Sağlığı olumsuz yönde etkileyen, sadece kilo verme amaçlı yapılan uygulamalar sonrasında verilen kiloların korunmadan daha fazlası ile geri alınmasına “ yo yo sendromu” denir. Bu yöntemler bilinçsizce uygulanıp özellikle çok düşük kalorili sağlıksız diyetler yapıp bir zayıf bir kilolu olma durumu birçok kişide sıklıkla görülüyor.
Obeziteye neden olan bu durum metabolizmanın gittikçe yavaşlamasına ve alınan kiloların daha zor verilmesine neden olur.
Yo yo sendromunun nedenleri:
· Bilinçsiz zayıflama ilaçları kullanımı
· Bireyin psikolojik durum değişiklikleri
· Kişiye özgü olmayan hazır diyetlerin yapılması
· Kendi sosyal yaşamına uymayan diyetleri kilo verme pahasına devam ettirme
· Bilinçsiz diüretik kullanma
· Akupunktur ile sıkı diyetler
· Diyet kampları ve sonrasında aynı sıklıkta yapılamayan egzersiz
· Sık aralıklarla diyet uygulama
· Düşük kalorili diyet sonrasında oluşan yeme atakları
Özel günler için (doğum günü, düğün, tatil gibi) kısa sürede istenilen kiloya yanlış ve çok düşük kalorili diyetlerle kavuşup sonrasında ulaşılan kiloyu koruyamamak da en sık görülen nedenler arasında yer alıyor. Bunun dışında, uzman kontrolünde sağlıklı bir şekilde hedeflenen ağırlığa ulaştıktan sonra sağlıklı beslenme önerileri alışkanlık haline getirilmediği, diyet yapmaktan sıkılıp aniden eski beslenme alışkanlıklarına dönüş yapıldığı için kilolar tekrar geri alınabiliyor.
Vücudumuzun açlığa olan adaptasyonu tokluk durumu adaptasyonundan çok daha güçlüdür. Vücudunuzu aç bıraktığınızda veya yediklerinizi çok fazla kısıtladığınızda, vücut yaşamını sürdürmek için kendisine gerekli olan enerjiyi azaltmaya başlar. Metabolik hız adı verilen bu enerji ne kadar azalırsa ileri dönemlerde kilo vermek o kadar zorlaşmaktadır. Hızlı kilo verdiren diyetlerin önerilmemesi oluşturdukları bu olumsuz etkiye bağlıdır.
Kilo sorunu olan kadın erkek günümüz koşullarınca yaş gözetmeksizin herkeste hızlı kilo verme, bu kiloları belirli bir sürede koruyamama ya da hiç
korumama daha sonra ise diyetten sıkılıp yeme atakları ile birlikte ilk diyete başladığı kilodan daha fazla kilo alarak bu değişimi geçirme riski vardır.
Beslenme tedavisinde; kişinin koruyabileceği sağlıklı kiloları hedef alınarak, günlük beslenme öyküsü dinlenip yaşam şekline yönelik olumlu değişikliklerle beraber kilo verme programı uygulanmaktadır. Sık aralıklarla görüşülüp hızlı değil gerektiği süre zarfında hedef kiloya inene kadar diyet bırakılmamalıdır. Çünkü sonrasında başlanan koruma programı bu sistemin en önemli kısmıdır. Tekrar kilo alıp alınan kiloyu vermeye uğraşmamak için yapılması gereken en önemli süreç koruma sürecidir.
Önemli olan; uzman kontrolünde yanlış beslenme alışkanlıklarını ortadan kaldırmak, uygulanan diyet programını bir yaşam tarzı haline getirerek ulaşılan ideal kilonun kalıcı olabilmesi adına da en az bir yıl bu değeri korumaktır.
Obeziteye neden olan bu durum metabolizmanın gittikçe yavaşlamasına ve alınan kiloların daha zor verilmesine neden olur.
Yo yo sendromunun nedenleri:
· Bilinçsiz zayıflama ilaçları kullanımı
· Bireyin psikolojik durum değişiklikleri
· Kişiye özgü olmayan hazır diyetlerin yapılması
· Kendi sosyal yaşamına uymayan diyetleri kilo verme pahasına devam ettirme
· Bilinçsiz diüretik kullanma
· Akupunktur ile sıkı diyetler
· Diyet kampları ve sonrasında aynı sıklıkta yapılamayan egzersiz
· Sık aralıklarla diyet uygulama
· Düşük kalorili diyet sonrasında oluşan yeme atakları
Özel günler için (doğum günü, düğün, tatil gibi) kısa sürede istenilen kiloya yanlış ve çok düşük kalorili diyetlerle kavuşup sonrasında ulaşılan kiloyu koruyamamak da en sık görülen nedenler arasında yer alıyor. Bunun dışında, uzman kontrolünde sağlıklı bir şekilde hedeflenen ağırlığa ulaştıktan sonra sağlıklı beslenme önerileri alışkanlık haline getirilmediği, diyet yapmaktan sıkılıp aniden eski beslenme alışkanlıklarına dönüş yapıldığı için kilolar tekrar geri alınabiliyor.
Vücudumuzun açlığa olan adaptasyonu tokluk durumu adaptasyonundan çok daha güçlüdür. Vücudunuzu aç bıraktığınızda veya yediklerinizi çok fazla kısıtladığınızda, vücut yaşamını sürdürmek için kendisine gerekli olan enerjiyi azaltmaya başlar. Metabolik hız adı verilen bu enerji ne kadar azalırsa ileri dönemlerde kilo vermek o kadar zorlaşmaktadır. Hızlı kilo verdiren diyetlerin önerilmemesi oluşturdukları bu olumsuz etkiye bağlıdır.
Kilo sorunu olan kadın erkek günümüz koşullarınca yaş gözetmeksizin herkeste hızlı kilo verme, bu kiloları belirli bir sürede koruyamama ya da hiç
korumama daha sonra ise diyetten sıkılıp yeme atakları ile birlikte ilk diyete başladığı kilodan daha fazla kilo alarak bu değişimi geçirme riski vardır.
Beslenme tedavisinde; kişinin koruyabileceği sağlıklı kiloları hedef alınarak, günlük beslenme öyküsü dinlenip yaşam şekline yönelik olumlu değişikliklerle beraber kilo verme programı uygulanmaktadır. Sık aralıklarla görüşülüp hızlı değil gerektiği süre zarfında hedef kiloya inene kadar diyet bırakılmamalıdır. Çünkü sonrasında başlanan koruma programı bu sistemin en önemli kısmıdır. Tekrar kilo alıp alınan kiloyu vermeye uğraşmamak için yapılması gereken en önemli süreç koruma sürecidir.
Önemli olan; uzman kontrolünde yanlış beslenme alışkanlıklarını ortadan kaldırmak, uygulanan diyet programını bir yaşam tarzı haline getirerek ulaşılan ideal kilonun kalıcı olabilmesi adına da en az bir yıl bu değeri korumaktır.