haberci
Meraklı Üye
Doğu Anadolu Bölgesinin Su Kaynakları Hakkında data
Doğu Anadolunun Su Kaynakları
Günümüzde bile büyük bir hayranlıkla izlenen Urartu Krallığı'na ait baraj, gölet ve sulandırma kanalları, kendisinden daha sonra Doğu Anadolu Bölgesi'nde kurulan uygarlıkların söylencelerine ve türkülerine konu olmuştur Çünkü ne Eskiçağ ve Ortaçağ'da, ne de Yeniçağ'da hiçbir uygarlık Doğu Anadolu Bölgesi'nde Urartu Krallığı'nın yapmış olduğu kadar baraj, gölet ve sulama kanalı yapı etmiştir Bugüne değin saptadığımız fazla sayıdaki Urartu barajı, Doğu Anadolu Bölgesi'nde ırmaklar üstüne yapılan modern barajların ilk örneklerini yansıtmasının yanı sıra, 2800 yıllık baraj yapı tekniğinin tarihsel gelişimini göstermesi açısından da, koskocoman bir siklet taşımaktadır
Urartu Kralları'nın Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaptırdıkları fazla sayıdaki baraj, gölet ve sulama kanalları, Eskiçağ'da Hitit ve Assur Krallıkları'nın baraj ve sulandırma kanalı yapma geleneğini Pers, Hellenistik, Bizans, Ortaçağ ve Osmanlı Devleti dönemine taşımıştır Yani Anadolu'da sulamaya dayalı modern tarım kültürünün yaygınlaşmasında ve baraj yapma geleneğinin gelişmesinde, Urartu Uygarlığı fazla önemli bir köprü görevini üstlenmiştir Günümüzde Doğu Anadolu Bölgesi'nde Fırat ve Dicle ırmakları üzerine yaptırılan çağdaş barajların ilk örneklerini, 2700 sene önce Urartu Kralları kadar ufak dere ve dereler üstüne kurulan barajlar oluşturmaktadır
Doğu Anadolu Bölgesi'nin en varlıklı su kaynaklarından birini de, Van Ovası'nın doğusunu yarım ay şeklinde çevreleyen 3200 m yüksekliğindeki Erek Dağı oluşturmaktadır Urartu Krallığı döneminde Erek Dağı ve eteklerindeki su kaynakları üstünde toplam 14 adet gölet ve baraj yapılmıştır Yapılan gölet ve barajların hemen hepsi, Erek Dağı'nın batısından Van Gölü'ne kadar eğimli bir şekilde uzanan yaklaşık 150 km² genişliğindeki Van Ovası'nda yapılan tarımın su gereksinmesini karşılamaktadır Van Ovası epeyce bereketli topraklara sahip olmasına karşın, su yönünden fakirdir Yapılan barajların en eskisini, Urartu Krallığı'nın kurulmasından önceki döneme ait Bakraçlı ve Yıkıntı Barajları oluşturmaktadır Bakraçlı Barajı tahrip edilmesine karşın, Enkaz Barajının 152 m yüksekliğindeki duvarları yıkılmadan günümüze dek eşsiz biçimini korumuştur 30x30 cm büyüklüğündeki savağı, bugüne kadar bulunan baraj savaklarının en minik örneğini oluşturmaktadır Yalnızca baraj alanının içi toprak ile dolduğu için, son 80 yıldan beri tarla olarak kullanılmaktadır 1 km güneyinde bulunan Yoncatepe Kalesi ve nekropolleriyle birlikte Erken Demir Çağı'na tarihlenen Harabe Barajı, Urartu Barajlarının birincil prototipini yansıttığı için çok büyük bir siklet taşımaktadır Zivistan Köyü yakınlarındaki Azab Göleti, Kral İşpuini (MÖ830810) döneminde kurulmuştur ve Urartu göletlerinin bilinen birincil örneğini yansıtmaktadır Kevenli ve Yukarı Ömer Gölü, Aşağıda Ömer Gölü, Kilise Gölü ve Kadim Barajları, Urartu Kralı Menua (MÖ810786) döneminde yapılmıştır Rusa (Keşiş Göl) ve Köşebaşı Barajları ile Yakup, Kurubaş ve Sıhke Göletleri de, Kral IIRusa (MÖ685645) döneminde yapılmıştır Hatta yapılan baraj ve göletler Van Ovası'nın güney bölümünün su gereksinmesini karşılayamadığı için, Gürpınar Ovası'ndan Van Ovası'nın güneyindeki topraklarda yer alan meyve ve sebze bahçelerinin su gereksinmesini karşılayabilmek için 51 km uzunluğunda olan ünlü Menua (SemiramisŞamram) Kanalı yapılmıştır Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki öteki su kaynakları üstünde birbiriyle bağıntılı olarak bu değin fazla sulama tesisinin yapılmadığı görülmektedir Yani Doğu Anadolu Bölgesi'nde bu güne kadar bulunan Urartu sulama tesislerinin az daha beşte biri, Van Ovası'nın doğusunda yükselen Erek Dağı ve eteklerinde yer almaktadır Böylece anlaşılmaktadır ancak Urartu başkenti Tuşpa'nın (Van Kalesi) Van Ovası'nda kurulmasında, Erek Dağı ve eteklerindeki varlıklı su kaynakları da bir başka olumlu koşulu hazırlamıştır *
Doğu Anadolunun Su Kaynakları
Günümüzde bile büyük bir hayranlıkla izlenen Urartu Krallığı'na ait baraj, gölet ve sulandırma kanalları, kendisinden daha sonra Doğu Anadolu Bölgesi'nde kurulan uygarlıkların söylencelerine ve türkülerine konu olmuştur Çünkü ne Eskiçağ ve Ortaçağ'da, ne de Yeniçağ'da hiçbir uygarlık Doğu Anadolu Bölgesi'nde Urartu Krallığı'nın yapmış olduğu kadar baraj, gölet ve sulama kanalı yapı etmiştir Bugüne değin saptadığımız fazla sayıdaki Urartu barajı, Doğu Anadolu Bölgesi'nde ırmaklar üstüne yapılan modern barajların ilk örneklerini yansıtmasının yanı sıra, 2800 yıllık baraj yapı tekniğinin tarihsel gelişimini göstermesi açısından da, koskocoman bir siklet taşımaktadır
Urartu Kralları'nın Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaptırdıkları fazla sayıdaki baraj, gölet ve sulama kanalları, Eskiçağ'da Hitit ve Assur Krallıkları'nın baraj ve sulandırma kanalı yapma geleneğini Pers, Hellenistik, Bizans, Ortaçağ ve Osmanlı Devleti dönemine taşımıştır Yani Anadolu'da sulamaya dayalı modern tarım kültürünün yaygınlaşmasında ve baraj yapma geleneğinin gelişmesinde, Urartu Uygarlığı fazla önemli bir köprü görevini üstlenmiştir Günümüzde Doğu Anadolu Bölgesi'nde Fırat ve Dicle ırmakları üzerine yaptırılan çağdaş barajların ilk örneklerini, 2700 sene önce Urartu Kralları kadar ufak dere ve dereler üstüne kurulan barajlar oluşturmaktadır
Doğu Anadolu Bölgesi'nin en varlıklı su kaynaklarından birini de, Van Ovası'nın doğusunu yarım ay şeklinde çevreleyen 3200 m yüksekliğindeki Erek Dağı oluşturmaktadır Urartu Krallığı döneminde Erek Dağı ve eteklerindeki su kaynakları üstünde toplam 14 adet gölet ve baraj yapılmıştır Yapılan gölet ve barajların hemen hepsi, Erek Dağı'nın batısından Van Gölü'ne kadar eğimli bir şekilde uzanan yaklaşık 150 km² genişliğindeki Van Ovası'nda yapılan tarımın su gereksinmesini karşılamaktadır Van Ovası epeyce bereketli topraklara sahip olmasına karşın, su yönünden fakirdir Yapılan barajların en eskisini, Urartu Krallığı'nın kurulmasından önceki döneme ait Bakraçlı ve Yıkıntı Barajları oluşturmaktadır Bakraçlı Barajı tahrip edilmesine karşın, Enkaz Barajının 152 m yüksekliğindeki duvarları yıkılmadan günümüze dek eşsiz biçimini korumuştur 30x30 cm büyüklüğündeki savağı, bugüne kadar bulunan baraj savaklarının en minik örneğini oluşturmaktadır Yalnızca baraj alanının içi toprak ile dolduğu için, son 80 yıldan beri tarla olarak kullanılmaktadır 1 km güneyinde bulunan Yoncatepe Kalesi ve nekropolleriyle birlikte Erken Demir Çağı'na tarihlenen Harabe Barajı, Urartu Barajlarının birincil prototipini yansıttığı için çok büyük bir siklet taşımaktadır Zivistan Köyü yakınlarındaki Azab Göleti, Kral İşpuini (MÖ830810) döneminde kurulmuştur ve Urartu göletlerinin bilinen birincil örneğini yansıtmaktadır Kevenli ve Yukarı Ömer Gölü, Aşağıda Ömer Gölü, Kilise Gölü ve Kadim Barajları, Urartu Kralı Menua (MÖ810786) döneminde yapılmıştır Rusa (Keşiş Göl) ve Köşebaşı Barajları ile Yakup, Kurubaş ve Sıhke Göletleri de, Kral IIRusa (MÖ685645) döneminde yapılmıştır Hatta yapılan baraj ve göletler Van Ovası'nın güney bölümünün su gereksinmesini karşılayamadığı için, Gürpınar Ovası'ndan Van Ovası'nın güneyindeki topraklarda yer alan meyve ve sebze bahçelerinin su gereksinmesini karşılayabilmek için 51 km uzunluğunda olan ünlü Menua (SemiramisŞamram) Kanalı yapılmıştır Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki öteki su kaynakları üstünde birbiriyle bağıntılı olarak bu değin fazla sulama tesisinin yapılmadığı görülmektedir Yani Doğu Anadolu Bölgesi'nde bu güne kadar bulunan Urartu sulama tesislerinin az daha beşte biri, Van Ovası'nın doğusunda yükselen Erek Dağı ve eteklerinde yer almaktadır Böylece anlaşılmaktadır ancak Urartu başkenti Tuşpa'nın (Van Kalesi) Van Ovası'nda kurulmasında, Erek Dağı ve eteklerindeki varlıklı su kaynakları da bir başka olumlu koşulu hazırlamıştır *