SoruCevap
Yeni Üye
Yeme Alışkanlıkları!
Yeme alışkanlıkları da her eğilim gibi öğrenilir. Toplum olarak biz de birçok yeme alışkanlığına sahibiz. Ailemiz, sosyal çevremiz, toplumsal yapımız, biz de bir stil oluşturur. Ancak bu her zaman başarılı bir alışkanlık değildir.
Yeme Alışkanlıkları!
Çocuk ilk önce annesinin yemeklerini öğrenir. Dolayısıyla damak tadı, annesinin beğenisine göre gelişir. Yetişkin olduğunda ise, artık anne yemeklerine alışmıştır.
Yemek ile ilgili tutumlar, çok da basit değildir. Bütün alışkanlıklarda olduğu gibi, yeme alışkanlığı da, kişinin kendini güvende hissetmesiyle ilgilidir. İnsan kendini güvenli sınırlar içine soka r ve buna alışır. Çünkü bir yanlış inancımız vardır: Alışkanlıkla belirlenen sınırlar huzursuzluk yaratmaz!
İnsanlar neden alışkanlıklarını değiştirmek istedikleri zaman sıkıntı yaşarlar? Öncelikle, bunun bir alışkanlık olduğunu fark edemezler. Çünkü kişinin kendi bildiği, kendi doğrusudur. Daha çocukken oluşmuş yeme alışkanlıkları, kişiye sanki kendi seçimiymiş gibi gelir. Yeme biçiminin net bir şekilde fark edilmesi, yurt dışına gidince çok mümkün olur. Bu gezilerde insanlar, kendi damak zevklerine uygun yiyecekler ararlar. Hatta, bazı kişiler aç kalamamak için, yanlarında bisküvi veya kraker bile dolaştırırlar. Böylece yeni bir tat ile tanışmak yerine, garanti olanı daha yola çıkmadan seçmiştir.
Değişik tatlara açık olmak, hayatı renklendirir. Mutlaka ki, alışkanlıkları değiştirmek zor olacaktır. Ancak her zaman yaptığından farklı davranarak, gerçekte bize ait olmayan alışkanlıkların tuzaklarından kaçınabilir ve bununla yüzleşebiliriz.
Yediklerini değiştirmek için bir sebep bulamayanlar olacaktır. Ama hatırlanması gereken, alışkanlıklara sarıldıkça, yaratıcılığın kaybolduğudur. Yaratıcılık bizim varoluşumuzun devamını sağlayan en önemli kişisel kaynaklarımızdadır.
Bir sağlık sorunu olan obezitede başarı, yeme alışkanlıklarını gözden geçirmekle başlar. Değişimin başladığı ufak bir nokta, mesela daha az kalorili ve daha lezzetli yapmak için uğraşmak, kilo vermeye giden yolda bir başarı getirecektir.
Motivasyon aslında eksilen, kırılan bir duygu değildir. Sadece yönü değişir. Kilo verme ihtiyacı olduğu sürece, davranışlarımız bu yönde güdülenir. Bir diyetisyene gitmeye başladıktan 1 ay sonra bırakmak, sadece bıktırıcı olduğu için değildir. Sağlıklı beslenme kültürüne ve alışkanlıklarımıza olan tavrımızdandır.
Sağlıklı beslenmek, diyet yapmak anlamına gelmez. Bu bir yaşam biçimidir. Yeme alışkanlıkları değiştirilerek, hem daha güzel bir yaşama, hem istenilen ölçülerde bir vücuda kolaylıkla ulaşılabilir.Bu bilgileri kendi içinizde özümsedikten sonra, değişimden kaçıyorsanız, kendinizi sağlıklı beslenme ve başka nelerden yoksun bıraktığınızı; buna hangi alışkanlıklarınızın sebep olduğunu daha rahat çözümleyebilirsiniz.
Yeme alışkanlıkları da her eğilim gibi öğrenilir. Toplum olarak biz de birçok yeme alışkanlığına sahibiz. Ailemiz, sosyal çevremiz, toplumsal yapımız, biz de bir stil oluşturur. Ancak bu her zaman başarılı bir alışkanlık değildir.
Yeme Alışkanlıkları!
Çocuk ilk önce annesinin yemeklerini öğrenir. Dolayısıyla damak tadı, annesinin beğenisine göre gelişir. Yetişkin olduğunda ise, artık anne yemeklerine alışmıştır.
Yemek ile ilgili tutumlar, çok da basit değildir. Bütün alışkanlıklarda olduğu gibi, yeme alışkanlığı da, kişinin kendini güvende hissetmesiyle ilgilidir. İnsan kendini güvenli sınırlar içine soka r ve buna alışır. Çünkü bir yanlış inancımız vardır: Alışkanlıkla belirlenen sınırlar huzursuzluk yaratmaz!
İnsanlar neden alışkanlıklarını değiştirmek istedikleri zaman sıkıntı yaşarlar? Öncelikle, bunun bir alışkanlık olduğunu fark edemezler. Çünkü kişinin kendi bildiği, kendi doğrusudur. Daha çocukken oluşmuş yeme alışkanlıkları, kişiye sanki kendi seçimiymiş gibi gelir. Yeme biçiminin net bir şekilde fark edilmesi, yurt dışına gidince çok mümkün olur. Bu gezilerde insanlar, kendi damak zevklerine uygun yiyecekler ararlar. Hatta, bazı kişiler aç kalamamak için, yanlarında bisküvi veya kraker bile dolaştırırlar. Böylece yeni bir tat ile tanışmak yerine, garanti olanı daha yola çıkmadan seçmiştir.
Değişik tatlara açık olmak, hayatı renklendirir. Mutlaka ki, alışkanlıkları değiştirmek zor olacaktır. Ancak her zaman yaptığından farklı davranarak, gerçekte bize ait olmayan alışkanlıkların tuzaklarından kaçınabilir ve bununla yüzleşebiliriz.
Yediklerini değiştirmek için bir sebep bulamayanlar olacaktır. Ama hatırlanması gereken, alışkanlıklara sarıldıkça, yaratıcılığın kaybolduğudur. Yaratıcılık bizim varoluşumuzun devamını sağlayan en önemli kişisel kaynaklarımızdadır.
Bir sağlık sorunu olan obezitede başarı, yeme alışkanlıklarını gözden geçirmekle başlar. Değişimin başladığı ufak bir nokta, mesela daha az kalorili ve daha lezzetli yapmak için uğraşmak, kilo vermeye giden yolda bir başarı getirecektir.
Motivasyon aslında eksilen, kırılan bir duygu değildir. Sadece yönü değişir. Kilo verme ihtiyacı olduğu sürece, davranışlarımız bu yönde güdülenir. Bir diyetisyene gitmeye başladıktan 1 ay sonra bırakmak, sadece bıktırıcı olduğu için değildir. Sağlıklı beslenme kültürüne ve alışkanlıklarımıza olan tavrımızdandır.
Sağlıklı beslenmek, diyet yapmak anlamına gelmez. Bu bir yaşam biçimidir. Yeme alışkanlıkları değiştirilerek, hem daha güzel bir yaşama, hem istenilen ölçülerde bir vücuda kolaylıkla ulaşılabilir.Bu bilgileri kendi içinizde özümsedikten sonra, değişimden kaçıyorsanız, kendinizi sağlıklı beslenme ve başka nelerden yoksun bıraktığınızı; buna hangi alışkanlıklarınızın sebep olduğunu daha rahat çözümleyebilirsiniz.