Borçlunun temerrüdünün genel sonuçlarından olan kazadan dolayı sorumluluk kime aittir konusu oldukça önemli bir mevzuattır.
Borçlar Kanunu m.102/2'ye göre, borçlunun ifa imkansızlığı durumunda temerrüt sorumluluğundan kurtulabileceği belirtilmiştir. Eğer borcun ifası imkansız hale gelmişse, temerrüt hükümleri uygulanmaz. Ancak, temerrütten sonra borcun imkansız hale gelmesi durumunda ise, borçlu temerrüt sorumluluğuna tabi olabilir. Bu durumda borçlunun kusur etmemiş olması, söz konusu sorumluluktan kurtulmasını sağlayabilir.

Konusu imkansız olan bir sözleşmenin yaptırımı ise butlan sebebiyle hükümsüzlüktür. Borçlar Kanunu'nun 27. maddesine göre, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Yani, bu tür bir sözleşme hukuken geçersiz sayılır.

Sözleşmesel sorumluluk, bir kişinin genel hukuki ödevini ihlali veya sözleşmeye aykırı davranışından kaynaklanan sorumluluktur. Dolayısıyla, bir kişinin haksız fiil veya sözleşme ihlali nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumlu tutulması sözleşmesel sorumluluğa örnek olarak gösterilebilir.

Borçlu temerrüdünün sonuçlarından biri olan kusur, aynı ifa ve gecikme tazminatı taleplerinde etkilidir. Yani, borçlu temerrüde düştüğünde kusurlu davrandığı takdirde sorumluluktan kurtulması daha zor olabilir. Ancak, borçlunun kusursuz olduğunu ispatlaması durumunda sorumluluktan kurtulabilir.

İmkânsızlık durumunda sözleşmenin geçerliliğini etkileyen durumlar arasında, alacaklının kısmi ifaya razı olması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması gibi durumlar vardır. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda tam imkânsızlık hükümleri uygulanabilir.

Edimin ifasının imkansız hale gelmesi durumunda, iş akdinin konusunun sözleşme yapıldığı sırada imkansız olduğu durumda, sözleşmenin geçersiz olabileceği belirtilmektedir. İş sözleşmeleri genellikle karşılıklı iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdir, bu yüzden imkansızlık durumu sözleşmeyi etkileyebilir.

Sorumsuzluk anlaşması ise, ileride olası bir tazminat alacağının doğmasını engellemek amacıyla, sorumluluğun doğmasından önce taraflar arasında yapılan anlaşmayı ifade eder. Bu tür anlaşmalar sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde yapılabilir ve tarafların anlaşmaları geçerli olabilir.