşan bası yaralarının tedavisi, yara büyümeden en erken zamanda yapılmalıdır. Bu kişilerdeki yaralara duyu eksikliği de eşlik ettiği için basıya maruz kalınan alanları sık kontrol edilerek yaraların henüz açılmadan tedavi edilmeleri sağlanmalı, sigara içiliyorsa bıraktırılmalı ve sık görülen bazı vitamin (D vit., B-12, Demir, Çinko vb..) eksiklikleri giderilmelidir.
Kollara atılan jilet izleri, kendi kendilerine iyileşmeye bırakıldıklarından belirgin ve dikkat çeken bir izle iyileşirler. Bu durumlarda tedavi eğer cerrahi olarak yapılacaksa, seçilecek olan en belirgin bir ize “pilot cerrahi çalışma” yapılması ve bunun sonucuna göre diğer izlere müdahale edilmesi uygun ve doğru bir tedavi yaklaşımıdır. Büyük alan cerrahilerinde, kol mutlaka atele alınarak 3 hafta hareketsiz kalması istenir. Bu hastalar nihai sonuç için 12. aya kadar beklemelidirler.
İzlerin belirgin 3 ortak karakteristiği, yüzey özellikleri yani “kabarıklık veya çöküntü”, “renk değişiklikleri” ve “sertlik” işlem öncesi puanlanarak fotoğraflanmalı ve tedavi sonucunda bu parametreler tekrar çekilen fotoğraflarla karşılaştırılarak yapılan tedavinin başarısı ölçümlenebilir. Bazı izler doku eksiklikleri ile beraber gözlendikleri için yara tedavisi ile beraber dolgu işlemleri de uygulanabilir. Bunun için sık tercih edilen dolgu malzemesi, kişinin kendisinden alınan yağ yamalarıdır (greft).
Yara ve iz tedavisi akıldan çıkarılmaması gereken özellikler kısaca,
1.Yara iyileşmesi kişiden kişiye değişkenlik gösterir, bir başka kişinin yara iyileşme şekli ve zamanı sizin için emsal olamaz
2.Zaman alan, zahmetli bu tedaviyi etkileyen en önemli faktör, tercih edilen tıbbi seçenek kadar kişinin dikkati, uyumu, alışkanlıkları ve yara iyileşme kalitesidir
3.Anne karnında bazı dokular hariç, izsiz bir yara iyileşmesi yoktur
4.Var olan bir iz kaybolmaz, silinmez, ancak “daha az belirgin” hale getirilebilir
5.Kronik basıya bağlı yaraların en ideal tedavisi yara henüz büyümeden yapılandır
6.Yara izlerinin ve yaraların “güneş görmesi” iyileşmeyi hızlandırmaz, aksine koyu renkli iyileşmeye neden olur
7.Bazı yaralar açık kalarak bazı yaralar kapalı yöntemlerle daha hızlı iyileşirler
8.Lazer işlemleri, ciltte güneşe karşı hassasiyete neden oldukları için yaz aylarında tercih edilmez
9.Yara ve İz tedavileri “bütünsel, kişiye özgü ve kombine” yaklaşımlar gerektiren bir planlama ile, sabırla uygulanır
10.Düzeltici (Revizyonel) ilk tedavisi yapılmış bir ize ikincil tedavinin yapılma zamanı bir şart ve standart olmamakla beraber en erken 1 yıl olarak kabul edilir.
Yaranın yeri, ilk ortaya çıkma zamanı, nasıl oluştuğu, tedavisinde bize gelinceye kadar hangi uygulamaların yapılmış olduğu, hastanın genel sağlık durumu, yaşı, kullanıyorsa ilaçları yara iyileşmesi planlanırken ilk not edilmesi gereken özelliklerdir.
Yara ve iz tedavisi kullanılacak tüm yöntemler arasında eğer gereklilik olursa cerrahi ilk sırada gelir. Yara yerinde kalan nekrotik, ölü dokuların temizlenmesine debridman adı verilir. Bu debridman yapılmadan birçok yaranın kapatılması, onarımı mümkün değildir. Özellikle uzun süredir iyileşmeyen yaralarda bu cansız dokular tıkaç gibi fonksiyon görerek yara kapanmasına engel olurlar.
Kazalar, geçirilmiş cerrahiler veya kendine zarar verme amacıyla kollara veya vücuda yapılan kesilerle oluşan izlerin tedavisinde “kötü ve kalitesiz iyileşen” dokuların cerrahi olarak çıkarılması sık tercih edilen bir başka cerrahi yöntemidir.
İz tedavisinde cerrahiyle beraber PRP uygulamaları, mikro yağ greftleri, nörotoksin, Radyofrekans işlemleri, Yoğun ışık tedavileri (IPL), fraksiyonel (aralıklı) karbondioksit lazerler, kimyasal soyma işlemleri de (peeling) uygun hastalarda sık tercih edilen diğer araçlardır.
Tedaviden beklenti kesin olarak izin yok olması değil, estetik olarak kabul edilebilir forma dönüşmesidir. Özellikle omuz başı, dirsek, diz ve el bileği gibi eklem yapılarına ve kemiğe yakın yerlerde iz tedavisi hareketli ve sert bir doku üzerinde olduklarından zordur.
Bazı izlerin “dövme” veya özellikle erkelerde yüz ve kollarda ise “saç ekimi” gibi yöntemlerle kapatılmaya çalışılması da güncel bir yaklaşım olarak mümkündür.
Uzun süre hareketsiz yatak veya sandalyeye bağımlı olma sonucu oluşan bası yaralarının tedavisi, yara büyümeden en erken zamanda yapılmalıdır. Bu kişilerdeki yaralara duyu eksikliği de eşlik ettiği için basıya maruz kalınan alanları sık kontrol edilerek yaraların henüz açılmadan tedavi edilmeleri sağlanmalı, sigara içiliyorsa bıraktırılmalı ve sık görülen bazı vitamin (D vit., B-12, Demir, Çinko vb..) eksiklikleri giderilmelidir.
Kollara atılan jilet izleri, kendi kendilerine iyileşmeye bırakıldıklarından belirgin ve dikkat çeken bir izle iyileşirler. Bu durumlarda tedavi eğer cerrahi olarak yapılacaksa, seçilecek olan en belirgin bir ize “pilot cerrahi çalışma” yapılması ve bunun sonucuna göre diğer izlere müdahale edilmesi uygun ve doğru bir tedavi yaklaşımıdır. Büyük alan cerrahilerinde, kol mutlaka atele alınarak 3 hafta hareketsiz kalması istenir. Bu hastalar nihai sonuç için 12. aya kadar beklemelidirler.
İzlerin belirgin 3 ortak karakteristiği, yüzey özellikleri yani “kabarıklık veya çöküntü”, “renk değişiklikleri” ve “sertlik” işlem öncesi puanlanarak fotoğraflanmalı ve tedavi sonucunda bu parametreler tekrar çekilen fotoğraflarla karşılaştırılarak yapılan tedavinin başarısı ölçümlenebilir. Bazı izler doku eksiklikleri ile beraber gözlendikleri için yara tedavisi ile beraber dolgu işlemleri de uygulanabilir. Bunun için sık tercih edilen dolgu malzemesi, kişinin kendisinden alınan yağ yamalarıdır (greft).
Yara ve iz tedavisi akıldan çıkarılmaması gereken özellikler kısaca,
1.Yara iyileşmesi kişiden kişiye değişkenlik gösterir, bir başka kişinin yara iyileşme şekli ve zamanı sizin için emsal olamaz
2.Zaman alan, zahmetli bu tedaviyi etkileyen en önemli faktör, tercih edilen tıbbi seçenek kadar kişinin dikkati, uyumu, alışkanlıkları ve yara iyileşme kalitesidir
3.Anne karnında bazı dokular hariç, izsiz bir yara iyileşmesi yoktur
4.Var olan bir iz kaybolmaz, silinmez, ancak “daha az belirgin” hale getirilebilir
5.Kronik basıya bağlı yaraların en ideal tedavisi yara henüz büyümeden yapılandır
6.Yara izlerinin ve yaraların “güneş görmesi” iyileşmeyi hızlandırmaz, aksine koyu renkli iyileşmeye neden olur
7.Bazı yaralar açık kalarak bazı yaralar kapalı yöntemlerle daha hızlı iyileşirler
8.Lazer işlemleri, ciltte güneşe karşı hassasiyete neden oldukları için yaz aylarında tercih edilmez
9.Yara ve İz tedavileri “bütünsel, kişiye özgü ve kombine” yaklaşımlar gerektiren bir planlama ile, sabırla uygulanır
10.Düzeltici (Revizyonel) ilk tedavisi yapılmış bir ize ikincil tedavinin yapılma zamanı bir şart ve standart olmamakla beraber en erken 1 yıl olarak kabul edilir.