Bakteriyolojik silahlar, biyolojik ajanları bir hedefe taşıyan bir cihaz veya vektördür. Geçmişte 20. yüzyılın başlarında biyolojik silahlar için bakteriyolojik silah terimi kullanılmaktaydı. Bu silahlar genellikle patojen mikroorganizmaları kullanarak insanlara veya diğer canlılara zarar vermek amacıyla geliştirilirler. Bakteriyolojik silahlar genellikle öldürücü hastalıklara neden olabilir ve geniş bir alanda zarara yol açabilirler.

Yakıcı ajanlar ise kimyasal savaş ajanları içinde önemli bir gruptur. Sülfür Hardal (H, HD), Nitrojen Hardal (HN), Levizit (L) ve Fosgen Oksim (CX) gibi maddeler bu gruba örnek olarak verilebilir. Bu maddeler cilt, akciğerler ve gözler gibi vücut dokularına zarar vererek ciddi yanıklara neden olabilirler.

Sinir ajanları, nöromüsküler iletimi engelleyerek kişilerde kas felci ve solunum yetmezliğine neden olabilen kimyasal maddelerdir. Bu tür maddeler asetilkolinesteraz enzimini inhibe ederek sinir hücrelerinde aşırı miktarda asetilkolin birikmesine yol açarlar, bu da sinir hücrelerinin normal iletişimlerini bozar ve sonuçta ölüme yol açabilir.

Biyo silahlar ise canlılara zarar vermek amacıyla kullanılan bakteri, virüs veya diğer patojen mikroorganizmaları içeren silahlardır. Bu tür silahlar biyolojik ajanlar aracılığıyla hastalık yayarak geniş çapta zarara neden olabilirler.

KBRN uzmanları, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditlerle ilgili olaylarda görev alır. Bu uzmanlar, olay yerinde ilk müdahale yapar, ölçüm yapar, numune alır ve dekontaminasyon işlemlerini gerçekleştirirler.

Sarin gazı ise aşırı zehirli bir sinir gazıdır. Vücuttaki sinir sistemini etkileyerek felce ve ölüme neden olabilir. Bu gazın zehirli etkilerinden kurtulmak için atropin, biperiden ve pralidoxime gibi panzehirler kullanılabilir.

Sinir ajanlarının etkileri arasında ağız ve burun akıntısı, solunum güçlüğü, görme bulanıklığı, kaslarda seğirme, bulantı ve kusma gibi belirtiler bulunabilir. Bu tür ajanlara maruz kalmış kişilerde hızlı bir şekilde tıbbi müdahale gerekebilir.