Düşünce ve algı bozuklukları oldukça geniş bir konu alanını kapsar. Düşünce bozukluğu, genellikle psikiyatrik rahatsızlıkların bir semptomu olarak ortaya çıkan hatalı düşünme şeklini ifade eder. Düşüncelerin mantık kurallarına uymaması, tutarsız olması veya anlaşılamayacak şekilde dağınık olması gibi durumlar düşünce bozukluğuna örnek olarak gösterilebilir.

Beden algı bozukluğu ise bireylerin kendi bedenleriyle ilgili algılarının anormal şekilde bozulduğu durumları ifade eder. Beden algısı bozukluğu genetik faktörlerden kaynaklanabileceği gibi, yeme bozuklukları, obezite, depresyon gibi problemlerden de kaynaklanabilir. Bu durumda, bireyin vücudunu yanlış algılaması ve buna bağlı olarak kendi benlik saygısının etkilenmesi söz konusu olabilir.

Algılama bozuklukları ise görsel algı bozuklukları gibi farklı alanlarda kendini gösterebilir. Görsel algı bozuklukları arasında şekil-pozisyon algısındaki bozukluk, şekil-zemin algısındaki bozukluk ve uzaklık-derinlik-boyut algısındaki bozukluk sayılabilir. Bu tür bozukluklar genellikle çocukluk döneminde fark edilebilir ve uygun tedavi ile düzeltilebilir.

Düşünce yayılması, düşüncelerin yayıldığına inanma şeklinde ortaya çıkan bir algı bozukluğudur. Birey, düşüncelerinin herkes tarafından bilindiğine inanabilir ve bu sanrıya kapılabilir. Bu durum genellikle bir zihinsel hastalığın belirtisi olarak görülür ve uygun tedaviyle kontrol altına alınabilir.

Beden algı bozukluğunun tedavisi genellikle bilişsel davranışçı terapiler, EMDR gibi yöntemlerle yürütülebilir. Ayrıca ilaç tedavisi de gerekebilir. Tedavi süreci genellikle psikiyatrist ve psikolog eşliğinde belirlenir ve hastanın ihtiyaçlarına göre uygulanır.

Algıda sorunların ortaya çıkmasının farklı sebepleri olabilir. Kronik stres, uzun süreli stres altında kalmak beyni olumsuz etkileyebilir ve algıda düzensizliklere neden olabilir. Yoğun teknoloji kullanımı da zihinsel odaklanma problemlerine ve algı bozukluklarına yol açabilir.

Raydan çıkma veya çağrışım çözüklüğü, bir düşünceden diğerine anlamsal olarak beklenmedik bir şekilde geçiş yapma durumunu ifade eder. Konuşma sırasında bir fikirden diğerine geçerken anlam kaymaları meydana gelir ve konu akışı kopuk bir hal alabilir. Bu durum genellikle konuşma esnasında dikkat çekici olabilir ve düşünsel bağlantı eksikliği gösterebilir.