Şeker hastalığının yan etkileri, vücutta yüksek kan şekeri seviyelerinin neden olduğu çeşitli belirtilerle ortaya çıkabilir. Bu belirtiler şunlardır:

1. Halsizlik ve Yorgunluk Hissi: Sürekli yorgun hissetme, halsizlik ve enerji eksikliği yaşanabilir.

2. Hızlı ve İstemsiz Kilo Kaybı: Kontrolsüz kan şekeri seviyeleri, hızlı ve istenmeyen kilo kaybına neden olabilir.

3. Bulanık Görme: Yüksek kan şekeri, göz lensinde değişikliklere yol açarak bulanık görme sorunlarına neden olabilir.

4. Ayaklarda Uyuşma ve Karıncalanma: Sinir hasarına bağlı olarak ayaklarda uyuşma, karıncalanma veya hissizlik hissedilebilir.

5. Yaraların Normalden Daha Geç İyileşmesi: Yüksek kan şekeri seviyeleri dolaşımı ve bağışıklık sistemini etkileyerek yaraların iyileşme sürecini uzatabilir.

6. Ciltte Kuruluk ve Kaşıntı: Şeker hastalığı ciltte kuruluk, kaşıntı ve deri enfeksiyonlarına yol açabilir.

7. Ağızda Aseton Benzeri Koku: Yüksek kan şekeri seviyeleri, vücutta aseton üretimine neden olabilir ve bu durum ağızda belirgin bir koku oluşumuna yol açabilir.

İnsülin tedavisinin komplikasyonları arasında en önemli risk hipoglisemidir. Kan şekeri düştüğünde (50 ml/dl'nin altına indiğinde) hipoglisemi meydana gelir. Daha fazla fiziksel aktivite veya egzersiz yapılması durumunda da hipoglisemi riski artabilir.

Tip 1 diyabetin belirtileri şunlar olabilir:

1. Şiddetli Susuzluk ve Sık Sık İdrara Çıkma: Yüksek kan şekeri seviyeleri böbreklerde daha fazla suyun tutulmasına ve sık sık idrara çıkma ihtiyacına neden olabilir.

2. Kilo Kaybı: Kontrolsüz kan şekeri seviyeleri nedeniyle istemsiz kilo kaybı yaşanabilir.

3. Kaslarda Güçsüzlük: Vücudun enerjiye erişiminde sorun yaşanması kas güçsüzlüğüne yol açabilir.

4. Yorgunluk ve Bitkinlik: Sürekli yorgun hissetme, bitkinlik ve enerji eksikliği görülebilir.

5. Yaraların Zor İyileşmesi: Kan dolaşımının bozulması nedeniyle yaraların iyileşme süreci uzayabilir.

6. Kuru Cilt ve Görme Bozukluğu: Şeker hastalığının ciltte kuruluk ve gözlerde görme bozukluklarına neden olabileceği bilinmektedir.

Şeker hastalığının vücuda zarar vermesi durumunda yüksek kan şekeri seviyeleri vücut dokusunda enfeksiyon riskini artırabilir. Özellikle mesane, böbrekler, vajina, diş etleri, ayaklar ve cilt gibi bölgelerde enfeksiyonlar daha hızlı ortaya çıkabilir.

Asidoz koma, laktik asidoz koması olarak da bilinen ve çok tehlikeli bir koma türüdür. Tanısının konması ve tedavisinin yapılması oldukça zor olabilir. Laktik asidoz koma tanısı, kandaki laktat düzeyinin 5 mEq/l'nin üzerinde olması ile konulur ve genellikle solunum problemleri, bilinç bozuklukları, karın ağrısı, bulantı ve koma gibi belirtiler gösterir.

Diyabet hastalarında perioperatif dönemde hiperglisemi, inme, sepsis, ventilasyon sorunları, yoğun bakım süresinin uzaması, akut böbrek hasarı riski, yara enfeksiyonları ve mortalite riskini artırabilir.

İnsülin tedavisinin endikasyonları arasında kan şekeri seviyelerinin kontrol altına alınamadığı durumlarda, pankreas ve karaciğerin glikoz salgılamasını düzenlemekte zorlanıldığında ek insülin tedavisine ihtiyaç duyulabilir.