Son Konular

  • SAYGI VE ÖZLEMLE ANIYORUZ

    Değerli Forum Üyeleri,

    Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, ebediyete intikalinin 87. yıl dönümünde (10 Kasım 1938), minnet ve rahmetle anıyoruz.

    SAAT: 09:05

    "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."

    Ruhu Şad Olsun.

    10 Kasım 2025 | [ ForumSitesi.Com.TR / Yönetim Ekibi]

Atatürk, aramızdan ayrılışının 87. yılında anılıyor

Aksaray'da kayıp ihbarıyla aranan kişi kazada öldü

Kocaeli'de işçileri taşıyan servis devrildi: 8 yaralı

Puan 38
Çözümler 0
Katılım
21 Haziran 2022
Mesajlar
127.521
Tepkime puanı
6
Puan
38
habercihaberci doğrulanmış üyedir.
Atatürk, aramızdan ayrılışının 87. yılında anılıyor

Umutları tükenmiş bir milleti ayağa kaldıran ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının üzerinden 87 yıl geçti.

69115c98d685b873__w1200xh775.jpg

69115c9ccb0fc174__w1200xh755.jpg

69115cccb45f3520__w1200xh675.jpg

69115cec67cd9650__w1200xh1200.jpg

69115cf58f524606__w1200xh904.jpg

69115cfc3113a210__w1200xh768.jpg

69115cb5f178d499__w1200xh915.jpg

69115cc528d1d603__w1200xh873.jpg

69115cc178496489__w1200xh876.jpg


Mustafa Kemal Atatürk 1881'de Selanik'te dünyaya geldi.

Annesi Zübeyde Hanım'ın arzusu doğrultusunda ilköğrenimine Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde başlayan Mustafa Kemal, daha sonra babası Ali Rıza Efendi'nin isteği üzerine geçtiği Şemsi Efendi Mektebi'nde ilkokulu tamamladı.

SELANİK'TEN HARP AKADEMİSİ'NE

Ortaokul eğitimi için gittiği Selanik Mülkiye Rüştiyesi'nden kendi isteğiyle ayrılan Mustafa Kemal, öğrenimini Selanik Askeri Rüştiyesi'nde sürdürdü, ardından Manastır Askeri İdadisi'nden ikincilikle mezun oldu.

Askeri öğreniminin yanında yabancı dil eğitimi de devam eden Atatürk, yazları izinli döndüğü Selanik'te Fransızca dersleri aldı.

Daha sonra İstanbul'a gelerek 1899'da girdiği Harp Okulu'nu 1902'de teğmen rütbesiyle tamamlayan Atatürk, Harp Akademisi'nden de 1905'te kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu.

ATATÜRK'ÜN ASKERİ GÖREVLERİ

Mustafa Kemal, kurmaylık stajı için 1905'te Şam'da 5. Ordu emrine atandı, Suriye
bölgesindeki üstün hizmetleri dolayısıyla Beşinci Rütbe'den Mecidi
Nişanı verildi. Merkezi Makedonya'nın Manastır şehrindeki 3. Ordu
Karargahı'na 1907'de atanan Mustafa Kemal, Selanik'teki kurmay şubede
görevlendirildi.

Mustafa Kemal, Manastır ve Selanik'te görevliyken 1909'da İstanbul'daki
31 Mart Vakası'nı bastıran Hareket Ordusu'nda görev yaptı.
Arnavutluk'taki isyanı bastırmak için 1910'da düzenlenen harekatta da
görevlendirilen Mustafa Kemal, İtalya'nın 1911'de Trablusgarp'a asker
çıkarması üzerine Tobruk'a gönderildi, Tobruk ve Derne'de Türk
kuvvetlerini başarıyla yönetti ve İtalyanlara karşı Tobruk Savaşı'nı
kazandı.

Derne Komutanlığına 6 Mart 1912'de atanan Mustafa Kemal, Ekim 1912'de
Balkan Savaşı başlayınca Gelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa
katıldı ve Dimetoka ile Edirne'nin geri alınışında etkili oldu.

"VATANIN MÜDAFAASINDAN DAHA YÜCE BİR VAZİFE OLAMAZ"

Mustafa Kemal, 1913'te Balkan Harbi'nden sonra Sofya ataşemiliterliğine atandı.

Ataşemiliter olarak görev yaptığı sırada Birinci Dünya Savaşı'nın
başlaması üzerine Mustafa Kemal, Başkomutanlık Vekaleti'ne müracaat
ederek cephede görev almak istedi.

Bunun üzerine Mustafa Kemal, 1915'te Esat Paşa komutasındaki 3.
Kolordu'ya bağlı Tekirdağ'da oluşturulacak 19. Tümen Komutanlığına
atandı.

Gelibolu Yarımadası'na asker çıkaran ve Conkbayırı'na ilerleyen düşman
kuvvetleri, Atatürk'ün komutasındaki 19. Tümen kuvvetlerinin taarruzuyla
geri çekildi. Mustafa Kemal Paşa, cephanesi biten Türk askerine"Cephaneniz yoksa süngünüz var."diyerek, moral ve güven verdi.

Mustafa Kemal, Conkbayırı taarruzu sırasında göğsüne isabet eden
şarapnel parçasının cebindeki saati parçalayarak dönmesi sonucu mutlak
ölümden kurtuldu. Mustafa Kemal Paşa, sadece Gelibolu Yarımadası Kuzey
Bölgesi Muharebelerinin değil, aynı zamanda Çanakkale
Boğazı'nın, Çanakkale Cephesi'nin, İstanbul'un da kaderini tayin etti
ve böylece Çanakkale Savaşları'nda Mustafa Kemal Paşa "Anafartalar
Kahramanı" olarak ün kazandı.

Çanakkale'den sonra Doğu Cephesi'nde 16. Kolordu Komutanlığına atanan Mustafa Kemal, 1916'da Rus saldırılarını durdurarak Bitlis ve Muş'u düşmandan geri aldı ve bu cephede generalliğe terfi etti.

ÜLKENİN İŞGALİ İLE SAMSUN'A HAREKET ETTİ

Filistin ve Suriye'de görevli 7. Ordu Komutanlığına 1917 Temmuz ayında
atanan Mustafa Kemal Paşa, bir süre sonra 2. Ordu Komutanlığına tayin
olsa da görevi kabul etmeyerek Genel Karargah emrinde İstanbul'da kaldı.
Aynı yıl Veliaht Vahdettin ile Almanya'ya giderek Alman Genel Karargahı
ve Alman savaş cephelerinde incelemelerde bulundu.

Suriye cephesinde 1918'de yeniden görevlendirilen Mustafa Kemal, 7.
Ordu Komutanı olarak görev yaptı ve bu sırada İngilizlerin asıl
amaçlarının İskenderun'u işgal edip, kuzeye çekilmekte olan 7. Ordu'yu
abluka altına almak olduğunu İstanbul'a bildirdi.

İngilizlerin İskenderun'u dirençle karşılaşmadan 9 Kasım 1918'de teslim
alması üzerine Mustafa Kemal Paşa, hükümet merkezi ile yaptığı telgraf
görüşmelerinde, İngilizlere verilen tavizleri tenkit etti."Böyle
giderse memleketin binbir türlü entrika ve istilaya maruz kalacağını"
izah etmeye çalışan Mustafa Kemal Paşa'ya, Yıldırım Orduları Grup
Kumandanlığı ve 7. Ordu'nun lağvedildiği bildirildi.

Paşa, bu acziyetin tamamen ortadan kaldırılmasını istiyordu ve
emrindeki birliklerin komutasını 2. Ordu Komutanı Nihat Paşa'ya
bırakarak aynı gün akşamı Adana'dan trenle İstanbul'a hareket etti.

İstanbul'da, 13 Kasım 1918'den 16 Mayıs 1919'a kadar kalarak memleketin
genel durumunu yakın arkadaşlarıyla kritik eden Mustafa Kemal Paşa,
ülkesinin kaderini değiştirecek Samsun
yolculuğuna çıktı ve istiklal mücadelesini başlattı. Ülkeyi düşman
işgalinden kurtarmak amacını gizli tutarak Ordu Müfettişliği görevi ile
İstanbul'dan ayrıldı.

Karadeniz yoluyla 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal, 22 Haziran 1919'da Amasya
Genelgesi'ni yayımladı. Türk milletine,"vatanın bütünlüğünün ve
milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu, azim ve kararlılıkla
vatanın kurtarılması için Sivas'ta bir kongre toplanacağını"
bildirdi.

Ayrıca Osmanlı Hükümeti'nin verdiği görevden ve askerlikten istifa
ederek, 23 Temmuz 1919'da Erzurum'da, 4 Eylül 1919'da Sivas'ta toplanan
kongrelerin başkanlığını yaptı.

Bu kongrelerde alınan,"Düşman işgaline karşı milletin vatanı
savunacağı, bu amaçla geçici bir hükümetin kurulacağı ve bir milli
meclisin toplanacağı, manda ve himayenin kabul edilmeyeceği"
kararlarıyla Büyük Millet Meclisi'nin de temelleri atıldı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Atatürk öncülüğünde 23 Nisan 1920'de Ankara'da tarihi görevine başladı. Mustafa Kemal Atatürk, Meclis ve Hükümet Başkanı seçildi.

MİLLİ MÜCADELE VE KURTULUŞ SAVAŞI'NIN TANIĞI ANADOLU AJANSI'NI KURDU

TBMM
açılmadan 17 gün önce, 6 Nisan 1920'de, Mustafa Kemal Atatürk'ün
talimatıyla Anadolu Ajansı (AA) kuruldu."Milli Mücadele'nin sesini
dünyaya duyurmak"
amacıyla kurulan AA, TBMM'nin çıkardığı ilk yasaları
duyurdu, Milli Mücadele'nin ve Kurtuluş Savaşı'nın her aşamasına
tanıklık etti.

TBMM açılarak milli bir hükümet kurulmasına rağmen Osmanlı Hükümeti ile
İtilaf Devletleri arasında 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması
imzalandı.

"SEVR ANTLAŞMASI BİZCE MEVCUT DEĞİLDİR"

Atatürk, United Telegraph gazetesi muhabirine yaptığı açıklamada, Sevr
Antlaşması'nı tanımadıklarını vurgulayarak"Siyasi, adli, iktisadi ve mali
bağımsızlığımızı imhaya ve neticede yaşama hakkımızı inkara ve
kaldırmaya yöneltilmiş Sevr Antlaşması bizce mevcut değildir."
dedi.

TBMM tarafından Osmanlı Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında
imzalanan Sevr Antlaşması'nın kabul edilmediği dünyaya duyuruldu.

"VATANIN HER KARIŞ TOPRAĞI VATANDAŞIN KANIYLA ISLANMADIKÇA TERK OLUNAMAZ"

İtilaf Devletleri'nin yardımıyla İzmir'i işgal eden Yunan kuvvetlerinin
ilerlemesi, 1921'de Birinci ve İkinci İnönü Savaşları ile durduruldu.

Yunan ordusunun 23 Ağustos 1921'de yeniden taarruz etmesiyle Sakarya
Meydan Muharebesi başladı. Atatürk, birliklere,"Hattı müdafaa yoktur,
sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı
vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz."
diyerek tarihe geçen
emrini verdi.

"MAREŞAL" RÜTBESİ VE "GAZİ" ÜNVANI

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın yönettiği Türk ordusu, Yunan ordusunu
bozguna uğrattı, Sakarya Meydan Muharebesi'ni zaferle sonuçlandırdı. 22
gün süren savaşta Yunan ordusu ağır kayıplara uğratıldı. Bu zafer
dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk'e TBMM tarafından"Mareşal"rütbesi ve"Gazi"ünvanı verildi.

Sakarya Zaferi'nin ardından 13 Ekim 1921'de Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması, 20 Ekim 1921'de Fransızlarla Hatay haricinde bugünkü Türkiye sınırının çizildiği Ankara Antlaşması imzalandı.

Atatürk'ün komutanlığında Türk ordusu, vatanı düşman işgalinden
kurtarmak için 26 Ağustos 1922'de karşı saldırıya geçerek Büyük
Taarruz'u başlattı.

Mustafa Kemal Paşa'nın yönettiği 30 Ağustos 1922'deki Dumlupınar
(Başkomutan) Meydan Muharebesi'nde Türk ordusu, Yunan ordusunu bozguna
uğrattı. Kaçan düşman kuvvetlerini izleyen Türk ordusu, 9 Eylül 1922'de
İzmir'e girdi.

Anadolu'yu düşman istilasından kurtaran büyük askeri zaferlerin
ardından 11 Ekim 1922'de Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı ve İtilaf
Devletleri, işgal ettikleri Türk topraklarından çekildi.

Kurtuluş Savaşı, ülkenin kaderinin değiştiği, Türk milletinin dünyaya
meydan okuduğu, kahramanlık destanlarının yazıldığı savaş olarak tarihe
geçti.

TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZLIK BELGESİ LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI İMZALANDI

İsmet İnönü başkanlığındaki Türkiye heyeti ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalandı.

Büyük Önder, Lozan Antlaşması'na ilişkin,"Bu antlaşma, Türk milleti
aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması'yla
tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışını ifade eder bir
vesikadır."
değerlendirmesinde bulundu.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN İLK CUMHURBAŞKANI

Atatürk, Fransa'da ihtilal ile kurulan cumhuriyeti, demokrasiyi ve
yönetim şeklini inceledi ancak bunun aynısının Türkiye'de
uygulanamayacağını öngördü.

Ülkenin siyasal, sosyolojik ve ekonomik yapısını çok iyi bildiğinden,
demokrasinin sadece Cumhuriyet ile toplumun tüm kesimlerince
içselleştireceğini biliyordu.

Atatürk'ün yakın arkadaşlarından, usta gazeteci ve yazar Falih Rıfkı
Atay,"Çankaya"adlı eserinde, Cumhuriyet'e giden süreci ve Mustafa
Kemal'in görüşlerini ana hatlarıyla şu cümlelerle kaleme aldı:

Atatürk, Cumhuriyet ilan edilene kadar Cumhuriyet fikrini muhalefet
olur düşüncesiyle gizli tuttu ama yeni yönetim şeklinin çabuk kabul
edilmesi için çalışmalar yürüttüğünü Nutuk'ta"Devlet yönetimini,
Cumhuriyet'ten söz etmeksizin, ulusal egemenlik ilkeleri çerçevesinde,
her an Cumhuriyet'e doğru yürüyen şekilde toparlamaya çalışıyorduk."
sözleriyle kaleme aldı.

TBMM tarafından 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildi ve Mustafa Kemal
Atatürk de Cumhurbaşkanı seçildi. 1938'de vefatına dek arka arkaya 4
kez Cumhurbaşkanı seçilen Büyük Önder Atatürk, bu görevi en uzun süre
yürüten Cumhurbaşkanı oldu.

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik 14 Haziran 1926'da
suikast girişimi engellendi, elebaşları İzmir'de tutuklandı. Büyük
Önder, suikast girişimine ilişkin Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada,"Alçak girişimin benim şahsımdan ziyade mukaddes Cumhuriyet'imize ve
onun dayandığı yüksek ilkelerimize yönelmiş bulunduğuna şüphe yoktur.
Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye
Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."
değerlendirmesinde bulundu.

Gazi Mustafa Kemal'e 24 Kasım 1934'te 2587 sayılı Kanun'la"Atatürk"soyadı verildi ve bu soyadının başkaları tarafından kullanılması
yasaklandı.

EKONOMİ, DIŞ POLİTİKA VE TARIMDAKİ HAMLELERİ

Mustafa Kemal Atatürk, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı'nın etkilerini
hafifletmek ve ülkenin kalkınmasını hızlandırmak amacıyla 1933'te Beş
Yıllık Sanayi Planı'nı başlattı. Aynı dönemde dış politikada da önemli
adımlar atıldı.

Milletler Cemiyeti'ne girilmesi, Balkan Antantı'nın
imzalanması, Montrö Boğazlar Sözleşmesi
ve Sadabat Paktı başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası adımlar,
Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada etkili bir aktör olarak öne çıkmasına
katkıda bulundu.

Tarıma ve çiftçiye değer veren Atatürk, çiftliklerde 1925'ten
başlayarak 13 yıl süre ile planlı ve ciddi bir şekilde çalışmalar
yaptırdı, ürüne elverişli uygun olmayan topraklarda çiftlikler kurarak
bu toprakları ziraata elverişli hale getirdi.

"HATAY, BENİM ŞAHSİ MESELEMDİR"

Atatürk, ulusal meseleden ziyade,"Benim şahsi meselemdir."dediği
Hatay'ın ana vatana katılması için yoğun çaba sarf etti ve hedefi
vefatının ardından 1939'da gerçekleşti.

Mustafa Kemal Atatürk, 57 yıl süren yaşamında, milletinin ve vatanının
bağımsızlığı için yılmadan çalıştı ve girdiği her mücadeleden zaferle
çıktı.

Askeri ve siyasi dehasıyla saygınlığını koruyan Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938'de 57 yaşındayken Dolmabahçe Sarayı'nda saat 09.05'te hayata gözlerini yumdu.

Atatürk'ün vefatı yalnız Türkiye'de değil bütün dünyada büyük üzüntüyle karşılandı.

ATA'NIN CENAZESİNİN ANITKABİR YOLCULUĞU

Atatürk'ün naaşı, 16 Kasım'da Dolmabahçe Sarayı
tören salonunda katafalka konuldu.

19 Kasım günü cenaze büyük bir
kalabalık tarafından Yavuz Zırhlısı ile İzmit'e, oradan da aynı günün
akşamı tüm yurt gezilerinde kullandığı tren ile Ankara'ya uğurlandı.

Ankara'da 20 Kasım'da devlet erkanı ve yabancı devlet insanları
tarafından karşılanan cenaze, TBMM önünde katafalka konuldu.

Büyük bir
cenaze töreni ile 21 Kasım 1938'de Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici
kabrine konulan Atatürk'ün naaşı, ebedi istirahatgahı Anıtkabir'e
taşındığı 10 Kasım 1953'e kadar burada kaldı.

"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye
Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."
diyen Atatürk, ebedi
istirahatgahı olan Türkiye'nin kalbi Anıtkabir'de Türk milletinin
gönlünde yaşamaya devam ediyor.
 

Aksaray'da kayıp ihbarıyla aranan kişi kazada öldü

Kocaeli'de işçileri taşıyan servis devrildi: 8 yaralı

  1. Konular

    1. 1.284.014
  2. Mesajlar

    1. 1.687.102
  3. Kullanıcılar

    1. 32.589
  4. Son üye

Geri
Üst Alt