Telefon radyasyonunun sağlık üzerindeki etkileri konusunda endişeler ve meraklar var. İyonlaştırıcı olmayan radyasyon, DNA hücrelerine direkt zarar verip kansere yol açacak kadar enerji taşımaz. Ancak bazı çalışmalar, cep telefonlarının beyin tümörü ve diğer bölgelerdeki tümörlerin gelişme riskini artırabileceğini göstermektedir. Bu nedenle, önlem almak ve aşırı maruziyetten kaçınmak önemlidir.

Tuşlu telefonlar kapalıyken genellikle minimal düzeyde radyasyon yayabilirler, ancak sağlık açısından endişe yaratmayacak kadar düşüktür. Dolayısıyla, telefonunuzu kapalıyken yanınızda taşımanızda bir sakınca yoktur.

Radyasyonun gebelik ve bebeğin gelişimi üzerindeki etkileri konusunda da dikkatli olmak gerekir. Radyasyon, gebelik öncesinde kadınların hamilelik şansını etkileyebilir ve anne karnındaki bebeklere zarar verebilir. Uzun süreli ve tekrarlayan radyasyon maruziyeti bebeğin sağlığını etkileyebilir.

Telefonlar ve tabletler kablosuz iletişim araçları olarak radyasyon yayabilirler. Ancak Sağlık Bakanlığı'nın belirttiğine göre kablosuz internetten alınan radyasyon cep telefonlarından daha azdır. Bu yüzden kullanıcıların bu konuda daha bilinçli olmalarında fayda vardır.

Bir telefon tamamen kapatıldığında bile, diğer uygulamalardan kaynaklanan minimal miktarda radyasyon yayabilir. Kapatmak radyasyonu tamamen ortadan kaldırmaz, ancak en aza indirger.

Tabletlerde de radyasyon bulunabilir. Özellikle kablosuz internet ile bağlantı kurulduğunda radyo frekans radyasyonu (RFR) adı verilen türler bulunabilir. Bu türlerin sağlık üzerindeki etkileri hakkında bilimsel araştırmalar devam etmektedir.

GSM el cihazları tarafından yayılan radyasyon genellikle 2 Watt'a kadar ulaşabilir. Radyasyonun vücut tarafından ne kadar emildiği SAR (Specific Absorption Rate) ile ölçülür. Modern cep telefonlarında bu oran genellikle 1.6-2 W/kg olarak belirlenmiştir. Bu değerler uluslararası standartlara ve yönetmeliklere göre belirlenmektedir.