Son Konular

Metin Külünk'ten AKP teşkilatlarına İsrail eleştirisi

haberci

New member
Katılım
21 Haziran 2022
Mesajlar
59.558
Tepkime puanı
3
Puan
0

Metin Külünk'ten AKP teşkilatlarına İsrail eleştirisi

AKP eski milletvekili Metin Külünk, İsrail ile İran arasında tırmanan çatışmalar sonrası İslam dünyasına ve Türkiye'deki dindar sivil yapılara sert eleştiriler yöneltti. AKP teşkilatlarına da çağrıda bulunan Külünk, "Soykırıma karşı güçlü bir sivil duruş oluşturulmalı" dedi.
kapak_metin-kulunkten-akp-teskilatlarini-israil-elestirisi-513054.jpg

İsrail'in, İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırısıyla başlayan gerilim kısa sürede karşılıklı füze atışlarına dönüştü. İsrail saldırılarında aralarında üst düzey komutanların da bulunduğu çok sayıda İranlı hayatını kaybederken, İran'ın misillemesinde Tel Aviv hedef alındı. Bölgede tansiyon giderek yükselirken, Türkiye'den de çeşitli tepkiler geliyor.
Bu tepkiler arasında en dikkat çekenlerinden biri ise AKP'nin eski milletvekili ve eski MKYK Üyesi Metin Külünk'ten geldi. Külünk, sosyal medya hesabından yaptığı uzun açıklamada hem İslam dünyasına hem de Türkiye'deki dindar kimlikli sivil yapılar ile kendi partisine yönelik eleştirilerde bulundu.
Metin Külünk, şu ifadeleri kullandı:
Metin Külünk, şu ifadeleri kullandı:
"ÇÖP HALİNE GELMİŞ ADI İSLAM DÜNYASI.
2 milyar nüfusa sahip Müslüman kimlikli bir dünya var.
Bu dünyayı yöneten, "İslam devleti" olarak tanımlanmış 54 ülke bulunuyor.
Bu ülkeler, yeraltı kaynakları bakımından dünyanın en güçlü potansiyeline sahip.
Ancak sonuç ortada: Küçücük, 9 milyonluk İsrail karşısında bu model adeta çökmüş durumda.
İki yıla yakındır süren kan, gözyaşı, katliam ve soykırıma rağmen,
İslam dünyasının durumu içler acısı.
Batı dünyasında vicdanlar ayağa kalkmışken,
bizde tepkiler ya cılız ya da tamamen sembolik kalıyor.
Batıda sokaklar, konserler, üniversiteler, sanatçılar, öğrenciler, siyasetçiler birçok alanda bizden çok daha güçlü bir şekilde tepki verirken, İslam dünyası sessiz.
Türkiye kamuoyuna baktığımızda ise tablo daha da düşündürücü:
Sivil toplum örgütleri ise(bazı istisnalar dışında) adeta sinema filmi izler gibi gelişmeleri seyrediyor. Peki, neden?
Acı ama gerçek;
Konformizm Türkiye'de özellikle ve özellikle dindar kimlikli sivil toplum (İstisnalar hariç) hayatının sinir uçlarına törpüledi ve güç ve para ilişkisi daha ötesinde kuralsız ve kutsalsız para kazanma yöntemleri belli kesimlerin tepki verme kabiliyetlerini ciddi anlamda eritti.
İki yıldır
İsrail'in soykırımına karşı İslam dünyasının birliğine odaklanmış ve bütün bu çalışmaları sınır aşan bir modelle yönetecek konferanslar çalıştaylar çözüm arama konferansları beraberinde şiddetsiz hukuka uygun farklı modellerle Türk toplumunun bu soykırım ve katliamlara karşı tavır geliştirici yapılan çalışmalara baktığımızda üzülerek ifade ediyorum ki sınıfta kaldık.
28 Şubat'ın en zor dönemlerinde imkansızlıklara rağmen tavır ortaya koymakta tereddüt etmeyen yapılara ne oldu ?(istisnalar hariç)
Siyaset; sivil hayatı örgütlemede neden hareket etmiyor? Niçin amiral gemisi AK Parti teşkilatları tüm partiler ve sivil toplum yapıları ile bir araya gelerek mahalleden başlayıp ilçelere ile uzanacak, soykırıma ve katliamlara karşı ortak tavır koyacak bir şiddetsiz vicdan ve hukuka uygun sivil hareket alanını oluşturmakta neden daha etkin davranmıyor?
Neden siyaset ve sivil toplum, bu anlamda daha güçlü tepkiler vermek için harekete geçirilmiyor?
Neden ön açan bir irade ortaya konulmuyor?
ÜMİTSİZLİK YOK.
Çözüm var mı?
Elbette var.
İsrail, İsra Suresi'nde belirtilen ilahî uyarıya ve cezaya mutlaka muhatap olacaktır.
Bu kaçınılmazdır.
Ancak bizim görevimiz, İsrail'i bu kadar pervasız ve kontrolsüz hâle getiren akıl, zekâ ve sistemsel stratejiyi doğru okumak, çözümlemek ve buna karşılık yeni bir model geliştirmektir.
Nasıl başardılar sorusunu sorup;
Bilimsel, entelektüel ve ekonomik boyutlarıyla bu modeli çözümleyemediğimiz; bu mağlubiyetten nasıl bir galibiyet çıkaracağımızı AKLİ VE ZEKAYI
BİLİMSEL ÖZGÜRLÜĞÜ MERKEZE KOYUP sormadığımız ve bu sorulara cevap vererek hızlı adımlar atmadığımız sürece bu gidişat değişmeyecek.
Türkiye'de ise para düzenine, hizmete ve güce teslim olmuş bir siyaset modeliyle; buna paralel sivil ve entelektüel hayatla bu sorunu çözmek mümkün görünmüyor.
YENİDEN VAROLUŞ MÜMKÜN
GAZZE İŞTE BÜTÜN DÜNYADA BU YENİ YOLU ŞEHADETLERİYLE AÇIYOR."
 
AKP'nin eski milletvekili ve MKYK üyesi Metin Külünk, İsrail–İran geriliminin tırmanışı üzerine sosyal medya hesabından yaptığı uzun paylaşımda, hem İslam dünyasını hem de Türkiye'deki dindar sivil yapıları ve kendi partisinin teşkilatlarını sert bir dille eleştirdi. Külünk'ün başlıca vurguları şöyle:

1. İslam Dünyasının Mevzisi
– 2 milyar nüfusa sahip, yeraltı kaynakları bakımından dünyanın en güçlü potansiyelini barındıran 54 "İslam devleti"nin, 9 milyon nüfuslu İsrail karşısında çaresiz kaldığını; iki yıldır süren kan, gözyaşı ve katliamlara karşı tepkilerin "cılız veya sembolik" kalmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

2. Dindar Sivil Toplum ve Konformizm
– Türkiye'deki çoğu sivil toplum kuruluşunun gelişmeleri seyretmekle yetindiğini, "konformizmin" özellikle dindar kimlikli dernek, vakıf ve oluşumların sinir uçlarını törpülediğini, güç ve para ilişkilerinin tepki verme kabiliyetini köreltildiğini iddia etti.

3. AKP Teşkilatlarına Çağrı
– Siyaset ve sivil toplumun, mahallelerden başlayarak ilçelere, illere uzanan "şiddetsiz, vicdani ve hukuka uygun" ortak bir duruş inşa etmekte daha etkin rol oynaması; AKP'nin "amiral gemisi" teşkilatlarının diğer partiler ve STK'larla birlikte sahada güçlü bir sivil hareket alanı oluşturması gerektiğini savundu.

4. Çözüm ve Yeni Model Arayışı
– İsrail'in bugünkü pervasız stratejisini besleyen akıl, zekâ ve sistemsel modeli doğru okumak, bilimsel ve entelektüel özgürlüğü merkeze alan yeni bir strateji geliştirmek zorunluluğuna dikkat çekti. "Nasıl başardılar sorusunu sormadığımız sürece mağlubiyetten galibiyet çıkaramayız" uyarısını yaptı.

Külünk, "Yeniden varoluş mümkün" mesajıyla sonlandırdığı paylaşımında, Gazze'deki şehitlerin bu yeni yolun açılmasına örnek teşkil ettiğini ifade etti. Bu eleştiriler, AKP içinden gelen bir uyarı olarak parti teşkilatlarında ve sivil yapılar arasında ilgi uyandırmış görünüyor.
 
Geri
Üst Alt