Ah sevgili sen beni hiç sevmedin ki
Sen yabancı bir tenin çatlaklarında mutluluğunu aradın hep
Benim mutluluğum senin dudaklarından düşecek bir çift cümlede saklıydı
Ben ağladım
Sen hep o iç yakan gülüşünle yüreğimi kor alevlere teslim ettin…
Gerçeklik payı olsun diye kurduğun uzun cümleli yalanlarına öyle inandım ki
Şimdi bu haldeyim
Aklını kaçırmış bir şair gibi…
Biliyorum sevgili
Ben senin düşlerinde ki sevgili olamadım hiçbir zaman
Hani soluksuz cümlelerle tarif ettiğin sevgili…
Oysa ben uzun cümlelerle sana kendimden hiç bahsetmedim
Senden sakladığım o kadar çok yaram vardı ki
İşte bu yüzden tenimin çıplaklığını hiçbir zaman göremedin…
Gittin sevgili
Şimdi ıssız bir sokak kadar yalnızım
Hiçbir soğuk gidişin kadar üşütmedi tenimi…
Hani şu açılmasını beklediğim kapıdan bir kez olsun sen gelsen
Parmaklarım saçlarına dolansa ve kokunu derinden içime çekip
Seni öylece mahzun bir şekilde izlesem…
Hayal ya bu belki bir gün gerçekleşir umuduyla düşlediğim bir hayal…
Sonrası zaten dönmeyeceğini bile bile seni beklemek…
Dönmeyeceksin sevgili
Gittiğin kirli kent kıyılarından dönmeyeceksin hiçbir zaman
Öksüz bir adam bıraktın giderken
Sözleri hep yarım kalan dudağında…
Boş bir yalnızlıkta ne kadarda dolu umutlar taşıyormuş insan...
Yalnızım ama sensizlik daha bir yalnızlık yüklüyor omuzlarıma
Adım hangi şiirde geçerse geçsin
Mutluluk kavramını hiç elimde tutamadım…
Mutluluk sen varken güzeldi benim için
Sen giderken mutluluğumu da yanında götürdün…
Sana bir şairin sözlerinde unutulmadığını haykırıyorum
O şair ben değilim
Bilirsin ben öyle fiyakalı cümleler kuramadım hiçbir zaman
Seni bir şairin dizelerinden çalmıştım
Ve uzun soluklu bir aşk yaşayamadan
Kaybettim
Üzgünüm…
O kadar yalın konuşmak istiyorum ki sana
Belki tekrarı olan bir gelişe hazırlanırsın
Kucak dolusu umutla gelirsin
Belki hiç gitmemek üzere gelirsin
Aynı yastığın soğukluğunda uyuruz
Aynı düşlerin sıcaklığında ısıtırız birbirimizi…
Hayır sevgili
Sen hiçbir zaman gelmeyeceksin
Ve ben inatla hep seni bekleyeceğim
Ben dön’lerimle sana yalvarırken
Senin hafızanda hatırlamadığın bir kimlik olacak adım…
Tanımayacaksın bile beni
İsmim önemsiz harf dizilimi olacak dilinde…
Biliyorum
Ben yine senin için boş kelimeler sarf edip
Yaraları kabul tutmamış yüreğimi yeniden kanatıyorum
Şimdi bir valiz dolusu acılarımla
Senin beni bıraktığın bu kenti acımasızca terk ediyorum…
Yarım kalmış bir şiir’sin dudaklarımda
Elbet bir gün tamanlanacak….
Özgür Havuz
Sen yabancı bir tenin çatlaklarında mutluluğunu aradın hep
Benim mutluluğum senin dudaklarından düşecek bir çift cümlede saklıydı
Ben ağladım
Sen hep o iç yakan gülüşünle yüreğimi kor alevlere teslim ettin…
Gerçeklik payı olsun diye kurduğun uzun cümleli yalanlarına öyle inandım ki
Şimdi bu haldeyim
Aklını kaçırmış bir şair gibi…
Biliyorum sevgili
Ben senin düşlerinde ki sevgili olamadım hiçbir zaman
Hani soluksuz cümlelerle tarif ettiğin sevgili…
Oysa ben uzun cümlelerle sana kendimden hiç bahsetmedim
Senden sakladığım o kadar çok yaram vardı ki
İşte bu yüzden tenimin çıplaklığını hiçbir zaman göremedin…
Gittin sevgili
Şimdi ıssız bir sokak kadar yalnızım
Hiçbir soğuk gidişin kadar üşütmedi tenimi…
Hani şu açılmasını beklediğim kapıdan bir kez olsun sen gelsen
Parmaklarım saçlarına dolansa ve kokunu derinden içime çekip
Seni öylece mahzun bir şekilde izlesem…
Hayal ya bu belki bir gün gerçekleşir umuduyla düşlediğim bir hayal…
Sonrası zaten dönmeyeceğini bile bile seni beklemek…
Dönmeyeceksin sevgili
Gittiğin kirli kent kıyılarından dönmeyeceksin hiçbir zaman
Öksüz bir adam bıraktın giderken
Sözleri hep yarım kalan dudağında…
Boş bir yalnızlıkta ne kadarda dolu umutlar taşıyormuş insan...
Yalnızım ama sensizlik daha bir yalnızlık yüklüyor omuzlarıma
Adım hangi şiirde geçerse geçsin
Mutluluk kavramını hiç elimde tutamadım…
Mutluluk sen varken güzeldi benim için
Sen giderken mutluluğumu da yanında götürdün…
Sana bir şairin sözlerinde unutulmadığını haykırıyorum
O şair ben değilim
Bilirsin ben öyle fiyakalı cümleler kuramadım hiçbir zaman
Seni bir şairin dizelerinden çalmıştım
Ve uzun soluklu bir aşk yaşayamadan
Kaybettim
Üzgünüm…
O kadar yalın konuşmak istiyorum ki sana
Belki tekrarı olan bir gelişe hazırlanırsın
Kucak dolusu umutla gelirsin
Belki hiç gitmemek üzere gelirsin
Aynı yastığın soğukluğunda uyuruz
Aynı düşlerin sıcaklığında ısıtırız birbirimizi…
Hayır sevgili
Sen hiçbir zaman gelmeyeceksin
Ve ben inatla hep seni bekleyeceğim
Ben dön’lerimle sana yalvarırken
Senin hafızanda hatırlamadığın bir kimlik olacak adım…
Tanımayacaksın bile beni
İsmim önemsiz harf dizilimi olacak dilinde…
Biliyorum
Ben yine senin için boş kelimeler sarf edip
Yaraları kabul tutmamış yüreğimi yeniden kanatıyorum
Şimdi bir valiz dolusu acılarımla
Senin beni bıraktığın bu kenti acımasızca terk ediyorum…
Yarım kalmış bir şiir’sin dudaklarımda
Elbet bir gün tamanlanacak….
Özgür Havuz