MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'dan CHP'ye çağrı: Bundan sonra...

Katılım
21 Haziran 2022
Mesajlar
125.116
Tepkime puanı
4
Puan
38
Credits
1.229.684
semih-yalcin-sudm_cover.jpg


MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, yolsuzluk soruşturması kapsamında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Yalçın, "Bugünden itibaren, CHP'yi yaman bir demokrasi ve hukuk imtihanı beklemektedir. Bundan sonra CHP yönetiminden beklenen; soğukkanlı, serinkanlı, vakur ve demokrat bir tutum sergilemektir." ifadelerini kullandı.


Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Semih Yalçın, İBB BaşkanıEkrem İmamoğlu'nun gözaltına alınıp tutuklanmasıyla başlayan sürece ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yalçın, CHP yönetiminin, Türkiye'de seçimlerin yeni yapılmasına rağmen "durduk yerde bir seçim ve cumhurbaşkanı adaylığı meselesi" çıkardığını ve parti içindeki "dalgalanmaları körüklediğini" savundu.
Yaşananların CHP'deki iç kavgaların eseri olduğunu belirten Yalçın, "CHP'li belediyelerdeki yolsuzlukların araştırılmasını isteyenler, CHP'den şikâyetçi olanlar, aynı camianın mensuplarıdır." dedi.
İşte MHP'li Semih Yalçın'ın o açıklamaları:
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere, CHP'nin en büyük metropolümüzdeki belediyelerinde ayyuka çıkan hukuksuzluk ve yolsuzlukların araştırılması için bağımsız yargı erkinin devreye girmesi sonrasında, CHP yönetiminin sahneye koyduğu antidemokratik tiyatroyu millet olarak büyük bir ibret ve hayretle seyretmekteyiz.
Son gelişmeler karşısında üzerinde şüphe ve şaibe bulutlarının yoğunlaştığı CHP'de yönetim; vakur duruş gösterememiş, güya uğradığı haksızlığın üzerini gürültü ve kaosla örtmek istiyormuşçasına bir tutum takınmıştır.
CHP, usulet ve suhuletin hâkim olduğu bir politika ile karşılık vermek yerine, huşunet ve şiddeti tercih etmiştir.Sağduyu ve soğukkanlılık yerine, CHP'yi bir telaş ve vehim dalgası kaplamıştır.
CHP yönetimi; partiye dönük suçlama ve iddiaların varabileceği yeri hesaplamadan, peşinen şiddetli bir tepkisellik sergilemiştir.Partiyi bu derin açmaza, suçlamaların ve şaibelerin odağındaki CHP'li belediyeler tarafından atılan devasa yanlış adımlar sürüklemiştir.
CHP yönetimi de, Türkiye seçimlerini yeni yapmış ve millet icra görevini henüz vermişken, durduk yerde bir seçim ve cumhurbaşkanı adaylığı meselesi çıkararak parti içindeki dalgalanmaları körüklemiştir.
Yangından mal kaçırmak istercesine cumhurbaşkanı adayı tespitinde acele etmek, sadece parti üzerindeki vesayetin gölgesini koyulaştırmakla kalmamış, aynı zamanda derin şüpheleri CHP'nin üzerine çekmiştir.
CHP'nin üzerine vesayet gölgesi, belediyeler dâhil, bütün örgütlerine de şaibe ateşi düşmüştür.
Buna rağmen CHP, kendini temize çıkarmak ve seçmenlerinin hür iradesini vukufla temsil etmek söyle dursun, büsbütün vesayetin prangasına bağlanmaya çalışmıştır.
CHP yönetiminin acemiliklerinden, iş bilmezliklerinden siyasi toyluklarından bu partinin seçmeni de, üyesi de rahatsızdır.Her ağızlarını açtıklarında Türkiye'de hukukun siyasallaştığından, hukukun üstünlüğünü tesis etmek gerektiğinden söz eden CHP sözcüleri ise belediyelerinde yaşananlar karşısında çözümü sokakta, şiddet eyleminde aramaktadır.
CHP sözcüleri; parti büyük ve çetrefil sorunların anaforuna yuvarlanınca, sözün hüküm ve değerini bitirmiş, çözüm yollarını daha başından tüketmiştir.
CHP'nin geleneksel politika anlayışı öteden beri böyle değil midir?
CHP sözcülerinin İstanbul'daki belediyelerle ilgili yargının hukuki tasarrufları dolayısıyla iktidarı suçlaması da boşunadır.
Aslında CHP, kendi iç kavgalarının ceremesini çekmektedir.
CHP'li belediyelerdeki yolsuzlukların araştırılmasını isteyenler, CHP'den şikâyetçi olanlar, aynı camianın mensuplarıdır.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu acı gerçeği hasıraltı etmek istercesine topu taca atmakta, konuyla hiç ilgisi olmayanları iftira ve itham bombardımanına tutmaktadır.
Özel; hukuk önünde hesap vermeyi değil, çatışarak kazanç sağlamayı tercih etmektedir.
CHP'yi acemice, beceriksizce yöneten Özgür Özel; partiye darbe yapıldığı bahanesiyle toplumsal barışa, halkın huzuruna darbe vurmaktadır.
Özel; belirsizlik ve karamsarlık atmosferi yaratarak hassas ekonomik dengeleri bozmak, belediyelerinin işlediği suçların acısını halktan çıkarmak niyetindedir.
CHP'nin başı; demokrasinin nimetlerinden yararlanmak dururken, gayrimeşru eylemi, sokağı, gerginliği, kavgayı yeğlemektedir.
Mahkemeleri adalete davet etmek, hukukun üstünlüğü ilkesinin takipçisi olmak dururken, kalabalıkları sokağa davet etmiştir.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in partilileri sokağa çağırması haklılığından değil, korkusundan ve kuşkusundandır.
Çünkü CHP'yi yönetenlerin abdestlerinden de namazlarından da şüphesi vardır.
Hain havfli olur.
Özgür Özel; haberlere konu olan yolsuzluk, rüşvet, iltimas, teröre dolaylı hizmet gibi partili belediyelere dönük iddiaların boşa çıkacağından emin değildir.
CHP'li belediyelerin aklanacağından şüphesi vardır.
Bu yüzden mızıkçılık etmekte, bunun için ayak diretmektedir.
Velhasıl CHP, bildiğiniz CHP'dir.
Kamuoyunda şu husus merak edilmektedir:
CHP sözcülerinin dillerinden düşürmediği demokrasinin nimetleri nereye gitmiştir?
CHP, çareyi Mecliste aramak yerine, niçin sokakları mesken edinmeye odaklanmıştır?
CHP, neden hukukun üstünlüğü prensibini rafa kaldırmıştır?
CHP, neden çözümü demokratik teamüllerde aramamaktadır?Bir yandan "Benim sevgili polisim!" diye sosyal medyada algı operasyonuna yeltenen CHP kafasının sokağa döktüğü küçük yığınların yurt çapında düzenledikleri kanunsuz eylemlerde, çok sayıda polis yaralanmıştır.
Milletimizin huzuru bilerek kaçırılmış, barış iklimi bilinçli olarak baltalanmıştır.
Özellikle güzide kentimiz İstanbul; CHP'nin şiddet yanlısı, antidemokrat, sorumsuz, düşüncesiz ve hazımsız politikaları yüzünden günlerdir diken üstündedir.
İstanbul halkının huzuruna kan ve şiddet doğranmıştır.
Milletimizin emniyeti ve huzuru için çırpınan fedakâr ve cefakâr Türk polisi, CHP yönetiminin kışkırtmalarıyla meydana gelen müessif olaylar sırasında marjinal gruplar tarafından hedef alınmıştır.
Uzunca bir süredir "Türkiye iyi olacak!" diyerek kitleleri kandırmaya yelten CHP'nin demokrat maskesi düşmüş; vesayetçi, müdahaleci, kavgacı ve kutuplaşmacı yüzü ortaya çıkmıştır.
CHP, fırsatçı marjinal gruplara teslim olmuştur.
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibinin tutuklanmasından sonra ise yeni bir durum ortaya çıkmıştır.
Bugünden itibaren, CHP'yi yaman bir demokrasi ve hukuk imtihanı beklemektedir.
Bundan sonra CHP yönetiminden beklenen; soğukkanlı, serinkanlı, vakur ve demokrat bir tutum sergilemektir.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin de vurguladığı üzere; CHP, yargı kararlarına saygılı olmak zorundadır.
CHP, her zaman yaptığı gibi; vesayeti, şiddeti, halkın huzurunu dinamitlemeyi, sokakları ateşe vermeyi mi sürdürecektir, yoksa sağduyuyu ve itidali mi tercih edecektir?
Hep birlikte göreceğiz.
MHP olarak, gelişmelerin takipçisi olacağız.
Demokrasimize hayat veren hassas dengelerin korunması, Cumhuriyet'imizin büyük birikiminin heba edilmemesi ve hukukun üstünlüğünün muhafazası konusundaki çabalarımızı sabırla sürdüreceğiz.
Unutulmamalıdır:
Başka Türkiye, başka Türkiye Cumhuriyeti yoktur.
Bütün siyasi partilere düşen görev; demokrasimiz ve Cumhuriyet'imizin ilelebet yaşatılması hususunda ilkeli, kararlı ve hepsinden de önemlisi sorumlu davranmaktır."

Haberler | Güncel Haberler | Son Dakika Haberler

 
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Semih Yalçın'ın yaptığı açıklamaları detaylı bir şekilde paylaştığınız için teşekkür ederim. Yalçın'ın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili olarak CHP'ye çağrıda bulunduğu mesajını aktardınız.

Açıklamada, Yalçın'ın CHP yönetimini eleştirdiği ve partide yaşanan iç kavgaların yolsuzluk iddialarıyla ilişkilendirildiğine vurgu yaptığı görülüyor. Ayrıca, CHP'nin tepkisel ve şiddetli bir tutum sergilediği belirtilmiş ve parti yönetiminin demokratik olmayan davranışlar sergilediği ifade edilmiş.

Yalçın, CHP'nin sokak düzeyinde mücadele etmek yerine hukuki yolları tercih etmesi gerektiği konusunda çağrıda bulunduğu da anlaşılıyor. Özellikle CHP'nin İstanbul belediyeleriyle ilgili yargının kararına saygı duyması gerektiği ve hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalması gerektiği belirtilmiş.

Açıklamanın son bölümlerinde ise MHP'nin demokrasi, hukukun üstünlüğü ve Cumhuriyet'in korunması konusundaki kararlılığı vurgulanmış. Partiler arasında sorumlu ve ilkeli davranılması gerektiğine vurgu yapılmış.

Yalçın'ın sözlerinden, MHP'nin CHP'yi demokrasi ve hukuk konusunda daha vakur ve soğukkanlı olmaya çağırdığı ve gelişmeleri dikkatle takip edeceklerini belirttiği anlaşılıyor. Ayrıca, Türkiye'nin demokrasisi ve hukukunun korunması adına hassasiyetle çalışacaklarını dile getirdiği görülüyor.

Bu ayrıntılı açıklamaları bana aktardığınız için teşekkür ederim. Sizin görüş ve yorumlarınızı almak isterim.
 

Benzer Konular

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, siyasetin sokaklarda değil, meydanlarda yapıldığını vurgulayarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e sert sözlerle yüklendi. Yalçın, Özel'in hukukun üstünlüğüne inanması gerektiğini ve adaleti taşla, sopayla değil yargıya güvenerek araması gerektiğini...
Cevaplar
0
Görüntüleme
10
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, CHP'nin boykot çağrılarının başarısız olduğunu ve milletin bu çağrılara itibar etmediğini belirterek, Özgür Özel’in Ekrem İmamoğlu’nun vesayeti altında hareket ettiğini savundu. CHP’yi siyasi istikrarsızlık yaratmakla suçlayan Yalçın, partinin iktidara...
Cevaplar
1
Görüntüleme
38
MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, CHP'yi 'Terörsüz Türkiye hedefi'nde görüşünü netleştirmemekle eleştirerek "'Bağımsız kürdistan' konusunda tavrını net olarak ortaya koymadan, kendileriyle bu meseleyle alakalı herhangi bir temasımız olmayacak" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail...
Cevaplar
1
Görüntüleme
36
  1. Konular

    1. 1.281.104
  2. Mesajlar

    1. 1.678.453
  3. Kullanıcılar

    1. 31.753
  4. Son üye

Geri
Üst Alt