Yetişkinlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

SoruCevap

Yeni Üye
Çözümler
1
Tepkime
57
Yaş
36
Coin
256,936
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) çocukluk çağında başlayan, etkisi tüm bir yaşama yayılabilen, süreğen bir nöropsikiyatrik bozukluk olarak tanımlanır.

Psikiyatri Derneği Yetişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Bilimsel Çalışma Birimi Türk toplumundaki DEHB yaygınlığının çocuklukta % 8, ergenlikte % 6 ve yetişkinlikte yüzde % 4 olduğunu belirtmektedir (Tufan ve Yaluğ, 2010).

Son zamanlara kadar, dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin bir çocukluk çağı sorunu olduğu ve yetişkinlikte ortadan kaybolduğu düşünülürdü. Ancak yapılan çalışmalar ve klinik gözlemler, bu sorunun yetişkinlikte de devam ettiğini göstrmiştir (Biederman ve ark., 2007)

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) aşırı hareketlilik, dikkat sorunları ve dürtüsellik (istekleri erteleyememe) belirtilerinin görüldüğü bir sorundur. Bir çocukta bu bozukluğun tanısının konabilmesi için belirtilerin yedi yaşından önce görülmeye başlamış olması gereklidir. Ayrıca dürtüsellik, dikkat eksikliği ve hareketlilik belirtilerinin çocuğun yaşamını, kişilerarası ilişkilerini veya okul hayatını olumsuz biçimde etkileyecek düzeyde olmalıdır (APA, 2000).

Uluslararası sınıflandırma sistemi DSM-IV tanı ölçütlerine göre tanı üç ayrı grupta ele alınmaktadır.

1. Dikkat, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik problemi olanlar;
2. Sadece dikkat problemi olanlar;
3. Sadece aşırı hareketlilik ve dürtüsellik problemi olanlar.

DSM IV Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite/ Aşırı Hareketlilik Bozukluğunun Tanı Ölçütleri:

a) Dikkatsizlik

1. Çoğu zaman dikkatini ayrıntılara veremez ya da okul ödevlerinde, işlerinde ya da diğer etkinliklerinde dikkatsizce hatalar yapar,
2. Çoğu zaman üzerine aldığı görevlerde ya da oynadığı etkinliklerde dikkati dağılır,
3. Doğrudan kendisine konuşulduğunda çoğu zaman dinlemiyormuş gibi görünür,
4. Çoğu zaman yönergeleri izlemez ve okul ödevlerini, ufak tefek işleri ya da iş yerindeki görevlerini tamamlayamaz (karşıt olma bozukluğuna ya da yönergeleri anlayamamaya bağlı değildir),
5. Çoğu zaman üzerine aldığı görevleri ve etkinlikleri düzenlemekte zorluk çeker,
6. Çoğu zaman sürekli zihinsel çabayı gerektiren görevlerden kaçınır, bunları sevmez ya da bunlarda yer almaya karşı isteksizdir,
7. Çoğu zaman üzerine aldığı görevler ya da etkinlikler için gerekli olan şeyleri kaybeder (örn. Oyuncaklar, okul ödevleri, kalemler, kitaplar ya da araç-gereçler),
8. Çoğu zaman dikkati dış uyaranlara kolaylıkla dağılır,
9. Günlük etkinliklerinde çoğu zaman unutkandır.

b) Hiperaktivite/ Aşırı hareketlilik
1. Çoğu zaman elleri, ayakları kıpır kıpırdır ya da oturduğu yerde kıpırdanıp durur,
2. Çoğu zaman sınıfta ya da oturması beklenen diğer durumlarda oturduğu yerden kalkar,
3. Çoğu zaman uygunsuz olan durumlarda koşuşturup durur ya da tırmanır (ergenlerde ya da erişkinlerde öznel huzursuzluk duyguları ile sınırlı olabilir),
4. Çoğu zaman, sakin bir biçimde, boş zamanları geçirme etkinliklerine katılma ya da oyun oynama zorluğu vardır,
5. Çoğu zaman hareket halindedir ya da bir motor tarafından sürülüyormuş gibi davranır,
6. Çoğu zaman çok konuşur.

c) Dürtüsellik
1. Çoğu zaman sorulan sorunun tamamlanmasını beklemeden cevabını verir,
2. Çoğu zaman sırasını bekleme güçlüğü vardır,
3. Çoğu zaman başkalarının sözünü keser ya da yaptıklarının arasına girer.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tanısının konulabilmesi için, yukarıda yer alan belirtilerin 7 yaşından önce başlaması, en az 6 aydan beri devam ediyor olması ve en az iki ortamda (okulda ve evde) görülüyor olması gerekir (APA, 2000).

Yetişkinde DEHB, yakın zamana kadar çok az klinisyenin üzerinde eğitildiği bir alandı. DEHB belirtisi gösteren bir yetişkine, genellikle çift kutuplu duygudurum bozukluğu, kişilik bozukluğu, atipik depresyon veya antisosyal gibi tanılardan biri verilirdi çünkü bu hastalık psikiyatri ve psikolojide depresyon ya da panik bozukluğu kadar iyi tanınan bir hastalık değildi (Tınaz, 2004). Ancak günümüzde net bir tanı kriteri olmamasına rağmen, klinik gözlemler bize DEHB tanısı hakkında fikir verebilmektedir.

Yetişkinlerdeki dikkat eksikliği ve hiperaktivite hareketlilikten öte başka türlerde kendini göstermektedir. DEHB yetişkinlerde sıklıkla;

Randevularını veya yapmak zorunda olduğu işleri unutma,

Birçok basamağı içeren işleri yapmakta zorlanma,

Bir işe ya da projeye başlamakta ve bitirmekte zorlanma,

Oyalanma,

Erteleme eğiliminde olma,

Bilgilere öncelik vermede zorlanma,

Çabuk sıkılma ve sabırsızlık,

Sıklıkla yerinde duramama,

Huzursuzluk hissi yaşama,

Zamanını verimli kullanamama,

Evde ve iş yerinde eşyalarını bulamama, yanlış yere koyma,

Sonuçlarını düşünmeden konuşma gibi belirtiler göstermektedir.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte görülme sıklığındaki azalma aslında rahatsızlık belirtilerinde azalma olduğuna işaret eder. Sıklıkla belirtiler tamamen ortadan kalkmamıştır. Dönemin özelliklerinin de eklenmesi nedeniyle özellikle ergenlerde bozukluğun varlığı riskli sağlık davranışlarının tavan yapmasına ve ileriye doğru kalıcı zararlara yol açmaktadır. Yine de iyi bilinen aşırı hareketlilik ve sonuçlarını düşünmeden yani dürtüsel davranışlarda bulunmanın zaman içerisinde azalma eğiliminde olduğu söylenebilir.

Ancak bu azalma eğilimine rağmen erişkin DEHB olan bireylerde

Bir işe başlayamama,

İş yerinde verimsizlik

Kötü zaman yönetimi,

Çok sayıda işe başlanmasına rağmen birçoğunu bitirememe,

Bir toplantı boyunca oturamama,

Stresle baş edememe

Öfke atakları,

Aklına ilk geleni söyleme eğilimi,

Kötü şoförlük sorunları

Evlilik ve sorumluluklarının idaresi ile ilgili yoğun sorunlar sıklıkla ortaya çıkmakta ya da sürer gitmektedir. Bu bozukluk yetişkinlerde ele alınırken çocukluk döneminden farklı olarak yetişkin yaşamının karmaşıklığı gözetilmeli ve yaşla birlikte belirtilerdeki değişime önem gösterilmelidir.
DEHB sadece bireyin kendisini değil çevresini ve ailesini de olumsuz etkilemektedir. Riskli sağlık davranışları açısından tehdit altında olan ergen ve genç yetişkinlerde DEHB varlığında kötü akran ilişkileri, kendine güven kaybı, okul ve iş başarısında düşüklük, davranış bozuklukları, antisosyal bozukluk, alkol-madde kötüye kullanımı, depresyon gibi psikiyatrik eş tanılar gözlenir (Tınaz, 2004). Tedavi edilmediğinde süreklilik gösteren bu rahatsızlığın doğru bir şekilde tanısının konup uygun tedavilerin alınması oldukça önemlidir. Önlenebilir kayıplara engel olabilmek için rahatsızlık fark edildiğinde tüm tedavi imkânları kullanılarak.
 
Üst Alt