haberci
Meraklı Üye
Dünyanın gözü bu taşlarda! Sadece Kayseri'de çıkıyor...
Yapısıyla diğer taşlardan farklı olan ve dünyada sadece Ağırnas'ta çıkan dorak taşı sayesinde yoğurtlar daha lezzetli ve uzun ömürlü oluyor.
Osmanlı Devleti'nde Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murad dönemlerinde baş mimar olan Mimar Sinan'ın doğduğu yer olan Ağırnas'ta çıkarılan dorak taşı; dünyada tek olma özelliğini taşıyor.
Babasından öğrendiği meslekle günümüzde sayılı dorak taşı ustasından biri olan Oğuz Ayata, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan Somut Olmayan Kültür Mirası Taşıyıcıları kimliğini aldı.
Asırlık ekipmanlarla sanatı devam ettirdiğini söyleyen Ayata,"Ağırnas taş işçiliğiyle bilinen, 'Baş Mimar' Mimar Sinan'ın doğduğu köydür. Dorak taşı işçiliğinde kendimi geliştirdim, yüzyıllardır kullanılan ekipmanlarla devam ettiriyorum. Elektrik malzemesi kullanmadan bu taşı yapmaya çalışıyorum. Yaklaşık 7-8 yıldır dorak taşı yapıyorum. Babamın çocukluğunda yaptığı evimizde bir dorak taşı vardı; onda yoğurt süzdürmek istedik. Babamla küçük bir taş getirdik. Babam yaparken ben şevkle izledim, çok hoşuma gitti. Yaparken videoya çektim ve sosyal medyada paylaştım. Dorak taşını bana babam öğretti, benim ustam babam Bekir Ayata'dır"dedi.
Tescil sürecini aktaran Ayata,"Yoğurt 2 bin 200 sene öncesinde Türk yemeği olarak kabul edilip görüldüğünden bu yana inanıyorum ki bu taş da kullanılıyordu. Çok eski bir tarihte kullanıldığı için günümüzde aktif kullanılmasına önem verdim. Bu sanatımızı canlı tutmaya çalışıyorum. Bu sanatı üzerime tescilletmek istedim. Yaptığımız bilinmiyordu, ben bilinsin istedim. O yüzden Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Somut Olmayan Kültür Mirası Taşıyıcıları için başvuruları yaptım ve kabul edildi. Ankara'ya heyete çağrıldım ve 3-4 tane örnek götürerek sundum. Heyetimiz bu sanatı uygun gördü ve bu kimliği kazandım. Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı olarak sanatımızı yapmaya devam edeceğim"şeklinde konuştu.
Sanatın kendisinden sonra da devam etmesini istediğini söyleyen Ayata,"Burada taşla ilgilendiğimi gören çocuklar tozuyor diye kaçıyor. Birkaç kişi de olsa benden sonra bu sanatı devam ettirmesini isterim. Çünkü çok önemli bir sanat, sadece köyümüzde olan bir sanat. Madeni de sadece bizim köyümüzde var, her yumuşak taştan olmuyor. Bu taş diğer yumuşak taşlardan çok farklı, yoğurda taşını, toprağını çıkartmıyor"ifadelerini kullandı.
Yapısıyla diğer taşlardan farklı olan ve dünyada sadece Ağırnas'ta çıkan dorak taşı sayesinde yoğurtlar daha lezzetli ve uzun ömürlü oluyor.
Osmanlı Devleti'nde Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murad dönemlerinde baş mimar olan Mimar Sinan'ın doğduğu yer olan Ağırnas'ta çıkarılan dorak taşı; dünyada tek olma özelliğini taşıyor.
Babasından öğrendiği meslekle günümüzde sayılı dorak taşı ustasından biri olan Oğuz Ayata, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan Somut Olmayan Kültür Mirası Taşıyıcıları kimliğini aldı.
Asırlık ekipmanlarla sanatı devam ettirdiğini söyleyen Ayata,"Ağırnas taş işçiliğiyle bilinen, 'Baş Mimar' Mimar Sinan'ın doğduğu köydür. Dorak taşı işçiliğinde kendimi geliştirdim, yüzyıllardır kullanılan ekipmanlarla devam ettiriyorum. Elektrik malzemesi kullanmadan bu taşı yapmaya çalışıyorum. Yaklaşık 7-8 yıldır dorak taşı yapıyorum. Babamın çocukluğunda yaptığı evimizde bir dorak taşı vardı; onda yoğurt süzdürmek istedik. Babamla küçük bir taş getirdik. Babam yaparken ben şevkle izledim, çok hoşuma gitti. Yaparken videoya çektim ve sosyal medyada paylaştım. Dorak taşını bana babam öğretti, benim ustam babam Bekir Ayata'dır"dedi.
Tescil sürecini aktaran Ayata,"Yoğurt 2 bin 200 sene öncesinde Türk yemeği olarak kabul edilip görüldüğünden bu yana inanıyorum ki bu taş da kullanılıyordu. Çok eski bir tarihte kullanıldığı için günümüzde aktif kullanılmasına önem verdim. Bu sanatımızı canlı tutmaya çalışıyorum. Bu sanatı üzerime tescilletmek istedim. Yaptığımız bilinmiyordu, ben bilinsin istedim. O yüzden Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Somut Olmayan Kültür Mirası Taşıyıcıları için başvuruları yaptım ve kabul edildi. Ankara'ya heyete çağrıldım ve 3-4 tane örnek götürerek sundum. Heyetimiz bu sanatı uygun gördü ve bu kimliği kazandım. Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı olarak sanatımızı yapmaya devam edeceğim"şeklinde konuştu.
Sanatın kendisinden sonra da devam etmesini istediğini söyleyen Ayata,"Burada taşla ilgilendiğimi gören çocuklar tozuyor diye kaçıyor. Birkaç kişi de olsa benden sonra bu sanatı devam ettirmesini isterim. Çünkü çok önemli bir sanat, sadece köyümüzde olan bir sanat. Madeni de sadece bizim köyümüzde var, her yumuşak taştan olmuyor. Bu taş diğer yumuşak taşlardan çok farklı, yoğurda taşını, toprağını çıkartmıyor"ifadelerini kullandı.
