Mülk Suresi (الملك, Mülk Suresi, Hükümranlık Suresi)

haberci

Efsanevi Üye
Katılım
21 Haziran 2022
Mesajlar
121.431
Tepkime puanı
4
Puan
0
Credits
1.148.908
Mülk Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 67. suresi olup, Mekke döneminde inmiştir. Toplam 30 ayetten oluşan bu sure, Allah'ın kudretini ve yaratılışın hikmetini vurgular. Mülk Suresi, gece yatmadan önce okunması tavsiye edilen surelerden biridir ve kişinin kabir azabından korunmasına vesile olacağına inanılır.

Mülk Suresi Arapça Yazılışı

تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ
الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا مَا تَرَى فِي خَلْقِ الرَّحْمَٰنِ مِن تَفَاوُتٍ فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرَىٰ مِن فُطُورٍ
ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنقَلِبْ إِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِئًا وَهُوَ حَسِيرٌ
وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِّلشَّيَاطِينِ وَأَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ السَّعِيرِ
وَلِلَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ
إِذَا أُلْقُوا فِيهَا سَمِعُوا لَهَا شَهِيقًا وَهِيَ تَفُورُ
تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ كُلَّمَا أُلْقِيَ فِيهَا فَوْجٌ سَأَلَهُمْ خَزَنَتُهَا أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذِيرٌ
قَالُوا بَلَىٰ قَدْ جَاءَنَا نَذِيرٌ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ اللَّهُ مِن شَيْءٍ إِنْ أَنتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ كَبِيرٍ
وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِ
فَاعْتَرَفُوا بِذَنبِهِمْ فَسُحْقًا لِّأَصْحَابِ السَّعِيرِ
إِنَّ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِالْغَيْبِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ
وَأَسِرُّوا قَوْلَكُمْ أَوِ اجْهَرُوا بِهِ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ
هُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ ذَلُولًا فَامْشُوا فِي مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا مِن رِّزْقِهِ وَإِلَيْهِ النُّشُورُ
أَأَمِنتُم مَّن فِي السَّمَاءِ أَن يَخْسِفَ بِكُمُ الْأَرْضَ فَإِذَا هِيَ تَمُورُ
أَمْ أَمِنتُم مَّن فِي السَّمَاءِ أَن يُرْسِلَ عَلَيْكُمْ حَاصِبًا فَسَتَعْلَمُونَ كَيْفَ نَذِيرِ
وَلَقَدْ كَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ
أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَى الطَّيْرِ فَوْقَهُمْ صَافَّاتٍ وَيَقْبِضْنَ مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا الرَّحْمَٰنُ إِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ بَصِيرٌ
أَمَّنْ هَٰذَا الَّذِي هُوَ جُندٌ لَّكُمْ يَنصُرُكُم مِّن دُونِ الرَّحْمَٰنِ إِنِ الْكَافِرُونَ إِلَّا فِي غُرُورٍ
أَمَّنْ هَٰذَا الَّذِي يَرْزُقُكُمْ إِنْ أَمْسَكَ رِزْقَهُ بَل لَّجُّوا فِي عُتُوٍّ وَنُفُورٍ
أَفَمَن يَمْشِي مُكِبًّا عَلَىٰ وَجْهِهِ أَهْدَىٰ أَمَّن يَمْشِي سَوِيًّا عَلَىٰ صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
قُلْ هُوَ الَّذِي أَنشَأَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَّا تَشْكُرُونَ
قُلْ هُوَ الَّذِي ذَرَأَكُمْ فِي الْأَرْضِ وَإِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا الْوَعْدُ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
قُلْ إِنَّمَا الْعِلْمُ عِندَ اللَّهِ وَإِنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُّبِينٌ
فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيئَتْ وُجُوهُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَقِيلَ هَٰذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تَدَّعُونَ
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَهْلَكَنِيَ اللَّهُ وَمَن مَّعِيَ أَوْ رَحِمَنَا فَمَن يُجِيرُ الْكَافِرِينَ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ
قُلْ هُوَ الرَّحْمَٰنُ آمَنَّا بِهِ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَاؤُكُمْ غَوْرًا فَمَن يَأْتِيكُم بِمَاءٍ مَّعِينٍ

Mülk Suresi Türkçe Okunuşu

Tebâreke-llezî biyedihil-mulku ve huve alâ kulli şey'in kadîr.
Ellezi halekal-mevte vel-hayâte li-yebluvekum eyyukum ahsenu amela ve huvel azîzul gafûr.
Ellezi haleka seb'a semâvâtin tibâkan mâ terâ fî halqir-rahmâni min tefâvut, ferci'il basara hel terâ min fûtûr.
Sümme-rci'il basara kerrateyni yenkalib ileykel basaru hâsi'en ve huve hasîr.
Ve lekad zeyyennes-semâed-dünyâ bimasâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş-şeyâtîni ve a'tednâ lehum azâbes-saîr.
Ve lillezîne keferû birabbihim azâbu cehennem ve bi'sel mesîr.
İzâ ulkû fîhâ semi'û lehâ şehîkan ve hiye tefûr.
Tekâdu temeyyezu minel-gayz, kullemâ ulkıye fîhâ fevcun se'elehum hazenetuhâ elem ye'tikum nezîr.
Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in in entum illâ fî dalâlin kebîr.
Ve kâlû lev kunnâ nesme'u ev na'kilu mâ kunnâ fî ashâbis-saîr.
Fe'terefû bi zenbihim fesuhkâ li ashâbis-saîr.
İnnellezîne yahşevne rabbehum bil-gaybi lehum magfiratun ve ecrun kebîr.
Ve esirrû kavlekum evic'herû bih, innehu alîmun bi zâtis-sudûr.
Elâ ya'lemu men halaka ve huvel latîful habîr.
Huvvellezî ceale lekumul arda zelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû min rizkihi ve ileyhin-nuşûr.
E emintum men fîs-semâi en yahsife bikumul arda fe izâ hiye temûr.
E emintum men fîs-semâi en yursile aleykum hâsiben fe setâ'lemûne keyfe nezîr.
Ve lekad kezzebel-lezîne min kablihim fe keyfe kâne nekîr.
E ve lem yerav ilat-tayri fevkahum sâffâtin ve yakbidn, mâ yumsikuhunne iller-rahmân, innehu bi kulli şey'in basîr.
Emmen hâzellezî huve cundun lekum yansurukum min dûnir-rahmân, inilkâfirûne illâ fî gurûr.
Emmen hâzellezî yerzukukum in emseke rizkah, bellaccû fî utuvvîn ve nüfûr.
E fe men yemşî mukibben alâ vechihi ehdâ emmen yemşî seviyyen alâ sırâtin müstakîm.
Kul huvellezî enşeekum ve ceale lekumus-sem'a vel-absâra vel-ef'ideh, kalîlen mâ teşkurûn.
Kul huvellezî zerâekum fîl ardi ve ileyhi tuhşerûn.
Ve yekûlûne metâ hâzâl va'du in kuntum sâdikîn.
Kul innemel-ilmu indallâhi ve innemâ ene nezîrun mubîn.
Fe lemmâ reavhu zulfeten sûiet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzellezî kuntum bih tedde'ûn.
Kul ereeytum in ehlekeniyallâhu ve men ma'î ev rahimenâ femen yucîrul kâfirîne min azâbin elîm.
Kul huver-rahmânu âmennâ bihî ve aleyhi tevekkelna fe setâ'lemûne men huve fî dalâlin mubîn.
Kul ereeytum in asbaha mâukum gavran femen ye'tîkum bimâin me'în.

Mülk Suresi Anlamı (Meali)

1. Mutlak hükümranlık elinde olan Allah yücedir ve O, her şeye kadirdir.
2. Hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.
3. Yedi kat göğü birbiriyle uyumlu olarak yaratan O'dur. Rahman'ın yaratışında bir düzensizlik göremezsin. Gözünü çevir de bak, bir bozukluk görebilir misin?
4. Sonra gözünü tekrar tekrar çevir bak; göz, umduğunu bulamayıp yorgun ve bitkin halde sana dönecektir.
5. Andolsun, biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve onları şeytanlar için taşlayıcı yaptık. Onlar için alevli ateş azabını hazırladık.
6. Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. O, ne kötü bir dönüş yeridir!
7. Oraya atıldıklarında onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.
8. Neredeyse öfkesinden çatlayacak. Oraya her bir topluluk atıldığında, bekçileri onlara, "Size bir uyarıcı gelmedi mi?" diye sorar.
9. Onlar, "Evet, bize bir uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve 'Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' dedik" derler.
10. Ve derler ki: "Eğer biz dinleseydik veya akletseydik, alevli ateşin halkı arasında olmazdık."
11. Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateş halkı (Allah'ın rahmetinden) uzak olsun!
12. Görmedikleri halde Rablerinden korkanlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
13. Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; şüphesiz O, sinelerin özünü bilir.
14. Yaratan bilmez mi? O, Latîf'tir (en ince işleri görüp bilendir), Habîr'dir (her şeyden haberdardır).
15. Yeryüzünü sizin için boyun eğdiren O'dur. Şu halde onun omuzlarında yürüyün ve Allah'ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O'nadır.
16. Gökte olanın sizi yerin dibine geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman yer sarsıldıkça sarsılır.
17. Yoksa gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden emin misiniz? O zaman benim uyarımın nasıl olduğunu bilirsiniz.
18. Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Ama benim inkârım nasıl olmuştu!
19. Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmıyorlar mı? Onları Rahman'dan başkası tutmuyor. Şüphesiz O, her şeyi görendir.
20. Rahman'dan başka size yardım edecek kim var? Kâfirler ancak aldanış içindedirler.
21. Allah, rızkını kesiverse, size kim rızık verebilir? Ama onlar azgınlık ve nefrette ısrar ediyorlar.
22. Yüzüstü kapanarak yürüyen mi, yoksa dosdoğru yolda düzgün yürüyen mi daha iyi yol alır?
23. De ki: "Sizi yaratan ve size işitme, görme ve gönüller veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz!"
24. De ki: "Sizi yeryüzünde yaygın hale getiren O'dur ve O'na toplanacaksınız."
25. "Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu vaat ne zaman gerçekleşecek?" derler.
26. De ki: "Bilgi ancak Allah katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım."
27. Onu yakından gördüklerinde, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, "İşte bu, sizin isteyip durduğunuz şeydir" denir.
28. De ki: "Allah beni ve yanımdakileri helâk etse veya bize merhamet etse, inkârcıları acı azaptan kim kurtarabilir?"
29. De ki: "O, Rahman'dır. Biz O'na iman ettik ve O'na güvendik. Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz."
30. De ki: "Suyunuz çekiliverse, size kim bir akar su getirebilir?"
 

Nas Suresi (النَّاس, En-Nâs, İnsanlar)

Bakara Suresi (البقرة, El-Bakara, İnek Suresi)

  1. Konular

    1. 1.277.343
  2. Mesajlar

    1. 1.674.594
  3. Kullanıcılar

    1. 31.341
  4. Son üye

Geri
Üst Alt