haberci
Meraklı Üye
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "İran ve İsrail arasındaki bu çatışmalardan dersler çıkarıp, Türkiyede sessiz bir şekilde yürüyen barış ve çözüm iradesinin güçlü bir şekilde devam etmesini sağlamamız gerekiyor." dedi.
Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, İsrail ve İran arasında geçen hafta cuma günü başlayan ve hala devam eden karşılıklı saldırılar nedeniyle bölgenin kaderinin kökten değişebilecek bir noktaya geldiğini söyledi.
Uzaktan ve yapay zekayla yürütülen bir savaşın yaşandığını ifade eden Bakırhan, büyümesi halinde savaşın bölgede jeopolitik kırılmalara yol açabileceğini belirtti.
Suriyedeki göç ve ölümlerin artabileceği bir sürecin yaşanabileceğine dikkati çeken Bakırhan, bölgenin uzun süreli bir kaos, kriz ve çatışma süreci içerisine girebileceğine işaret etti.
Orta Doğunun tarihinin en büyük siyasi ve toplumsal depremini yaşayabileceği uyarısında bulunan Bakırhan, bu çatışmaların derhal bitmesi gerektiğini söyledi.
"Orta Doğu, artık kendisine yeni bir şekil, yeni bir yol arıyor"
Çatışmalar sorunları derinleştireceği için herkesi diyalog kurmaya ve müzakere masasına çağıran Bakırhan, "Hem İran hem de İsrail bu savaşı kendi tarihsel misyonlarının ve ideolojik meşruiyetlerinin bir testi olarak görmemelidir. Artık ne 100 yıl öncesinin ne de birkaç yıl öncesinin Orta Doğusunda yaşamak mümkün, Orta Doğu değişiyor. Orta Doğu, artık kendisine yeni bir şekil, yeni bir yol arıyor dolayısıyla bu yolu iyi algılamak, bu yola uygun yol ve yöntemler geliştirmek, Orta Doğudaki ülkelerin önündeki tek seçenektir. Olmaz denilen her şey oluyor, Yıkılmaz denilen rejimler bir anda çöküyor." değerlendirmesini yaptı.
Orta Doğuda çatışma, savaş, kaosun ritmi yükselirken Türkiyede çözüm ve barışın ritminin yükseltilmesi gerektiğini dile getiren Bakırhan, şunları kaydetti:
"İran ve İsrail arasındaki bu çatışmalardan dersler çıkarıp, Türkiyede sessiz bir şekilde yürüyen, barış ve çözüm iradesinin güçlü bir şekilde devam etmesini sağlamamız gerekiyor. Ateş çemberi ülkemizin etrafını sararken maceracı senaryolara yaslanmak doğru değil. Türkiye halklarının iç barışını sağlamak en güvenli yoldur. Daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha fazla özgürlük tek parolamızdır. Bölge ve Türkiye silahlarla, masa başı küresel planlamalarla değil, demokratik, eşit, ortak yaşamla ancak huzura kavuşabilir."
İran için "üçüncü yolun" tüm halkları eşit gören, farklı kimlikleri ve inançları tanıyan demokratik bir rejimden geçtiğini kaydeden Bakırhan, İsrailin de Orta Doğuyu istikrarsızlaştırma pozisyonundan bir an önce vazgeçmesi gerektiğini aktardı.
İsrailin güvenliğini başka ülkelere saldırarak sağlayamayacağını vurgulayan Bakırhan, "Güvenlik ne Demir Kubbede ne de füzelerdedir. Güvenlik barıştadır, huzurdadır, demokrasidedir." dedi.
"Barışın ve çözümün tatili olmaz"
Bakırhan, Terörsüz Türkiye çalışmalarının güçlenmesi için parti heyetiyle yakın zamanda İmralıyı ziyaret etmek için başvuruda bulunacaklarını bildirdi.
Orta Doğuyu "kor ateş sarmışken" zaman kaybetme lüksünün olmadığını dile getiren Bakırhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hala, komisyon kurulacak mı? Komisyon nasıl olacak? Demokratik adımlar atılacak mı, atılmayacak mı diye bekleyecek bir süreçte değiliz. Suriyeden, Iraktan, İrandan Ukraynaya kadar burnumuzun ucunda barut kokuları varken, ekonomi alarm seviyesi en üstteyken Meclis, tatili gündeminden çıkarmalı. Barış, çözüm ve demokrasi için 7 gün 24 saat çalışmalıdır. Böylesi tarihi kırılma döneminde barışın ve çözümün tatili olmaz. Zaman, tatile değil barışa kurma zamanıdır. Meclis, derhal Demokratik Toplum ve Barış Komisyonunu kurarak tarihi sorumluluğunu yerine getirmelidir. Bu komisyon, fikri ve tartışma kulübü biçiminde çalışmamalıdır, Genel Kurula yasa gönderen, sonuç alıcı bir yapıda çalışmalıdır."
Bakırhan, herkesin "Kürtlerin onurunu, Türklerin gururunu koruma hassasiyetiyle" sürece yaklaşmasını istedi.
Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, İsrail ve İran arasında geçen hafta cuma günü başlayan ve hala devam eden karşılıklı saldırılar nedeniyle bölgenin kaderinin kökten değişebilecek bir noktaya geldiğini söyledi.
Uzaktan ve yapay zekayla yürütülen bir savaşın yaşandığını ifade eden Bakırhan, büyümesi halinde savaşın bölgede jeopolitik kırılmalara yol açabileceğini belirtti.
Suriyedeki göç ve ölümlerin artabileceği bir sürecin yaşanabileceğine dikkati çeken Bakırhan, bölgenin uzun süreli bir kaos, kriz ve çatışma süreci içerisine girebileceğine işaret etti.
Orta Doğunun tarihinin en büyük siyasi ve toplumsal depremini yaşayabileceği uyarısında bulunan Bakırhan, bu çatışmaların derhal bitmesi gerektiğini söyledi.
"Orta Doğu, artık kendisine yeni bir şekil, yeni bir yol arıyor"
Çatışmalar sorunları derinleştireceği için herkesi diyalog kurmaya ve müzakere masasına çağıran Bakırhan, "Hem İran hem de İsrail bu savaşı kendi tarihsel misyonlarının ve ideolojik meşruiyetlerinin bir testi olarak görmemelidir. Artık ne 100 yıl öncesinin ne de birkaç yıl öncesinin Orta Doğusunda yaşamak mümkün, Orta Doğu değişiyor. Orta Doğu, artık kendisine yeni bir şekil, yeni bir yol arıyor dolayısıyla bu yolu iyi algılamak, bu yola uygun yol ve yöntemler geliştirmek, Orta Doğudaki ülkelerin önündeki tek seçenektir. Olmaz denilen her şey oluyor, Yıkılmaz denilen rejimler bir anda çöküyor." değerlendirmesini yaptı.
Orta Doğuda çatışma, savaş, kaosun ritmi yükselirken Türkiyede çözüm ve barışın ritminin yükseltilmesi gerektiğini dile getiren Bakırhan, şunları kaydetti:
"İran ve İsrail arasındaki bu çatışmalardan dersler çıkarıp, Türkiyede sessiz bir şekilde yürüyen, barış ve çözüm iradesinin güçlü bir şekilde devam etmesini sağlamamız gerekiyor. Ateş çemberi ülkemizin etrafını sararken maceracı senaryolara yaslanmak doğru değil. Türkiye halklarının iç barışını sağlamak en güvenli yoldur. Daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha fazla özgürlük tek parolamızdır. Bölge ve Türkiye silahlarla, masa başı küresel planlamalarla değil, demokratik, eşit, ortak yaşamla ancak huzura kavuşabilir."
İran için "üçüncü yolun" tüm halkları eşit gören, farklı kimlikleri ve inançları tanıyan demokratik bir rejimden geçtiğini kaydeden Bakırhan, İsrailin de Orta Doğuyu istikrarsızlaştırma pozisyonundan bir an önce vazgeçmesi gerektiğini aktardı.
İsrailin güvenliğini başka ülkelere saldırarak sağlayamayacağını vurgulayan Bakırhan, "Güvenlik ne Demir Kubbede ne de füzelerdedir. Güvenlik barıştadır, huzurdadır, demokrasidedir." dedi.
"Barışın ve çözümün tatili olmaz"
Bakırhan, Terörsüz Türkiye çalışmalarının güçlenmesi için parti heyetiyle yakın zamanda İmralıyı ziyaret etmek için başvuruda bulunacaklarını bildirdi.
Orta Doğuyu "kor ateş sarmışken" zaman kaybetme lüksünün olmadığını dile getiren Bakırhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hala, komisyon kurulacak mı? Komisyon nasıl olacak? Demokratik adımlar atılacak mı, atılmayacak mı diye bekleyecek bir süreçte değiliz. Suriyeden, Iraktan, İrandan Ukraynaya kadar burnumuzun ucunda barut kokuları varken, ekonomi alarm seviyesi en üstteyken Meclis, tatili gündeminden çıkarmalı. Barış, çözüm ve demokrasi için 7 gün 24 saat çalışmalıdır. Böylesi tarihi kırılma döneminde barışın ve çözümün tatili olmaz. Zaman, tatile değil barışa kurma zamanıdır. Meclis, derhal Demokratik Toplum ve Barış Komisyonunu kurarak tarihi sorumluluğunu yerine getirmelidir. Bu komisyon, fikri ve tartışma kulübü biçiminde çalışmamalıdır, Genel Kurula yasa gönderen, sonuç alıcı bir yapıda çalışmalıdır."
Bakırhan, herkesin "Kürtlerin onurunu, Türklerin gururunu koruma hassasiyetiyle" sürece yaklaşmasını istedi.