Yavuz Sultan Selim kupe takmış mıdır
Bazı araştırmacılar Yavuz’un kulağına kupe taktığı ve bunun Mısır Seferi zamanına dayandığını iddia etmektedir Ancak bu konuda ceşitli goruşler vardır Bazı tarihciler Sunni mezhebinin İslam Hukukunda erkeklere caiz olmayan kupeyi ilk Osmanlı Halifesi Yavuz Sultan Selim’in takmasına ihtimal bile vermezken, bazı tarihciler ise bunun gercek olduğu ve bazı sebeplere dayandığını iddia etmektedir
Yavuz’un kulağına kupe taktığına inanan tarihcilerden coğu bunun İslami bir gonderme olduğunu savunmaktadır Bunu şoyle ifade ederler: “Yavuz, kutsal sayılan Kahire Camisi’ne girdiğinde Kahireliler ona Hakimi Hamedeyn (kutsal yerlerin hakimi) sıfatını verirler ama o bu sıfatı kabul etmez ve “Ben olsam olsam Hademei Hamedeyn (kutsal yerlerin hademesi) olabilirim der Bu olay uzerine o donemde hademelerin taktığı kupeyi ister ve kulağına bu işareti, hademelerin taktığı kupeyi gecirir Diğer bir goruşe gore ise Mısır Seferi’nde kulaklarında kupesi olan insanları gorup “Bu insanlar neden kupe takıyor? diye sormuş ve “kole (kul) oldukları icin cevabını almış ve bunun uzerine “Biz de Allah’ın kuluyuz! diyerek kupe takmaya başlamıştır Bunu şoyle acıklarlar: “Taktığı kupe o donemde koleler tarafından takılan cinstendi, o da kendisini Allah’ın kolesi, kulu olarak goruyordu bunu da kolelerin taktığı kupelerden takarak ifade etmiş oluyordu
Bu goruşe katılmayan tarihciler ise Yavuz’un kupe takmadığını, boyle resimlerin Yavuz doneminden uzun sure sonra yapıldığını ve gerceklik değerinin olmadığını savunmaktadır Bunu şoyle acıklamaktadırlar:
“İslam Hukukuna gore kulakların kupe takılmak uzere delinmesi ve kupe takılması, kadınlar icin caiz gorulmuş; ama erkekler icin caiz gorulmemiştir Bazı hukukcular, erkek cocukların da kulaklarının delinebileceğini ve bu tur bir olayın Peygamber Muhammed zamanında yapıldığı halde yasaklanmadığını ileri surmektedirler Her halukarda ergen erkeklerin kulaklarını deldirmeleri ve kupe takmaları, coğu hukukculara gore haram ve bazılarına gore ise mekrUhdur; yani kısaca caiz değildir İşte bu şeri hukmu bilen Yavuz Sultan Selim’in kulağını deldirip kupe taktığına ihtimal dahi vermiyoruz Zira Yavuz, Mısır Seferi donuşunde oğlu Suleyman’ın suslu elbiselerini gorunce, “Bre Suleyman, sen boyle giyinirsen, anan ne giysin? dediğini biliyor ve onun şahsi hayatında sade ve susten uzak olduğunu kaynaklardan oğreniyoruz Yavuz, sus ve ihtişamdan hoşlanmayan bir padişahtır Doğru olan resimlerinde, pala bıyıklar vardır; ancak kupe yoktur Yine aynı goruşe sahip bazı tarihcilere gore ise bu kupeli resim Şah İsmail’e aittir Bu goruşun nedenini ise şoyle ifade ediyorlar: “Başında Şii mezhebi’nin alameti olan kızıl bork ve bunun uzerinde İran şahlarına mahsus tac vardır Ayrıca kupe de Şi’a mezhebinde caiz gorulmektedir
Bazı araştırmacılar Yavuz’un kulağına kupe taktığı ve bunun Mısır Seferi zamanına dayandığını iddia etmektedir Ancak bu konuda ceşitli goruşler vardır Bazı tarihciler Sunni mezhebinin İslam Hukukunda erkeklere caiz olmayan kupeyi ilk Osmanlı Halifesi Yavuz Sultan Selim’in takmasına ihtimal bile vermezken, bazı tarihciler ise bunun gercek olduğu ve bazı sebeplere dayandığını iddia etmektedir
Yavuz’un kulağına kupe taktığına inanan tarihcilerden coğu bunun İslami bir gonderme olduğunu savunmaktadır Bunu şoyle ifade ederler: “Yavuz, kutsal sayılan Kahire Camisi’ne girdiğinde Kahireliler ona Hakimi Hamedeyn (kutsal yerlerin hakimi) sıfatını verirler ama o bu sıfatı kabul etmez ve “Ben olsam olsam Hademei Hamedeyn (kutsal yerlerin hademesi) olabilirim der Bu olay uzerine o donemde hademelerin taktığı kupeyi ister ve kulağına bu işareti, hademelerin taktığı kupeyi gecirir Diğer bir goruşe gore ise Mısır Seferi’nde kulaklarında kupesi olan insanları gorup “Bu insanlar neden kupe takıyor? diye sormuş ve “kole (kul) oldukları icin cevabını almış ve bunun uzerine “Biz de Allah’ın kuluyuz! diyerek kupe takmaya başlamıştır Bunu şoyle acıklarlar: “Taktığı kupe o donemde koleler tarafından takılan cinstendi, o da kendisini Allah’ın kolesi, kulu olarak goruyordu bunu da kolelerin taktığı kupelerden takarak ifade etmiş oluyordu
Bu goruşe katılmayan tarihciler ise Yavuz’un kupe takmadığını, boyle resimlerin Yavuz doneminden uzun sure sonra yapıldığını ve gerceklik değerinin olmadığını savunmaktadır Bunu şoyle acıklamaktadırlar:
“İslam Hukukuna gore kulakların kupe takılmak uzere delinmesi ve kupe takılması, kadınlar icin caiz gorulmuş; ama erkekler icin caiz gorulmemiştir Bazı hukukcular, erkek cocukların da kulaklarının delinebileceğini ve bu tur bir olayın Peygamber Muhammed zamanında yapıldığı halde yasaklanmadığını ileri surmektedirler Her halukarda ergen erkeklerin kulaklarını deldirmeleri ve kupe takmaları, coğu hukukculara gore haram ve bazılarına gore ise mekrUhdur; yani kısaca caiz değildir İşte bu şeri hukmu bilen Yavuz Sultan Selim’in kulağını deldirip kupe taktığına ihtimal dahi vermiyoruz Zira Yavuz, Mısır Seferi donuşunde oğlu Suleyman’ın suslu elbiselerini gorunce, “Bre Suleyman, sen boyle giyinirsen, anan ne giysin? dediğini biliyor ve onun şahsi hayatında sade ve susten uzak olduğunu kaynaklardan oğreniyoruz Yavuz, sus ve ihtişamdan hoşlanmayan bir padişahtır Doğru olan resimlerinde, pala bıyıklar vardır; ancak kupe yoktur Yine aynı goruşe sahip bazı tarihcilere gore ise bu kupeli resim Şah İsmail’e aittir Bu goruşun nedenini ise şoyle ifade ediyorlar: “Başında Şii mezhebi’nin alameti olan kızıl bork ve bunun uzerinde İran şahlarına mahsus tac vardır Ayrıca kupe de Şi’a mezhebinde caiz gorulmektedir