- Katılım
- 27 Aralık 2022
- Mesajlar
- 342.240
- Çözümler
- 4
- Tepkime puanı
- 650
- Puan
- 113
- Yaş
- 36
- Konum
- Adana
- Web sitesi
- forumsitesi.com.tr
- Credits
- 1.489
- Meslek
- Webmaster
Harika bir soru. Ticarette dürüstlük ve "kul hakkı" bilinci, İslam'ın sadece ekonomik değil, aynı zamanda ahlaki ve manevi temelini oluşturan en önemli prensiplerdendir. Bu iki kavramın neden bu kadar hayati olduğunu hem bireysel hem de toplumsal açıdan ele alalım.
İslam'a göre ticaret, sadece kar elde etme faaliyeti değildir. Doğru yapıldığında bir ibadet, yanlış yapıldığında ise en büyük günahların işlendiği bir imtihan alanıdır. Bu imtihanın merkezinde ise dürüstlük ve kul hakkı bilinci yer alır.
Dürüstlük, İslam'da ticaretin ruhudur. Bunun birkaç temel sebebi vardır:
Kul hakkı, İslam ahlakının en hassas ve en ciddi konusudur. Ticaret ise kul hakkı ihlallerinin en sık yaşandığı alanlardan biridir.
İslam'a göre ticaret, sadece kar elde etme faaliyeti değildir. Doğru yapıldığında bir ibadet, yanlış yapıldığında ise en büyük günahların işlendiği bir imtihan alanıdır. Bu imtihanın merkezinde ise dürüstlük ve kul hakkı bilinci yer alır.
Ticarette Dürüstlük: "El-Emin" Peygamber'in Mirası
Dürüstlük, İslam'da ticaretin ruhudur. Bunun birkaç temel sebebi vardır:
- İmanın Bir Gereğidir: Peygamber Efendimiz (s.a.v), peygamberlikten önce bile ticaretle uğraşmış ve doğruluğuyla tanınarak "Muhammedü'l-Emîn" (Güvenilir Muhammed) unvanını almıştır. O, dürüst tüccarı şu sözleriyle müjdelemiştir:
"Doğru sözlü ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddîklar (doğrular) ve şehitlerle beraberdir."Bu hadis, dürüst ticaretin ne kadar yüce bir mertebe olduğunu gösterir. Dürüstlük, imanın ticari hayattaki en net yansımasıdır. - Bereketin Anahtarıdır: Aldatma ve hile ile kazanılan para, kısa vadede çok gibi görünse de, içinde ilahi bir bereket taşımaz. Böyle bir kazanç ya hızla tükenir ya da sahibine huzur yerine bela getirir. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: "Alıcı ve satıcı doğru söyler ve (malın durumunu) açıkça ortaya koyarlarsa, alışverişleri bereketli olur. Fakat kusuru gizler ve yalan söylerlerse, alışverişlerinin bereketi yok olur." Dürüstlük, paranın kendisine değil, içindeki berekete talip olmaktır.
- Allah'ın Emridir: Kur'an-ı Kerim, ticarette hile yapmayı en büyük günahlardan sayar ve bu konuda özel bir surede (Mutaffifîn Suresi) uyarır:
"Yazıklar olsun ölçüde ve tartıda hile yapanlara! Onlar, insanlardan bir şey ölçüp aldıkları zaman tam ölçerler. Fakat kendileri onlara bir şey ölçüp yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar." (Mutaffifîn, 83/1-3)Bu ayetler, ticari ahlaksızlığın doğrudan ilahi bir gazap sebebi olduğunu gösterir.
"Kul Hakkı" Bilinci: Affı Mümkün Olmayan Sorumluluk
Kul hakkı, İslam ahlakının en hassas ve en ciddi konusudur. Ticaret ise kul hakkı ihlallerinin en sık yaşandığı alanlardan biridir.
- Kul Hakkı Nedir ve Neden Bu Kadar Ciddidir?Kul hakkı, bir insanın diğer insan üzerindeki hakkıdır. Allah, kendisine karşı işlenen birçok günahı (şirk hariç) dilerse affedebileceğini belirtir. Ancak kul hakkı ihlallerinde, Allah'ın affı, hakkı ihlal edilen kulun affetmesi şartına bağlanmıştır. Yani, bir tüccar müşterisini aldattığında, sadece Allah'a karşı değil, doğrudan o müşteriye karşı sorumlu olur. Bu hesabı dünyada helalleşerek kapatmazsa, ahiretteki "büyük mahkemede" kapatmak zorunda kalır.
Peygamberimiz'in "müflis" (iflas etmiş kişi) hadisi bu durumu çok net açıklar: Kıyamet gününde bir kişi dağlar gibi sevapla gelir, ancak dünyada birine sövmüş, birinin malını yemiş, birine iftira etmiştir. Hak sahipleri gelir, bu kişinin sevaplarından hakları oranında alırlar. Sevapları bitince, hak sahiplerinin günahları bu kişiye yüklenir ve sonunda cehenneme atılır. - Ticarette Kul Hakkı İhlalleri:
- Malın Kusurunu Gizlemek: Bozuk, defolu veya sahte bir malı, kusurunu söylemeden sağlam gibi satmak en yaygın kul hakkı ihlalidir.
- Aldatıcı Reklam ve Beyanlar: Ürünün sahip olmadığı özellikleri varmış gibi göstererek müşteriyi yanıltmak.
- Fırsatçılık ve Fahiş Fiyat: İnsanların zor durumundan veya bilgisizliğinden yararlanarak bir malı ederinin çok üzerinde bir fiyata satmak.
- Çalışanın Hakkını Vermemek: Yanında çalışan işçinin veya personelin maaşını zamanında ve tam olarak ödememek, sigortasını yapmamak veya ona kötü muamele etmek. Peygamberimiz, "İşçinin ücretini, alın teri kurumadan veriniz" buyurur.
- Borcunu Geciktirmek: Gücü yettiği halde, mal aldığı toptancının veya tedarikçinin borcunu keyfi olarak geciktirerek onu mağdur etmek.
- Bireysel Açıdan: Kişinin imanını korur, kazancına bereket katar, onu ahiretteki "iflas"tan kurtarır ve yaptığı işi bir ibadet mertebesine yükseltir.
- Toplumsal Açıdan: Toplumda güven ortamını tesis eder. Güvenin olduğu yerde ekonomi canlanır, sosyal ilişkiler güçlenir, adalet ve huzur hakim olur. Hilenin ve aldatmanın yaygın olduğu bir toplum ise ekonomik ve ahlaki olarak çökmeye mahkumdur.