Biyoloji bir sosyal bilim değil, tam tersine bir fen bilimidir. Sosyal bilimler, insan sosyal davranışlarını, toplumları, kültürleri incelerken; fen bilimleri ise doğadaki olayları, canlıları, fenomenleri araştırır. Biyoloji, yaşamı, canlı organizmaları inceleyen bir bilim dalıdır ve genellikle kimya, fizik, matematik gibi fen bilimleriyle ilişkilidir.

Robert Owen, pamuk işletmeciliğinin yanı sıra sosyalist ve reformcu kimliğiyle de tanınan bir kişidir. Ancak sosyal bilimci olarak kabul edilmesi yerine daha çok sosyalist bir figür olarak hatırlanmaktadır.

Kimya, pozitif bilimler kategorisine giren bir bilim dalıdır. Pozitif bilimler, somut verilere ve deneysel sonuçlara dayanan bilimler olarak tanımlanır. Kimyanın deneysel ve gözleme dayalı bir bilim olması, onu pozitif bilimler arasında konumlandırır.

Sosyal bilimlerin kurucusu olarak kabul edilen isimlerden biri İbn Haldun'dur. İbn Haldun, sosyal bilimlerin temelini atan ve bu alanda önemli katkılar sağlayan bir düşünür olarak bilinir.

Bilim dalları arasında en önemlinin hangisi olduğu tartışmaya açık bir konudur. Tüm bilim dallarının kendine özgü bir önemi ve katkısı vardır. Ancak genellikle matematik, fizik, astronomi gibi disiplinler evrenin yapısını anlamamıza ve teknolojik gelişmelere önemli katkılarda bulundukları için önemli olarak kabul edilir.

Biyoloji diğer bilim dallarıyla sıkı bir ilişki içerisindedir. Biyoloji, canlı organizmaların yapılarını, işleyişlerini ve evrimlerini incelerken kimya, fizik, matematik, coğrafya, psikoloji gibi alanlardan da faydalanır. Örneğin biyokimya, biyofizik, ekoloji gibi alt disiplinler biyoloji ile diğer bilim dallarının kesişim noktalarında yer alır.

Sosyal bilimciler toplumda rol alan bir katılımcı gibi davranır. Toplumda yaşanan süreçleri analiz eder, bilgi üretir, ve bu bilgileri toplumun kalkınması ve refahı için kullanır. Sosyal bilimciler, toplumda değişim yaratan, farkındalık oluşturan ve sorunlara çözüm getiren kişiler olarak önemli bir rol oynarlar.

Pozitif bilimler, deneysel verilere ve somut gerçekliklere dayanan bilimlerdir. Matematik, fizik, kimya gibi sayısal ve deneysel verilerle çalışan disiplinler pozitif bilimler kapsamına girerken, sosyoloji, psikoloji gibi daha soyut kavramlarla ilgilenen alanlar bu kapsamın dışında kalabilir.

Felsefe ve bilim arasındaki temel farklardan biri, bilimin genellikle deneysel verilere dayanması ve somut sonuçlar üretmesine karşın, felsefenin daha çok mantıksal ve aksiyomlara dayalı olmasıdır. Bilim belirli disiplinlere özgü konuları araştırırken, felsefe geniş bir perspektiften konuları ele alır ve bütünsel bir bakış açısına sahiptir.

Sosyal bilimler, insan toplumlarının ve sosyal ilişkilerin incelenmesiyle oluşmuş bir alan olarak kabul edilir. Sosyal bilimler, antropoloji, sosyoloji, psikoloji gibi disiplinlerin etkileşimi ve gelişimi sonucunda ortaya çıkmıştır. Alfred Adler, sosyal psikolojinin gelişmesinde etkili olan düşünürlerden biridir.

Sosyal Bilimler Liseleri genellikle sözel alanlara odaklanan okullardır. Bu liselerde sosyal bilimler, edebiyat, tarih, felsefe gibi dersler ön plandadır. Öğrencilerin sosyal ve insani alanlara ilgi duyan, analitik düşünme yetenekleri gelişmiş öğrenciler olması beklenir.