Zeytin yaprağı, her ne kadar covid pandemisi nedeniyle adını duyurmuş olsa da aslında eski zamanlardan beri özellikle yetiştiği bölgelerde tedavi amaçlı sıklıkla kullanılmıştır. Günümüzde de gelişen teknoloji, tıp ve bilim sayesinde yapılan çalışmalar, zeytin yaprağının birçok biyoaktiviteye sahip olduğunu göstermiştir. Zeytin yaprağının hastalık tedavisinde de kullanılmasını sağlayan en önemli biyolojik aktiviteye sahip molekül oleuropeindir.
Oleupein ilk kez 1908 yılında tespit edilmesine rağmen yapısı 1960 yılında tanımlanmıştır. Oleuropein zeytinin ağaç, yaprak, tomurcuk, odun ve ağaç kabuğunda bulunmaktadır. Zeytin meyvesinin erken dönemlerinde fazla bulunurken olgunlaşma ile birlikte metabolize olup miktarı azalan bu madde aynı zamanda meyvede acılık tadını da veren maddedir. İşlenmemiş zeytinde ve yaprakta oleuropein fazla olduğundan acılık da fazladır. İşlenen zeytinde ve zeytinyağında oleuropeinin metabolize ürünü olan hidroksitirozol daha fazla bulunduğundan acılık da azalmaktadır. Ayrıca oleuropein bitkiyi zararlı mikroorganizmalardan ve hastalıklardan koruyarak ağacın uzun ömürlü ve dayanıklı olmasına katkı sağlar.
Oleuropein direkt olarak insan vücudunda kullanılamaz. Sindirim sisteminde sindirildikten sonra emilebilmektedir. Tamamen hidrositorosel ve alt birimlerine ayrılır ve insan plazmasında ve dışkısında bulunmaz.
Zeytin yaprağı ve oleuropein ile ilgili yapılan çalışmalardan da bahsederek etkinlik alanıyla ilgili bilgiler vermek istiyorum:
Zeytin yaprağının kan şekerini düşürücü etkisi ve diyabetli bireylerde etkili olabileceğiyle ilgili pek çok çalışma bulunmaktadır. Bu kan düşürücü etkiyi; insülin salınımını etkileleyerek ve periferik glukoz alımını arttırarak yaptığı düşünülmektedir. Ancak tam etki mekanizması ve ideal doz konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır.
2012 yılında yapılan bir çalışmada tip2 diyabetli 79 hastaya 14 hafta boyunca zeytin yaprağı uygulanmıştır. HbA1c ve açlık insülin değerlerini önemli ölçüde azalttığı tespit edilmiştir.
2006 yılında yapılan başka bir çalışmada diyabet oluşturulmuş tavşanlara 16 hafta boyunca günlük 20 mg/kg oleuropein verilmiştir. Kan glukoz seviyelerini düzenlediği ve aynı zamanda diyabetin oluşturduğu oksidatif strese bağlı hasarı da azalttığı görülmüştür.
4 hafta boyunca diyabetik ratlara zeytin yaprağı ekstresinin oral olarak verildiği bir çalışmada serum glukoz ve kolesterol seviyelerinde önemli bir düşüş görülmüştür.
2010 yılında yüksek kalorili beslenen ratlarda yapılan bir çalışmada zeytin yaprağındaki bileşiklerin hepatik değerleri iyileştirdiği, oksidatif stres ve inflamasyonu da azalttığı gözlemlenmiştir.
İnsanlarda pirinç yüklemesine glisemik yanıtın incelendiği bir çalışmada zeytin yaprağı ekstresinin kontrol grubuna göre kan glukoz düzeyini önemli ölçüde azalttığı ve oleuropeinin hücrelere glukoz alımını hızlandırdığı belirtilmiştir.
Oleuropeinin antikanser etki gösterdiği çeşitli çalışmalarla ortaya konulmuştur. Yapılan çalışmalar zeytin yaprağında bulunan antioksidanların karaciğer, meme, prostat gibi kanserlerin tedavisinde etkili olabileceğini göstermiştir. Literatürde oleuropein ekstrelerinin insan meme adenokarsinoma hücresi (MCF-7) ve insan mesane kanseri hücresi(T-24) çoğalmasını engellemede etkili olabileceği yer almaktadır.*
Zeytin yaprağıyla ilgili bazı raporlarda kan basıncını düşürebildiği, koroner arterlerde kan akışını artırabildiği, aritmiyi azalttığı ve bağırsak kas spazmlarını önleyebildiği yer almaktır. Kan pıhtılaşmasını ve kan dolaşımını da düzenleyerek kalp rahatsızlıkları ve myokard infarktüsünü önleyici etkisi olduğu yer almaktadır. Ayrıca LDL oksidasyonunu engelleyerek kalp damar hastalıklarının önlenmesinde ve kan basıncının düzenlenmesinde etkili olduğu görülmüştür.
Çalışmalarda zeytin yaprağında bulunan oleuropeinin diyabetli bireylerde sıkça görülen kalp yetmezliği, damar tıkanıklığı gibi komplikasyonları önlediği; ayrıca zeytin yaprağında bulunan fenolik bileşiklerin damar içi plak oluşumunu engellediği ve bireylerde kan glukoz seviyesinde anlamlı düşüş sağladığı gösterilmiştir. Ancak etki mekanizmalarına dair yeterince bilgi mevcut değildir. *
Zeytin yapraklarından hazırlanan çayın DPPH ve hidrojen peroksit radikallerine karşı antioksidan etki gösterdiği bildirilmiştir.*
Zeytin yaprağının güçlü antioksidan etkiye sahip olduğu hayvan deneyleriyle de gösterilmiştir. Zeytin yaprağı vücudu aktif serbest radikallerden korumaya yardım eden antioksidan özellikler barındırır.*
2006 yılında yapılan çalışmada oleuropeinin fagositozu arttırarak bağışıklığı desteklediği sonucuna ulaşılmıştır. 2018 yılında yapılan başka bir çalışmada oleuropeinin, toplam lenfosit sayısında artış sağladığı ve insan periferal bağışıklık yanıtın düzenlenmesinde etkili olduğu görülmüştür.
Yapılan çalışmalar zeytin yaprağının lipid profili üzerindeki olumlu etkilerini ve antihipertansif potansiyelini de desteklemektedir.
Alzheimer hastalığını önlemeye yardımcı olduğu düşünülmektedir. Ayrıca nöroprotektif etki gösterdiği düşünülmektedir.
Oleuropein doğal antimikrobiyal özellik göstermektedir. Mikroorganizmaların gelişme hızını geciktirdiği ve inhibe ettiğini gösteren çalışmalar vardır. Bu konuda yapılan birçok çalışmada fenolik glikozit oleuropein ve parçalanma ürünlerinin Bacillus cereus, Enterococcus faecalis, Escherichia coli, Haemophilus influenzae, Klebsiella pneumonie, Lactobacillus plantarum, Moraxella catarrhalis, Pseudomonas fragi, Salmonella enteritidis, Salmonella typhi, Staphylococcus aureus, Staphylococcus carnosus, Vibrio parahaemolyticus, Vibrio cholerae, Vibrio alginolyticus ve küfler üzerinde inhibe edici etkisinin olduğu ileri sürülmektedir.*
Literatürdeki bir çalışmada, cilt hastalığına sebep olan mantarların % 1,25'lik (ağırlık/hacim) zeytin yaprağı ekstresine üç gün maruz kalması ile inaktive olduğu, % 1’lik ekstrenin Candida albicans üzerinde 24 saatte etkili olduğu, % 0,6'lık ekstrenin ise E. coli’yi üç saatlik sürede yok ettiği ve bu bulgulara dayanarak zeytin yaprağının antimikrobiyal etkisinin yüksek olduğu belirtilmiştir.*
Özetlemek gerekirse;
Oleuropeinin potansiyel sağlık faydaları;*
Antimikrobiyal (Mikroorganizma gelişimini engelleyen)
Antioksidatif (Hücrelerimizdeki serbest radikal denen zarar verici molekülleri engelleyen)
Antiatherojenik (Damarların tıkanmasını önleyen)
Yüksek antioksidan potansiyeli
Hipotansif aktivitesi (Kan basıncını düşürücü)
Antienflamatuvar etkisi (5- lipoksigenaz enzimini inhibe ederek)
Kardiyopropektif (LDL oksidasyonu inhibisyonu ve trombosit-kan hücresi aggregasyonu)
Hipoglisemik (Kan şekeri düşürücü)
Antihipertansif (Vasodilatator-hipertansiyonu düşürücü)
Antiviral (HIV vrüsüne karşı etkili)
Stostatik (McCoy hücrelerine karşı)
Mollusisidal (Salyangozlara karşı olan toksik etki)
Endokrinal-hormonal
Enzim modülatörü
Hidroksitirosolün potansiyel faydaları; *
(Hidroksitirosol, oleuropeinin kateşol yan ürünüdür. Zeytin yaprakları veya zeytin olgunlaştıkça ya da işlem gördükçe veya depolandıkça bileşimlerindeki oleuropein miktarı azalırken hidroksitirosol miktarı artar. Hidroksitirosolün emilimi pasif difüzyon yoluyla bağırsaklarda tamamen emilir.)
Antimikrobiyal
Antioksidatif
İnsan eritrositlerini oksidatif zararlara karşı koruyucu
İnsan promonosit hücrelerinde süperoksit anyon üretimini azaltıcı
Peroksinitrite bağlı oluşan zararları inhibe edici
Sitokrom C’ye bağlı apopostis-hücre ölümüne neden olur
Tümör hücrelerinin gelişimini durdurucu
Zeytin yaprağı ekstresi; konsantre sıvı, toz, kapsül ve kuru yaprak çayı olarak değişik şekillerde bulunmaktadır. Zeytin yapraklarının insan sağlığı üzerine potansiyel yararlı etkileri ve bu etkilerin içeriğindeki biyoaktif bileşenlerle (özellikle oleuropein) ilgili olduğunu destekleyen kanıtlar bulunmaktadır. Kuru zeytin yaprağı çayı diyabetliler için önerilmiştir. Zeytin yaprağı çayı; diyabet, kardiyovasküler bozukluklar, viral ve mikrobik enfeksiyonlar gibi bazı kompleks hastalıkların tedavisinde etkili olduğu düşünülse de özellikle diğer etkileri için daha fazla çalışmanın yapılması gerekliliği vurgulanmıştır.
Zeytin yapraklarının insanlarda sağlığa etkileri umut verici olsa da, zeytin yapraklarının biyoaktif bileşenleri ile diğer diyet bileşenleri arasındaki olası etkileşimleri daha iyi anlama ihtiyacı bulunmaktadır.* Ayrıca insanlarda bu faydalı etkileri elde etmek için ideal dozun ne kadar olması gerektiğiyle ilgili net bilgi bulunmamaktadır. Yapılan çalışmalarda optimal fayda elde etmek için belli dozlara çıkılması gerektiği görülmüştür. Ancak çalışmalar yüksek dozda verilen oleuropeinin olumsuz etki yapabileceğini de göstermektedir.
Zeytin yaprağı/çayı nasıl kullanılır, ne kadar tüketilmelidir?
Zeytin yaprağının tek başına veya kombine olarak çay karışım preparatlarında kullanımı uygundur. İnfüzyon şeklinde; 7–8 g yaprak 150 ml sıcak suyla demlenmek suretiyle hazırlanarak günde 3–4 kez içilir. Zeytin yaprağının ekstresi günde 580 mg’lık kapsül olarak kullanılabilir. İki aydan fazla kullanılması tavsiye edilmez. Terapötik dozda uygun şekilde kullanıldığında herhangi bir yan etki oluşturmamaktadır.*
Demlerken ağzı kapalı şekilde demlemeye özen gösterin ve kuru yaprakları tercih edin. Kuru yaprakta etkinlik daha fazladır.
Zeytin yaprağı çayı nelere iyi gelebilir, potansiyel faydaları nelerdir?
Bağışıklık sistemini destekler.
Kan şekerini düşürücü etkisi vardır.
Yüksek kolesterolü düşürücü etkisi vardır.
Tansiyon düşürücü etkisi vardır.
Kalp sağlığına olumlu etkisi vardır.
Soğuk algınlığına iyi gelir.
Koronavirüse karşı etkili olduğuna dair net bir veri olmasa da virüslere karşı etkili olabildiği bilinmektedir.
Tokluk hissi vererek yeme isteğini azaltabilir.
Yaraların çabuk iyileşmesine destek olur.
Serbest radikallerin yok edilmesinde yardımcıdır.
Mikroorganizmaların gelişme hızını geciktirme ve inhibe etmede etkili olabilir.
Sindirim sisteminin rahatlamasına destek olabilir.
Antienflamatuar (inflamasyonu(iltihaplanmayı) önleyici) etkisi vardır.
Zeytin yaprağını/çayını herkes tüketebilir mi?
Dahilen alımında safra taşı olan hastalarda koliği tetikleyebileceği için kullanımı kontrendikedir. Zeytin yaprağı ekstresi kan basıncını düşüren ilaçların etkisini artırabilir ve teorik olarak antidiyabetik ilaçlarla etkileşip kan glikoz düzeyini etkileyebilir. Ayrıca kan pıhtılaşmasını ve trombosit agregasyonu inhibe eden ilaçlarla da etkileşebilir. Bu nedenle zeytin yaprağı ekstresi bu grup ilaçlarla kullanırken dikkatli olunmalıdır. Potansiyel hipoglisemik etkilerinden dolayı diyabet hastaları dikkatli şekilde izlenmelidir. Zeytin yaprağının intraoküler kullanımı gözde irritasyona neden olabilir. Rinit veya bronşiyal astım şeklinde polinozlar bildirilmiştir.*
! Düşük tansiyon hastaları, hipoglisemi yaşayanlar, insülin veya hap kullanan diyabet hastaları, kan sulandırıcı kullananlar mutlaka dikkat etmelidir. Doktora danışmadan tüketmesinler.
!Hamile ve emzirenler doktoruna danışmadan tüketmesinler.
TOKSİSİTESİOleuropein ile fareler üzerine yapılmış akut toksisite çalışmalarında, 1000 mg/kg gibi yüksek bir doz uygulanmasına rağmen herhangi bir ölüm veya advers etki gözlenmemiştir. Bundan dolayı LD50 değeri belirlenememiştir.*
Ancak yüksek dozda oleuropeinin olumsuz etki yaptığını gösteren çalışmalar vardır. O nedenle özellikle kronik rahatsızlığı bulunanlar doktoruna danışmadan tüketmemelidir. Yukarıda belirtilen doz miktarı da aşılmamalıdır.
Ayrıca zeytin yaprağı alırken de dikkatli olunmalıdır. İlaçlı yapraklar kullanılmamalıdır. Kendiniz kurutabilir veya güvendiğiniz aktarlardan alabilirsiniz.
Oleupein ilk kez 1908 yılında tespit edilmesine rağmen yapısı 1960 yılında tanımlanmıştır. Oleuropein zeytinin ağaç, yaprak, tomurcuk, odun ve ağaç kabuğunda bulunmaktadır. Zeytin meyvesinin erken dönemlerinde fazla bulunurken olgunlaşma ile birlikte metabolize olup miktarı azalan bu madde aynı zamanda meyvede acılık tadını da veren maddedir. İşlenmemiş zeytinde ve yaprakta oleuropein fazla olduğundan acılık da fazladır. İşlenen zeytinde ve zeytinyağında oleuropeinin metabolize ürünü olan hidroksitirozol daha fazla bulunduğundan acılık da azalmaktadır. Ayrıca oleuropein bitkiyi zararlı mikroorganizmalardan ve hastalıklardan koruyarak ağacın uzun ömürlü ve dayanıklı olmasına katkı sağlar.
Oleuropein direkt olarak insan vücudunda kullanılamaz. Sindirim sisteminde sindirildikten sonra emilebilmektedir. Tamamen hidrositorosel ve alt birimlerine ayrılır ve insan plazmasında ve dışkısında bulunmaz.
Zeytin yaprağı ve oleuropein ile ilgili yapılan çalışmalardan da bahsederek etkinlik alanıyla ilgili bilgiler vermek istiyorum:
Zeytin yaprağının kan şekerini düşürücü etkisi ve diyabetli bireylerde etkili olabileceğiyle ilgili pek çok çalışma bulunmaktadır. Bu kan düşürücü etkiyi; insülin salınımını etkileleyerek ve periferik glukoz alımını arttırarak yaptığı düşünülmektedir. Ancak tam etki mekanizması ve ideal doz konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır.
2012 yılında yapılan bir çalışmada tip2 diyabetli 79 hastaya 14 hafta boyunca zeytin yaprağı uygulanmıştır. HbA1c ve açlık insülin değerlerini önemli ölçüde azalttığı tespit edilmiştir.
2006 yılında yapılan başka bir çalışmada diyabet oluşturulmuş tavşanlara 16 hafta boyunca günlük 20 mg/kg oleuropein verilmiştir. Kan glukoz seviyelerini düzenlediği ve aynı zamanda diyabetin oluşturduğu oksidatif strese bağlı hasarı da azalttığı görülmüştür.
4 hafta boyunca diyabetik ratlara zeytin yaprağı ekstresinin oral olarak verildiği bir çalışmada serum glukoz ve kolesterol seviyelerinde önemli bir düşüş görülmüştür.
2010 yılında yüksek kalorili beslenen ratlarda yapılan bir çalışmada zeytin yaprağındaki bileşiklerin hepatik değerleri iyileştirdiği, oksidatif stres ve inflamasyonu da azalttığı gözlemlenmiştir.
İnsanlarda pirinç yüklemesine glisemik yanıtın incelendiği bir çalışmada zeytin yaprağı ekstresinin kontrol grubuna göre kan glukoz düzeyini önemli ölçüde azalttığı ve oleuropeinin hücrelere glukoz alımını hızlandırdığı belirtilmiştir.
Oleuropeinin antikanser etki gösterdiği çeşitli çalışmalarla ortaya konulmuştur. Yapılan çalışmalar zeytin yaprağında bulunan antioksidanların karaciğer, meme, prostat gibi kanserlerin tedavisinde etkili olabileceğini göstermiştir. Literatürde oleuropein ekstrelerinin insan meme adenokarsinoma hücresi (MCF-7) ve insan mesane kanseri hücresi(T-24) çoğalmasını engellemede etkili olabileceği yer almaktadır.*
Zeytin yaprağıyla ilgili bazı raporlarda kan basıncını düşürebildiği, koroner arterlerde kan akışını artırabildiği, aritmiyi azalttığı ve bağırsak kas spazmlarını önleyebildiği yer almaktır. Kan pıhtılaşmasını ve kan dolaşımını da düzenleyerek kalp rahatsızlıkları ve myokard infarktüsünü önleyici etkisi olduğu yer almaktadır. Ayrıca LDL oksidasyonunu engelleyerek kalp damar hastalıklarının önlenmesinde ve kan basıncının düzenlenmesinde etkili olduğu görülmüştür.
Çalışmalarda zeytin yaprağında bulunan oleuropeinin diyabetli bireylerde sıkça görülen kalp yetmezliği, damar tıkanıklığı gibi komplikasyonları önlediği; ayrıca zeytin yaprağında bulunan fenolik bileşiklerin damar içi plak oluşumunu engellediği ve bireylerde kan glukoz seviyesinde anlamlı düşüş sağladığı gösterilmiştir. Ancak etki mekanizmalarına dair yeterince bilgi mevcut değildir. *
Zeytin yapraklarından hazırlanan çayın DPPH ve hidrojen peroksit radikallerine karşı antioksidan etki gösterdiği bildirilmiştir.*
Zeytin yaprağının güçlü antioksidan etkiye sahip olduğu hayvan deneyleriyle de gösterilmiştir. Zeytin yaprağı vücudu aktif serbest radikallerden korumaya yardım eden antioksidan özellikler barındırır.*
2006 yılında yapılan çalışmada oleuropeinin fagositozu arttırarak bağışıklığı desteklediği sonucuna ulaşılmıştır. 2018 yılında yapılan başka bir çalışmada oleuropeinin, toplam lenfosit sayısında artış sağladığı ve insan periferal bağışıklık yanıtın düzenlenmesinde etkili olduğu görülmüştür.
Yapılan çalışmalar zeytin yaprağının lipid profili üzerindeki olumlu etkilerini ve antihipertansif potansiyelini de desteklemektedir.
Alzheimer hastalığını önlemeye yardımcı olduğu düşünülmektedir. Ayrıca nöroprotektif etki gösterdiği düşünülmektedir.
Oleuropein doğal antimikrobiyal özellik göstermektedir. Mikroorganizmaların gelişme hızını geciktirdiği ve inhibe ettiğini gösteren çalışmalar vardır. Bu konuda yapılan birçok çalışmada fenolik glikozit oleuropein ve parçalanma ürünlerinin Bacillus cereus, Enterococcus faecalis, Escherichia coli, Haemophilus influenzae, Klebsiella pneumonie, Lactobacillus plantarum, Moraxella catarrhalis, Pseudomonas fragi, Salmonella enteritidis, Salmonella typhi, Staphylococcus aureus, Staphylococcus carnosus, Vibrio parahaemolyticus, Vibrio cholerae, Vibrio alginolyticus ve küfler üzerinde inhibe edici etkisinin olduğu ileri sürülmektedir.*
Literatürdeki bir çalışmada, cilt hastalığına sebep olan mantarların % 1,25'lik (ağırlık/hacim) zeytin yaprağı ekstresine üç gün maruz kalması ile inaktive olduğu, % 1’lik ekstrenin Candida albicans üzerinde 24 saatte etkili olduğu, % 0,6'lık ekstrenin ise E. coli’yi üç saatlik sürede yok ettiği ve bu bulgulara dayanarak zeytin yaprağının antimikrobiyal etkisinin yüksek olduğu belirtilmiştir.*
Özetlemek gerekirse;
Oleuropeinin potansiyel sağlık faydaları;*
Antimikrobiyal (Mikroorganizma gelişimini engelleyen)
Antioksidatif (Hücrelerimizdeki serbest radikal denen zarar verici molekülleri engelleyen)
Antiatherojenik (Damarların tıkanmasını önleyen)
Yüksek antioksidan potansiyeli
Hipotansif aktivitesi (Kan basıncını düşürücü)
Antienflamatuvar etkisi (5- lipoksigenaz enzimini inhibe ederek)
Kardiyopropektif (LDL oksidasyonu inhibisyonu ve trombosit-kan hücresi aggregasyonu)
Hipoglisemik (Kan şekeri düşürücü)
Antihipertansif (Vasodilatator-hipertansiyonu düşürücü)
Antiviral (HIV vrüsüne karşı etkili)
Stostatik (McCoy hücrelerine karşı)
Mollusisidal (Salyangozlara karşı olan toksik etki)
Endokrinal-hormonal
Enzim modülatörü
Hidroksitirosolün potansiyel faydaları; *
(Hidroksitirosol, oleuropeinin kateşol yan ürünüdür. Zeytin yaprakları veya zeytin olgunlaştıkça ya da işlem gördükçe veya depolandıkça bileşimlerindeki oleuropein miktarı azalırken hidroksitirosol miktarı artar. Hidroksitirosolün emilimi pasif difüzyon yoluyla bağırsaklarda tamamen emilir.)
Antimikrobiyal
Antioksidatif
İnsan eritrositlerini oksidatif zararlara karşı koruyucu
İnsan promonosit hücrelerinde süperoksit anyon üretimini azaltıcı
Peroksinitrite bağlı oluşan zararları inhibe edici
Sitokrom C’ye bağlı apopostis-hücre ölümüne neden olur
Tümör hücrelerinin gelişimini durdurucu
Zeytin yaprağı ekstresi; konsantre sıvı, toz, kapsül ve kuru yaprak çayı olarak değişik şekillerde bulunmaktadır. Zeytin yapraklarının insan sağlığı üzerine potansiyel yararlı etkileri ve bu etkilerin içeriğindeki biyoaktif bileşenlerle (özellikle oleuropein) ilgili olduğunu destekleyen kanıtlar bulunmaktadır. Kuru zeytin yaprağı çayı diyabetliler için önerilmiştir. Zeytin yaprağı çayı; diyabet, kardiyovasküler bozukluklar, viral ve mikrobik enfeksiyonlar gibi bazı kompleks hastalıkların tedavisinde etkili olduğu düşünülse de özellikle diğer etkileri için daha fazla çalışmanın yapılması gerekliliği vurgulanmıştır.
Zeytin yapraklarının insanlarda sağlığa etkileri umut verici olsa da, zeytin yapraklarının biyoaktif bileşenleri ile diğer diyet bileşenleri arasındaki olası etkileşimleri daha iyi anlama ihtiyacı bulunmaktadır.* Ayrıca insanlarda bu faydalı etkileri elde etmek için ideal dozun ne kadar olması gerektiğiyle ilgili net bilgi bulunmamaktadır. Yapılan çalışmalarda optimal fayda elde etmek için belli dozlara çıkılması gerektiği görülmüştür. Ancak çalışmalar yüksek dozda verilen oleuropeinin olumsuz etki yapabileceğini de göstermektedir.
Zeytin yaprağı/çayı nasıl kullanılır, ne kadar tüketilmelidir?
Zeytin yaprağının tek başına veya kombine olarak çay karışım preparatlarında kullanımı uygundur. İnfüzyon şeklinde; 7–8 g yaprak 150 ml sıcak suyla demlenmek suretiyle hazırlanarak günde 3–4 kez içilir. Zeytin yaprağının ekstresi günde 580 mg’lık kapsül olarak kullanılabilir. İki aydan fazla kullanılması tavsiye edilmez. Terapötik dozda uygun şekilde kullanıldığında herhangi bir yan etki oluşturmamaktadır.*
Demlerken ağzı kapalı şekilde demlemeye özen gösterin ve kuru yaprakları tercih edin. Kuru yaprakta etkinlik daha fazladır.
Zeytin yaprağı çayı nelere iyi gelebilir, potansiyel faydaları nelerdir?
Bağışıklık sistemini destekler.
Kan şekerini düşürücü etkisi vardır.
Yüksek kolesterolü düşürücü etkisi vardır.
Tansiyon düşürücü etkisi vardır.
Kalp sağlığına olumlu etkisi vardır.
Soğuk algınlığına iyi gelir.
Koronavirüse karşı etkili olduğuna dair net bir veri olmasa da virüslere karşı etkili olabildiği bilinmektedir.
Tokluk hissi vererek yeme isteğini azaltabilir.
Yaraların çabuk iyileşmesine destek olur.
Serbest radikallerin yok edilmesinde yardımcıdır.
Mikroorganizmaların gelişme hızını geciktirme ve inhibe etmede etkili olabilir.
Sindirim sisteminin rahatlamasına destek olabilir.
Antienflamatuar (inflamasyonu(iltihaplanmayı) önleyici) etkisi vardır.
Zeytin yaprağını/çayını herkes tüketebilir mi?
Dahilen alımında safra taşı olan hastalarda koliği tetikleyebileceği için kullanımı kontrendikedir. Zeytin yaprağı ekstresi kan basıncını düşüren ilaçların etkisini artırabilir ve teorik olarak antidiyabetik ilaçlarla etkileşip kan glikoz düzeyini etkileyebilir. Ayrıca kan pıhtılaşmasını ve trombosit agregasyonu inhibe eden ilaçlarla da etkileşebilir. Bu nedenle zeytin yaprağı ekstresi bu grup ilaçlarla kullanırken dikkatli olunmalıdır. Potansiyel hipoglisemik etkilerinden dolayı diyabet hastaları dikkatli şekilde izlenmelidir. Zeytin yaprağının intraoküler kullanımı gözde irritasyona neden olabilir. Rinit veya bronşiyal astım şeklinde polinozlar bildirilmiştir.*
! Düşük tansiyon hastaları, hipoglisemi yaşayanlar, insülin veya hap kullanan diyabet hastaları, kan sulandırıcı kullananlar mutlaka dikkat etmelidir. Doktora danışmadan tüketmesinler.
!Hamile ve emzirenler doktoruna danışmadan tüketmesinler.
TOKSİSİTESİOleuropein ile fareler üzerine yapılmış akut toksisite çalışmalarında, 1000 mg/kg gibi yüksek bir doz uygulanmasına rağmen herhangi bir ölüm veya advers etki gözlenmemiştir. Bundan dolayı LD50 değeri belirlenememiştir.*
Ancak yüksek dozda oleuropeinin olumsuz etki yaptığını gösteren çalışmalar vardır. O nedenle özellikle kronik rahatsızlığı bulunanlar doktoruna danışmadan tüketmemelidir. Yukarıda belirtilen doz miktarı da aşılmamalıdır.
Ayrıca zeytin yaprağı alırken de dikkatli olunmalıdır. İlaçlı yapraklar kullanılmamalıdır. Kendiniz kurutabilir veya güvendiğiniz aktarlardan alabilirsiniz.