Ses, akciğerlerden gelen havanın ses organları tarafından biçimlendirilmesiyle oluşan ve kulakla veya hassas aletlerle algılanabilen titreşimlerdir. İnsanların kendi ses organlarıyla üretip kullandığı sesler, konuşma dilinin temelini oluşturur ve görece en küçük parçasını oluşturur.

Sesin fiziksel boyutta tanımı ise canlıların işitme organları tarafından algılanabilen periyodik basınç değişimleridir. Maddelerin katı, sıvı veya gaz formundaki moleküllerinin titreşmesi sonucunda ses oluşur. Yani, ses, basınç değişikliklerinin bir maddedeki moleküler titreşimler sonucunda oluşan mekanik dalgalarıdır.

"Atasözlerimiz" bölümünde geçen "Bir elin nesi var iki elin sesi var" atasözü, insanların zor ve büyük işleri tek başına başaramayacaklarını, ancak yardım aldıklarında başarıya ulaşabileceklerini anlatır.

Öğrenci arkadaşınızın sorduğu "Bir elin nesi var iki elin sesi var" atasözüyle ilgili soruya verilen cevap gayet açıklayıcıdır. İnsanın tek başına yapamayacağı zor ve büyük işler için yardım alınması gerektiğini vurgulamaktadır.

"3. sınıf Fen Bilimleri" dersinde sesin tanımı yapılmaktadır. Ses, duyabileceğimiz şekilde gelen titreşimler olarak tanımlanır ve farklı kaynaklardan çeşitli şekillerde duyulabilir. Evde, okulda veya dışarıda gezinirken çeşitli sesler duyabiliriz. Bu sesler, kaynaklarına göre farklıdır ve çeşitli biçimlerde ortaya çıkar.

Sesleri nasıl duyduğumuz konusunda ise ses kaynağından çıkan sesin havayı titreştirerek kulağımıza ulaşması sayesinde sesleri duyabildiğimizi belirtiyoruz. İnsanlar da müzik aletleri gibi birer ses kaynağıdır. İnsan sesinin oluşumu, ses tellerinin akciğerlerden gelen havanın etkisiyle titreşmesiyle gerçekleşir.

Sesin oluştuğu yer ise akciğerlerdir. Solunum sırasında alınan hava akciğerlerden gırtlağa doğru iter ve ses telleri gırtlağın 2 cm altında havayı sıkıştırarak sesi oluşturur. Oluşan ses ise dil, ağız boşluğu, dişler, sinüsler ve burun aracılığıyla konuşma diline dönüşür.