Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bugün olduğu gibi yarın da , yarından sonra da, ondan sonraki günlerde de gözlerinde ki yerimin değişmeyeceğine,
Beni bir ömür boyu seveceğine...
Her bakışında okuduğun o gözleri her zaman yanında göreceğine, en yakın dostun en yakın sırdaşın en yakın arkadaşım olacağına...
Sıkıntımın sıkıntın ...
Teselli istemedim senden
Sadece sar istedim yalnızlığımı
Gecelerime dokun gizeminle
Öpüşünle söndür yangınları
Ne gel dedim yağmur gibi üzerime
Ne git dedim biten mevsimler misali
Bakışınla tüket ömür denen yılları
Bir ‘ben’ ol istedim sende kayboluşumda
Tüm yarım kalanları sil istedim
Yeniden...
Her Aşk Bitince Başlıyormuş Aslında
Ve Bittin...
Bir Sigara Yaktım Ardından
Elime Makası Aldım
Budadım Umudumun Dallarını
Yaramaz Kedimi Odamdan Kovdum
Bütün Oynaşmalarımıza,
Kavgalarımıza Ve Buluşmalarımıza
O Şahitti
Bana Seni Hatırlatıyordu...
Senin İçin Son Olan
Benim İçin Bir Başlangıçtı...
Döneniyoruz çıkmaz düşünceler kuytusunda...
Karşımızda sen, boş koltukta,
Konuşuyoruz ondan, bundan, şundan...''
Varsay ki;
Ben her hazan yeniden açarım
Düşler alacasında solmuş dalların üzerinde
Tomurcuklanır,
Kırağı değer, palazlanırım...
Tutunmam,
Az biraz kırılganım
Toprağına susar...
Sen bilmedin ki
Gökyüzünden tüm yıldızları topladım gittiğin geldiğin yollar aydınlansın diye....
Senin bilmediğin aşk hikayeleri yazdım sevenler okusun diye...
Her gece Allah `a dua ettim sen hiç aşk acısı çekme diye...
Çocuğum gibi babam gibi canım gibi sevdim seni...
Yıldızlar ağladı sen...
Gitme gönlümün güneşi
bir bozkır ıssızlığı gibi
bu şehrin karanlık sokaklarında
bırakıp beni gitme
gitme közüm, gitme korum, gitme gözüm...
Gidersen
bütün duvarlar yıkılır üstüme
kimsesizleri ağlar gözlerimde bu şehrin
hüzün sarar sokakları her gece
hicran yağar göklerden yağmur yerine...
Acımasız rüzgârların önünde durmak zorunda kalan o güzelim ağaçlar
Nasılda karşı koymaya çalışıyorlardı, sessizce.
Öyle küçülmüşlerdi ki rüzgârların şiddetinden
Çaresiz, kaderlerine boyun eğmişçesine. Sessiz.
Sanki yerlerde sürünür gibiydiler,
Bükülmüştü kocaman gövdeleri, dalları.
Yaprakları...
Yağmur altında büyüttük biz sevdamızı
Biz yağmurlar altında büyüttük sevdamızı
Yağmurlar altında damla damla
Okulu kırıp
buluştuğumuz harabe parkların
üstü çizili masalarında
büyüttük sevdamızı
Yağmur damlalarının buğusu ile yazdık
kırık camlara ismimizin başharflerini
Biz Yağmur altında...
Kimi durumlarda kapatmak gerekir gözleri
Daha çok görebilmek için, ya da gitmek gerekir
Geri dönebilmek için.
Susmak gerekir bazen konuşabilmek için
Ve kızdırmalıdır belki de daha çok sevebilmek için
Kulakları kapatmalıdır hep duyabilmek için.
Diyorum ki uyumak gerekir, uyanabilmek için...
Bu gece
Canım sıtkın yine bu gece, etrafta yok tek bir kimse
Kimse dediysem âdemoğlu değil elbet, çünkü onlarda hep yalancı bir elbise
Sıyırsam diyorum kendimi, geceden ve kimsesizlikten
Lakin bırakmıyor yakamı, kimisine göre ümit kimisine göre vesvese
Saatin tiktak ları sanki oynuyor benimle...
Yaralı bayramlar geçti
Mevsimler, bütün anlamlarıyla
Yüreğin koyu yerinde birikenler
Kendi takvimleriyle gelip geçtiler
Gelip geçti şehirler ve ölüler
Unutmadık
Topraktan çobanyıldızına değin
Hey yer
Her şey
Mümkündü
Nazım kadar coşkulu
Aragon kadar aşık
Lorca kadar yaralıydık
Unutmadık
Orada...
ezbere biliyorum bütün gizlerini
rüzgâr gülünün imbatı tanıdığı kadar
ekmeğin adı susuzluğun adı açlığın adı
dorukları oluşturan baş dönmesi
senin çıplak gövdeni yoğunlaştıran
açık suyun tanığı uzun kolların
toprağın yalnızlığı bacaklarının arasında
doğumun ve ölümün yalnızlığı
yatmışsın...
tükürerek bu düzene konuşulur elbet
konuşmaktan değildir korku
birileri hala aç gidiyorsa işe
coplanıyorsa hak arayıcıları cadde ortalarında
koparılıyorsa üşüyen ellerinde garibin üç kuruşluk tezgâhı
düşer yüzlerinde son gülümsemeleri annelerin
ve yolu kaybolur akşamdan kalma sevinçlerin
gönlün...
gün boyu keder çoğaltır
yol uzatır
çekilir kabuğuna
yine de sever
kim ölü, kim diri
hayatın anlamsız kargaşasında
kimin neden sevdiği belli mi
sever işte, yalnızca sever
başındaki kavak yellerine de sormayın
hazan vurunca dalları, kaç yaprak düşer
kaçının aklı başından gider
kimin nasıl...
(yüzünde bin yıllık ağıttın sen...eteklerinden dökülürdü ay ışığı...ben ki...
çok zaman puşt sarayların yalnızı...ama ille de sen...
ille de ayak parmaklarında suyun şavkı...su ve yalnızlık...çalıyor şarkımızı...
bu yüzden beni bir sen...senle unutma...)
üç adım bir sehpa nasıl da dağılmış...
Şehir sana yürüyor
gece geçiyor g/d/ünden
dilsiz kalıyor kuytular
sözlü yansımalar
“insan kendini yalnızca insanda tanır”
sevdiği zaman
s/aklı bir çekmece gökyüzünde ay
p/uslu p/uslu göğsü
s/açları beyaz…
mevsimler
gölge s/aklıyor rüyalar
geliyorsun uyurken üstümü örtmeye
rüzgârla düşüyor sesin...
Biz Beraber Öleceğiz....
Biz Beraber Öleceğiz.
Sen Bilsen De ,Bilmesen De
Göz Bebeklerimde Kalacaksın
Bir De Kalbimde.
İster İstemez Götüreceğim Seni.
Bozuk Yollara Aldırmadan.
Zaman Çabuk Geçer Bilirsin
Gel Şimdiden Tut Ellerimi.
Hiç Pişman Olmayacaksın İnan.
Gönlüm Serilecek Ayaklarına...
Yalnızlık Korkusu
Sevdiğimiz eşyayı, dostları yada sevgiliyi.
Sonunda yürekte kalan hep ayni duygu, hüzün...
Çünkü yitirilene alışmışızdır, sevmişizdir, bizimle olan beraberliği keyiflendirmiştir. Çünkü o beraberliğe değer vermişizdir.
Ya o güzelliği yasarken; paylaşımı, keyfi, sevmeyi ve...
Artık rengim siyah…
Sen ise hala mavisin
Ben hala geceleri seviyorum,
Sen ise günlük güneşliksin..
Adım siyah benim
Senin ise mavi.
Sen seversin mavileri,
Ben siyahta kalmalıyım...
Sen yolunun üzerindesin
Ben ise bıraktığın yerde.
Adını koymuştum sen hep maviydin
Engin denizlerin...
Gözlerinden öğrendim ben herşeyi
Siyahın ne güzel renk olduğunu
İlk görüşte aşkın ne olduğunu,
Sevgiyi ve onun büyüklüğünü
Ellerinden öğrendim ben dokunabilmeyi
Bir dokunuşun nasıl iç yaktığını
O anki dünyayı umursamazlığı
Sanki o anın hiç bitmeyecekmişliğini
Saçlarından öğrendim ben neşeyle...
Bir gün daha çaldım sensizlikten. Zor da olsa vurdu saat gece on ikiyi... Şimdi önümde yeni bir sensizlik var. İçinde, beni neyin beklediğini bilmediğim yirmi dört saat daha var... Sonra o da geçecek... İşte böyle kovalayacak birbirini yarınlar. Derken unutucağım seni, unuttuğumun farkında bile...
Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum... Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim...
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren ForumSitesi.Com.Tr adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. ForumSitesi.Com.Tr hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkimizden bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.